Emel Armutçu

Batman’da gayretli bir gençlik gördüm ben. Bilinçli, çalışkan üniversiteliler. Üniversiteli deyince, Batman’da üniversitenin sadece tabelası var. Yani kurulmuş ama henüz açılmamış. Vali Recep Kızılcık, iki yıl içinde açılacağını söylüyor. Oysa her yıl 2000’e yakın Batmanlı genç, üniversiteyi kazanıyor, başka kentlere gidiyor. İşte onlar, yani 40 kentte 55 üniversitede okuyan gençler, biraraya gelip bir dergi çıkarıyorlar: Ortak Çözüm Dergisi. Aslında bu girişimi önce Batmanlı öğrenciler başlatmış, daha sonra tüm doğu illerinden üniversiteliler de katılmış. Ortak Çözümcüler’in, Batman’daki temsilcisi Erhan Basmacı, bu öğrencilerin büyük bölümünün kentine dönüp iş olanakları yaratmak hayaliyle okuduğunu anlatıp duygulandırıyor bizi.

Bakanı sallamalıyız

Erhan, "Üniversite için 750 bin lira ödenek yollamışlar. Bu parayla koskoca üniversite nasıl açılsın?" diyor. Üstelik Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in Batmanlı olduğunu hatırlatıyor ve "Gelmiş Batman’a, bir tek komşusuna bir halı hediye etmiş, bir de köyüne çocuk parkı yapmış. Koca Ekonomi Bakanı, memleketine bu kadarını yapıyorsa, bize de onu o salıncağa bindirip sallamak kalıyor" diyor.

Şaka bir yana, onlar kendilerini sorumlu hisseden üniversiteliler olarak yardım çalışmalarına çoktan başlamışlar; bugüne kadar 100 kişiye kitap dağıtmış, 150 öğrenciye burs sağlamış, 25 öğrenciyi dershaneye yollamışlar.

Ve tüm Türkiye’yi, "Doğuda kütüphanesiz okul, kitapsız öğrenci kalmasın" ve "Doğudaki 1000 ilkokulun çocuğunu giydirelim" kampanyalarına katılmaya çağırıyorlar. Ben aracıyım, kitap ve giysi yardımlarınızı, Ziya Gökalp Mah. Atatürk Bulvarı. Telekom İş Merkezi’ndeki Ortak Çözüm Dergisi’ne göndermenizi istiyorlar. (0488 213 34 12-ortakcozumdergisi@hotmail.com)

Akbank Çocuk Tiyatrosu oyuncuları, Batman’daki gösteriden çok memnun kaldı. Çünkü ilgi çok yoğundu ve minik seyircilerin coşkusu onların performansını da yükseltmişti. "Tüm turnede ilk beşe girer" diyorlar. Batman gösterisinin en sevimli yanı da birçok çocuğun oyunu arkada durmakta olan trenin vagonlarından seyretmesiydi. Vagonların tam sahnenin karşısına düşmediğini fark eden TCDD görevlileri derhal treni biraz geri aldılar ve tiyatroya olan saygılarını gösterdiler.

Nüfusunun yüzde 99’unu Kürtler’in oluşturduğu Batman’da Hürriyet Hakkımızdır/Tren Özgürlüktür Projesi çerçevesindeki ilk konser de Canon işbirliğiyle gerçekleşti. Kürtçe’de "Biz kimiz" anlamına gelen Kine Em parkında gece 09.30’da sahneye çıkan Manga grubunun yazmalı kadın izleyicileri bile vardı. Şarkılar, Batmanlı gençlerin ezberindeydi. Her şey çok güzel gidiyordu. Ancak neyi amaçladıklarını anlamadığım küçük bir grup sahneye doğru taş atmaya başlayınca konser beklenenden erken bitmek zorunda kaldı. Sırtlarına, başlarına taş yiyen fotoğrafçıların, müzisyenlerin hissettiği, fiziksel acıdan çok şaşkınlık oldu. Hepimiz asıl taşlananın "insan hakları" olduğu konusunda birleştik. Grup elemanları, vokalde Ferman Akgül, basgitarda Cem Bahtiyar, DJ Efe Yılmaz, gitarda Yağmur Sarıgül ve davulda Özgür Can Öney’in keyfi yine de bozulmadı; konserden sonra trenimizi ziyaret ettiler. Hep birlikte başımıza geleni değerlendirdik ve "Demek ki bu tür etkinlikleri daha çok yapmalıyız" noktasında karar kıldık.

