Tahammülsüz fenomenler!

Bu köşeye ilk başladığım hafta sosyal medya, özellikle de Youtube ve fenomenler hakkında gıybetler yapacağımı duyurmuştum. Buradan her hafta sosyal medyada çok takipçisi olan isimlerle ilgili eleştiri ve tespitlerimi paylaşıyorum. Şimdi sizlere bu yazıların üç tanesinin ardından aldığım tepkileri anlatmak istiyorum.

Haberin Devamı

Öncelikle ikinci hafta yazdığım ‘Sosyal medyanın baş belaları bedavacı fenomenler’ yazımla başlayalım. Bu yazıda şirketlerden bedava ürün talep eden fenomenlerin artık sektöre zarar verdiğini ve aslında fenomenlerin bunu yaparak güvenirliklerini kaybettiğini, bir nevi kendi ayaklarına sıktıklarını yazmıştım. Bu yazıda isim vermeden anlattığım örneklerden birisi bahsedilen kişinin kendisi olduğunu anladı ve yazıma yanıt verdi. Buraya kadar bir gariplik yok. Tanınan bir oyuncunun eşi olarak dikkat çeken ardından da fenomenliğe soyunan bu kişi Instagram’dan ve Twitter’dan yazımla ilgili bir cevap yazısı yayınladı.

Eleştirdiğim kişinin eleştiriye karşılık vermesinde ve kendisini savunmasında hiçbir sakınca yok. Ancak bu fenomenimiz ‘belli ki bir karın ağrınız var’, ‘benim yazım sizinkinden fazla okunuyor’ gibi mahalle kavgası dilini kullanarak da tartışmanın seviyesini düşürdü. Bununla da yetinmedi Instagram’da şahsıma 5-6 tane bir çok story atarak eleştirilerime bu kez de sözlü yanıt verdi ve yazıya ne kadar sinirlendiğini anlattı. Bunları yaparken takipçileri de sevdikleri fenomeni korumak için onunla aynı üslupla saldırıya geçti. Bu da yetmedi iki gün sonra  oyuncu eşi yine yazdığım yazıyla ilgili talihsiz ifadeler kullanan bir Instagram paylaşımında bulundu.

Haberin Devamı

Tahammülsüz fenomenler

Benimki bir eleştiri yazısı. Üstelik belli bir kişiyi hedef alarak yazmamıştım. Keşke bu fenomenimizin de birazcık eleştiriye tahammüllü olsaydı. Yazımın odak noktası kendisiymiş gibi davranmasaydı. Sosyal medyada kendisinin de rahatsız olduğu linç kültürüne katkıda bulunmasaydı. ‘Buyurun bu kadın beni eleştirmiş sayın takipçilerim, ağzınıza geleni söyleyin’ mesajı veren paylaşımlarda bulunmasaydı.

Neyse ki yazıyla ilgili “Sonunda fenomenlerin bedavacılığıyla ilgili birileri yazı yazdı” diyen birçok mesaj aldım. Sektörde, özellikle de fenomenlerle işbirliği yapan kurumsal şirketlerde çalışan beyaz yakalıların bu ‘hediye gönder, bedava reklamını yapsın’ sisteminden ne kadar rahatsız olduğunu anlamış oldum.

Haberin Devamı

Anlatacağım diğer olay bir öncekini mumla aratır cinsten. Instagram fenomeni Taha Özer ve Adnan Hoca arasındaki şaşırtıcı benzerlik başlıklı yazımda Özer’in paylaşımlarının kadın düşmanı olduğundan dem vurmuştum. Özer’in de bu yazıya cevabı gecikmedi. Hem de çok ‘seviyeli’ bir şekilde. Özer, ‘Ünlü olmak istersen ben seni yapardım’la başlayan ‘kadınlar bende ne buluyor demişsin seni davet ediyorum gel’ ile biten bir dizi çirkin paylaşımda bulundu. Bu aslında tacizin bir farklı versiyonu... Özer’in verdiği yanıt tam da yazıda bahsettiğim kadın düşmanlığının bir devamı. Maalesef ki Özer de eleştiriyi yapan kişi bir kadın olduğu için ‘her şeyi söyleyebilirim, her şeyi yapabilirim’ zihniyeti hakim.

Haberin Devamı

Tahammülsüz fenomenler

BU KEZ SALDIRAN FENOMEN DEĞİL...

Selin Ciğerci’nin uğradığı homofobik saldırıyı anlattığım yazının ardından onlarca destek mesajının yanında ‘İnşallah senin çocuğun da dönmeyle evlenir, ahlaksızlığı savunuyorsun’ gibi yorumlar aldım. Yine bu yorumlar da tam da yazıda bahsettiğim ‘eşcinsel nefreti’nin bir devamı oldu. Eleştirenlerin Selin Ciğerci’ye empati yaparak uğradığı saldırıya tepki göstermek yerine Seda Akgül’den daha beter bir dille yorum yapması akıl alır şey değil.

 TAHAMMÜLSÜZLÜK SOSYAL MEDYANIN KARAKTERİSTİK ÖZELLİĞİ

Yazılar üzerine eleştiri ve tepki almak çok normal ve güzel. Ancak burada eleştiri ve saldırı arasındaki farkı iyi koymak gerekiyor. Saldırı ve tahammülsüzlük sosyal medyanın en karakteristik özelliklerinden biri haline geldi. Aldıkları eleştirilerden rahatsız olan fenomenlerin ‘saldırganlaşarak popülerleşme’ uğruna bu linç kültürünün bir parçası olmamaları gerek.

Yazarın Tüm Yazıları