Rüya dediğin hayatın ta kendisi

Yorucu bir yılın sonunda eşekten düşmüş karpuz gibi hisseden muharrireniz, her zamanki gibi uykuyla uyanıklık arasındaki o iki arada-bir derede bölgeden bildiriyor:

Yeni yılın ve kurban bayramının bir araya geldiği tatilde "eve" gidip dört gün boyunca mal gibi durmayı planlıyorum. Dört gün boyunca şalteri indireceğim.

Kimseye ilişmeden, ilişimsiz bilişimsiz iletişeceğim bir dört gün geçireceğim.

Hem yılbaşınızı hem de bayramınızı kutlarken, önümüzdeki yıl için de "İyi bir maç olsun" dileklerimle birlikte, kısa-mesaj babında; "Sizinki de kutlu olsun; birkaç günlüğüne aramayın sormayın kardeşim" demek isterim.

Uyku düzeni yine allak bullak oldu; birkaç gün olsun, huzurlu uykular uyuyabilmeyi umuyorum.

EFSUN’UN RÜYASI İYİ GELDİ

Algıda seçicilikten midir, kendi rüyalarımdan bıkkınlık getirmiş olduğumdan mıdır nedir; nerede içinden rüya geçen bir şarkı görsem, ona takılasım var.

Bu aralar müzik kanallarında Efsun isimli grubun Rüya’sının klibi dönüyor; izlemişsinizdir.

Grup, 2004 yılında Gülay Boyalar ve Özer Dönerkaya tarafından kurulmuş. Aynı yıl içinde basgitarda Tuna Erden ve davulda Ethem Uysal da gruba katılmış.

Devrin Usta’nın yönettiği ve "rüyada uçmak" temasının kullanıldığı klibin bir kısmı, Karadeniz kıyısında yer alan Kerpe’deki Kartal Kayası’nda, bir kısmı, İstanbul’da Galata Kulesi çevresinde çekilmiş.

İç mekán çekimlerde küçük bir pencereden dışarıya doğru bakan Gülay Boyalar; denize olan hasretinden olsa gerek, bir rüyalık uçuşta şarkıyı söylüyor:

"Alttan aldım olmadı / Hep besledim doymadı / Artık sabrım kalmadı / Bana verdiğin tüm o sözlere / Vaat edilmiş güzel günlere / Sana olan aşkımdan kandım / Gözünü karartan bu deliyi / Bu nazenin, kırılgan bebeği / Sana olan aşkımdan yaptım / Sana mı kalacakmış şu zalim dünya / Kardeşlik barış olsa, sahiden rüya / İçimden taşan öfke sönecekmiş güya? / Rüya... / Umrunda mı bu dünya?"

Rüya’da gruba, kanunda Yücel Kokşa, vurmalı çalgılarda Ata Güner eşlik etmiş.

İçinden kanun geçen bir şarkı dinlemek iyi geldi valla.

Bu aralar Kafka’vari bir hikáyenin içinde kaybolmuş bir gerzek gibi hissetmekten de ayrıca bitap düşmüş durumdayım zira...

RENKLİ RÜYALARA SİYAH BEYAZ KLİP

Bunun yanında bir de Teoman’ın Renkli Rüyalar Oteli albümünün aynı adlı şarkısının, yine kendisi tarafından yönetilmiş, kısa-metraj film mantığıyla çekilmiş siyah-beyaz klibi var.

Ki isabet demek isterim. Teoman’ın kısa-metrajları, malûmunuz, uzun metrajlarından daha "mantık"lı oluyor; olabiliyor...

Ha, diyeceksiniz ki Renkli Rüyalar Oteli isimli bir şarkıya siyah-beyaz klip çekmenin ne mene bir mantığı olabilir?

"Neden olmasın?" diye de sorulabilir.

Bildiğiniz üzre, renkli-sinemaskop zannettiğimiz rüyalarımızı esasında siyah-beyaz gördüğümüz söylenir.

Rüya bu ya... Al işte kendi kafana göre boya...

Hem bir yandan da:

Şarkının "Yıllar önceydi, çok da güzeldi, şimdi, düşününce / Benimsin, demiştin; ben de senin / Renkli rüyalar otelinde" şeklinde ilerleyen nakarat o kadar sık tekrar ediliyor ki, klip hani neredeyse uzun metrajmış gibi bile izlenebilir.

Bu da böyle bir mantık olsa gerek?..

BAŞROLLERDE TEOMAN, BİR KIZ VE BİR MUSTANG

Klipte, senkronların olmadığı bir şarkıda, tek gecelik bir hikáye anlatılmış. Üç gün süren çekimler kış aylarında gerçekleştiğinden, soğuk, özellikle gece çekimlerini zorlaştırmış.

Bültene bakacak olursak, klipte çok sayıda figüran kullanılmış; Teoman’la rolleri Teksaslı Anjelique paylaşmış. (21 yaşındaki model, şu anda Yunanistan’da yaşıyormuş.) Ayrıca yine klipte, Teoman’ın kendisiyle yaşıt otomobili kullanılmış. 1967 model Mustang California Special’mış.

Rüya dediğiniz ne ki zaten? Hayatın ta kendisi gibi: Bir tür yarış...

Bilincin altı-üstü: Ööö’le: Bir negatiftir, bir pozitiftir; genel itibarıyla ortamlara şöööyle bir bakış...

Renkli Rüyalar Oteli’nde durumlar böyleyken böyle...

Bir maçtır gidiyor (Lig mi deseydik?): Hayat işte...

Standart: Önümüzdeki sezon, görüşmek üzre...
Yazarın Tüm Yazıları