Paylaş
'DÜŞÜN zamanın akıp gidişini! Gerçek şu ki insan ziyandadır; meğerki imana erip doğru ve yararlı işler yapanlardan olsun ve birbirlerine hakkı tavsiye edenlerden, birbirlerine sabrı tavsiye edenlerden...’ (Asr suresi)
Zaman/ömür insanın en değerli sermayesidir. Geçen her saniyede herkesin sermayesi azalmakta olduğundan bütün insanlar zarardadır. Ancak ömür sermayesini/zamanını, imanla, salih amelle, kendisine ve başkasına faydalı işlerle yatırıma dönüştürenler bu zararını önleyip kâra geçebilirler. İnsanoğlu bütün duyguları hayattayken hissedebildiğinden sahip olduğu en kıymetli şey ömrüdür/zamanıdır. Fakat Allah resulünün buyurduğu gibi insanoğlu iki konuda aldanmıştır; yani kıymetini bilememiş yeterince değerlendirememiştir. Zaman ve sağlık...
İSLAM ZAMANLI MEDENİYETTİR
Medeniyet tarihi yorumcuları medeniyetleri zaman ve mekân olarak ikiye ayırmaktadır.
İslam, zaman merkezli bir medeniyettir. Onda her şey zaman önceliklidir. İbadetlerde de, günlük yaşantıda da bu böyledir.
İslam’da ibadetler zaman öncelikli olarak programlanmaktadır.
Namazda zamandır aslolan. Namazın vakti girmeden namaza ait mekânın bir esprisi yoktur. Çünkü vakit girince namaz her yerde kılınabilir.
“Muhakkak ki namaz vakitleri belirlenmiş olarak sizlere farz kılındı.” (Nisa 103)
GEÇEN GEÇMİŞ GELECEK MEÇHUL
İçinde bulunulan an, en kıymetli zamandır. Çünkü an geçmiş ile geleceğin kesişme noktasıdır. Değerli olan da o noktadır. Geçen geçmiş, gelecek ise meçhuldür.
İmam Şâfî’nin, “Zaman kılıç gibidir. Sen onu kesmezsen o seni keser. Nefsin en büyük düşmanındır. Sen onu hayırla meşgul etmezsen o seni şer ile meşgul eder” sözü, aslında zamanı yönetmenin nefsin tuzağına düşmemek için önemli olduğuna dikkat çekmektedir.
ALLAH RESULÜ BUYURUYOR Kİ
Allah resulü şöyle buyurmaktadır:
5 şey gelmeden önce 5 şeyin kıymetini biliniz.
1- Hastalık gelmeden önce sağlığın.
2- Yaşlılık gelmeden önce gençliğin.
3- Fakirlik gelmeden önce zenginliğin.
4- Meşguliyet gelmeden önce boş vaktin.
5- Ölüm gelmeden önce dünya hayatının. (El-Beyhakî, Şuabul Imân, No. 9575)
KISSADAN HİSSE
HZ. HUZEYFE’NİN GİTMEDİĞİ NAMAZA HZ. ÖMER DE GİTMEDİ
- BİR gün Hz. Ömer, Resulullah’ın kendisine “münafıkların ismini bildirdiği” rivayet edilen Huzeyfetü’l Yemani’ye, “Münafıklar listesi içinde benim ismim de var mı” diye sormuştu. Hz. Ömer halifeliği zamanında Huzeyfe’nin bir cenazenin namazını kılmadığını görerek, ona sordu:
- Niçin cenaze namazını kılmadın?
Resulullah’ın sırdaşı Hz. Huzeyfe dedi ki:
- Resulullah efendimiz, bana o kişinin münafık olduğunu açıklamıştı. Bunun için onun namazını kılmadım.
- Allah’ın resulü münafıklar arasında Ömer’i de saydı mı ya Huzeyfe?
- Hayır, ya Ömer!
- Peki, memurlarım arasında münafık var mı?
- Sadece bir tane var. Ancak ismini söylemeye memur değilim.
Huzeyfe, Hz. Ömer’in bütün ısrarına rağmen ismini söylememiştir. Bundan sonra Hz. Ömer, Huzeyfe’nin gitmediği cenazeye gitmemiştir. Çünkü onun gitmemesini, ölenin münafık olduğuna işaret sayardı.
BİR SORU BİR CEVAP
FITIR SADAKASI BORCU NASIL ÖDENİR?
