850 milyon liralık rekabet cezası

GEÇEN hafta Rekabet Kurumu Başkanı Profesör Nurettin Kaldırımcı, rekabet ihlallerinden bugüne kadar kesilen cezanın 850 milyon lirayı bulduğunu söyledi.

Haberin Devamı

Bunun 460 milyon lirası 2011 yılı içinde verilmiş. 460 milyon liranın 277 milyon lirası da otomotiv sektöründeki şirketlere kesilmiş. Başkanın verdiği bilgiye göre, rekabet ihlallerinden en çok soruşturma açılan sektörler bakımından ulaştırma (herhalde otomotiv buna dâhildir) ilk sırada geliyormuş. İkinci sırada gıda ve üçüncü sırada çimento sektörleri yer alıyormuş.

OTOMOTİV SEKTÖRÜNDE REKABET

Eğer bana birisi Türkiye’de en sert rekabet hangi sektörde var diye sorsa, cevabım otomotiv olurdu. Hemen, hemen dünyanın tüm otomotiv üreticileri Türkiye’de at koşturuyor. Bu sektörde har hangi bir firmanın bırakın tekelci güce sahip olmasını, oligopolistik (birkaç büyük firmanın anlaşmalı hareket etmesi hali) bir yapıdan da bahsedilemez. Otomotiv sektörü tümüyle dışa açıktır. Bu sektörde büyüklerin ezdiği veya ezebileceği yavru firma yoktur. Çünkü piyasa payları ne kadar küçük olursa olsun, faaliyette bulunan firmaların istisnasız hepsi yabancı güçlü kuruluşlardır. Sektöre giriş engeli yoktur. Pek tabii çıkmak da serbesttir. Pekiyi nasıl oluyor da en çok rekabet ihlali bu sektörde yaşanıyor ve otomotiv şirketlerine ağır cezalar kesilebiliyor.  Ben bunu anlayamadığıma göre burada “rekabet ihlali” denen eylemin tanımı konusunda benimle kurum arasında ciddi bir fark demektir.

Haberin Devamı

ANLAŞMALI FİYATLANDIRMA

Öncelikle Rekabet Kurumu’na yabancı bir kişi olmadığımı zikretmem gerekir. İlk başkanlardan Profesör Tamer Müftüoğlu ve şimdiki başkan Profesör Nurettin Kaldırımcı zamanında kurumu ziyaret ettim. Çalışmaları hakkında birinci elden bilgi aldım. Hatta iki kez de kurum çalışanlarına düşüncelerimi anlatma imkânım oldu. Rekabet Kurumu, “Rekabetin Korunması” Kanununa göre kurulmuş ve o çerçevede görev yapan “yetkileri çok geniş” adeta mahkeme niteliğinde bir kuruluştur. Kurumun üç temel görev alanından birincisi, aynı sektörde çalışan firmaların, aralarında anlaşarak tabiri caizse rekabette “şike” yapmalarına engel olmaktır.

REKABET, REKABETİN KURDUDUR

Serbest rekabeti bozan en büyük etken bir piyasaya belli bir firmanın hâkim olması ve bu hâkimiyetini kötüye kullanmasıdır. Böyle bir durumun oluşabilmesi için, boğaz boğaza bir rekabet yaşanması ve güçlü olan firmanın en yakın rakibinden başlayarak diğer firmaları kârsızlığa ittirerek ezmesi hatta sektöre yeni girecek rakipleri caydırması gerekir. Hâlbuki “uyumlu eylem ve karar” yani fiyat zamlarını ve bayi kâr marjlarını danışıklı tespit, her firmaya “yaşam alanı bırakmak” demektir. Yani bunların ikisi bir arada olamaz. Türkiye otomotiv sektöründe o kadar çok firma vardır ki; “uyumlu hareket” etmek imkânsızdır.  Kuvvetler öyle dağılmıştır ki, “korunması gereken” zavallı bir otomotiv şirketi de yoktur.
Son Söz: Bir sektörde firma sayısı yeterliyse, rekabeti ayrıca hukukla korumaya gerek yoktur.   

Yazarın Tüm Yazıları