Batman’ın küçük tren istasyonunun binası 1940’lı yıllarda yapılmış; İsmet İnönü’nün Batman’da petrol ilk bulunduğunda trenle bu istasyona geldiği ve iki gün vagonda kaldıktan sonra eşeklerle petrolün bulunduğu Raman Dağı’na gittiği anlatılıyor. Şimdi restore edilmiş, arkasındaki akasya ağaçlarıyla kızgın mı kızgın güneşten biraz olsun korunan küçük sevimli binanın önünde çocuklar koşuşturuyor. Koca tren, sanki bir oyuncakmış gibi onları sevince boğmuş; karınca sürüsü gibi içine bir giriyor bir çıkıyorlar.

Kadınların hakları

Batman Petrol Gazetesi’nin yazarı Avaşin Yorulmaz, kentin kendine has rengi ve kokusu olduğunu söylüyor bir yazısında. "Kokusu petrol olamaz. Petrolden daha çok hüzün kokuyor. Bu şehir, kırık gülüşlerde acı bir öykü gibidir" diyor.

Bense hayır diyorum. Batman ayağa kalkmaya çalışan genç ve enerjik bir şehir. Kırık gülüşleri yok etmek konusunda umutlu. İyi bir şeyler yapmaya çalışan insanlarla dolu.

Batman Valisi Recep Kızılcık’ın kentte uyguladığı sosyal hizmetlerle ilgili dosyası hayli kabarık: Bir tanesi, kadının ekonomik ve sosyal yaşama katılımıyla ilgili; onların sosyalleşebilmesi için gerekli tüm eğitimlerin verildiği bir proje bu. Diğeri ise genç kız intiharlarıyla gündeme gelen Batman’ın alnındaki bu lekeyi silmeye çalışması.

Kadın intiharlarıyla gündeme gelmekten rahatsızlar. Tabii onlara gerçekten intihar denilebilirse. Elbette çoğumuz onlara "Kendini öldür yoksa ben öldürürüm" dendiğini ya da öldürüp intihar etmiş süsü verildiğini biliyoruz. Evet intiharlar sözkonusu ancak Batmanlılar bunun Türkiye’deki diğer şehirlerin ortalamasından daha fazla olmadığını savunuyor. Valilik, bilinç ve meslek edindirdiği kursiyerlerine, kadının insan hakları, aile içi şiddet, miras hukuku gibi eğitimler de verilmesini sağlıyor.

Ancak henüz ulaşılamamış olanlar var. İstasyon binasında "Aile İçi Şiddete Son" eğitimine katılan kadınlar, en çok kayınvalide şiddetinden şikayet ediyor ve şiddet gören kadının gidecek yeri olmadığını, sesini yükseltenin toplum baskısına uğradığını anlatıyorlar. Kadın çalışmalarının biraz daha hızlandırılıp, derinleştirilmesi gerekli gibi görünüyor.

Valiliğin bir diğer projesi köyden göçle gelenlere verilen psikolojik destek, bir başkası tatil yapabilecek ekonomik güce sahip olmayan ailelerin çocuklarına sağladıkları kamp hizmeti.

Bu hizmetin en sıcak yanı, 100 öğretmenin diğer meslektaşları tatil yaparken bu projede gönüllü çalışması. Çocukların bu kamplarda en çok "değer verilmeyi" gördüklerini anlatırken, şöyle diyor Vali: "Kadınların ve çocukların olmadığı ortamlar çok renksiz ortamlardır. Onların hayata katılmasına hepimizin ihtiyacı var."

Biz bugün gün Gaziantep’e doğru yolda olacağız ve Batman’dan haberleri vermeye devam edeceğiz.

Ajda Pekkan ve Diyarbakırlı feministler buluştu

Önceki gün Diyarbakır’da trenimizi Mardin’den İstanbul’a dönmekte olan Süperstar Ajda Pekkan ziyaret etti. Tam o sırada salon vagonunda Latife Tekin ve Diyarbakırlı kadın örgütlerinin temsilcileriyle sohbet halindeydik. Böylece Pekkan ve Diyarbakırlı feministler bir araya gelmiş oldu. Latife Tekin, Psikolog Jülide Aral, Emel Armutçu, Ajda Pekkan ve töre cinayetlerinin baş düşmanı KAMER kurucusu Nebahat Akkoç (soldan sağa), trende böyle poz verdi.