BÜTÜN ibadetlerde olduğu gibi sadaka-i fıtır yükümlülüğü de geciktirilmeyip zamanında yerine getirilmelidir. Bununla birlikte zamanında ödenmemişse, bu fitrelerin mümkün olan ilk fırsatta ödenmesi gerekir. Fitre yükümlülüğü, İmam Şâfi, Ahmed bin Hanbel ve bir rivayette İmam Mâlik’e göre ramazanın son günü güneşin batmasıyla, Ebu Hanife’ye ve diğer bazı müçtehit imamlara göre ise bayram günü tan yerinin ağarmasıyla gerçekleşir. Böyle olmakla birlikte fitre ramazan ayı içinde de verilebilir. Hatta fakirlerin bayram ihtiyaçlarını karşılamaları için bayramdan önce verilmesi daha iyidir. Ancak bayram sabahına kadar sadaka-i fıtır verilmemiş ise bayram günlerinde ödenmesi gerekir. Zamanında ödenmeyip sonraya kalan fitreler ise mümkün olan ilk fırsatta ödenmelidir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, III, 312, 322)
3 HAREM 3 KUTSAL MESCİT
ECDADIN HATLARI
1516-1517 Ridaniye-Mercidabık savaşlarıyla Yavuz Sultan Selim Mısır’ı Memlükler’den alır ve Hicaz bölgesinin kontrolü Osmanlı’ya geçer. Yavuz Sultan’dan 1917’ye kadar ecdadımız 400 sene bu topraklara hizmet etti. Yeşil Kubbe’yi inşa ederken ustaların hiç konuşmadığı, araç gereçlerine Esma-ül Hüsna’yı vererek Allah’ı zikrettikleri rivayet edilir. Ecdadımızın peygamber aşkı çok ileri seviyededir. Harem’den Medine’ye kadar devam eden demir yolunun Medine’de rayları döşenirken ses çıkar, “Seslerinizi peygamberin sesinin üzerine çıkarmayın” (Hucurat, 2) ayeti akıllarına gelir, çekiçlerin üzerine keçe bağlayarak çakarlar çivileri. Sultan Abdülmecid zamanındaki tadilat sırasında mescidin hat yazıları için yarışma düzenlenir, Abdullah Zühtü Efendi birinci gelir. Bugün Ravza-i Mutahhara’daki hat yazıları ecdadımızındır.
KUDÜS’ÜN KİTABI
'KENDİSİNE ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed’i) bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.“ (İsra 17/1)
Ebu Zerr Gıfari (r.a.) sorar: “Ya Resulullah yeryüzünde yapılan ilk mescit neresidir?” Efendimiz (s.a.v.), “Beytullah, Kâbe’dir” der. “Sonra neresi” diye sorar Ebu Zerr. Resulullah “Mescid-i Aksa. Beytü’l-Makdis’tir” der. Ebu Zerr, “Peki ikisi arasında kaç yıl var” diye sorunca “40 sene” cevabını verir. (Müslim, Mesacid 1)
Hz. Âdem ile başlar Kudüs’ün serüveni. Yani insanlığın dünya serüveni ile birlikte. Tabiri caizse şehre ismini veren mabet Mescid-i Aksa, Mescid-i Haram’dan sadece kırk yaş gençtir.
Üç semavi dinin büyük önem atfettiği, başta Mescid-i Aksa, Kubbe-tüs-Sahra, Halilürrahman Camisi, surları, sebilleri, medreseleri olmak üzere birçok eserle Arap ve Türk-İslam medeniyetinden derin izler taşıyan bu coğrafya, bugün tekrar keşfedilmeyi bekleyen bir hazine gibi.
Geçmişinden bugüne tarihi, mimarisi ve inanç haritası ekseninde, üç semavi din tarafından eşsiz kabul edilen bu hazineyi “Miracın Konağı Arz-ı Mukaddes” adlı kitabımızla sizin istifadenize sunuyoruz.
Gayret bizden takdir Allah’tan.
KURAN VE RAMAZAN
Ey örtüsüne bürünen! Kalk, insanları uyar. Rabbinin ismini yücelt. Elbiseni tertemiz tut. Kötülüğün her çeşidinden sakın. Yaptığın iyiliği çok görerek başa kakma. Rabbinin rızası için sabret.
Paylaş