Paylaş
Bugün aramızda olmayan, yurtdışında yaşamak zorunda kalan Yalçın Yusufoğlu’nun yazılarından oluşan ‘Sinemanın Dünü’ kitabı sinema tarihi üzerine bilgimizi pekiştiriyor.
Kitabın başında onun hakkında yazılanlar yer alıyor:
- Yalçın ve Sinema - Haluk Şahin
Bir kuşak gençlik notları
- Yalçın Yusufoğlu, Sinemada Politik Göz - Orhan H. Aydın
Edebiyat ve Yalçın Yusufoğlu
Sinema ve Yalçın Yusufoğlu
Müzik ve Yalçın Yusufoğlu
Siyaset ve Yalçın Yusufoğlu
Son Bir Anı
- Yalçın Abi, Önsöz Gibi - Barış Pirhasan
İçerik sıralaması:
- Tanıtma Notu
- Teknoloji Çağının Kinetiği ve Tembelliği
- Bir Sinema Efsanesi Charlie Chaplin
- Sarlo’nun Evrenselliği
- Sözsüz Komedi Dünyası
- Dışavurumculuk: “Dr. Caligari”den Adolf Hitler’e”
- Sessiz Sinemanın Şairi Murnau
- No Pasaran!
- Fransa Sinemasının Altın Çağı
- Şiirsel Gerçekçilik
- Marcel Carné, “Sinemanın M’siydi
- Nazizm Altında Fransa Sineması
- İşgale Karşı Direnişin Filmografisi
- Hollywood Efsanesi ve Gerçeği
- Hollywood Arşivinden
- Perdede Tennessee Williams
- İki Portre: Jules Dassin ve Melina Mercouri
- James Dean ya da Çocuk Sevgiyle Büyür
‘YALÇIN ABİ, ÖNSÖZ GİBİ’
- Barış Pirhasan’ın ‘Yalçın Abi, Önsöz Gibi” yazısından: “Sinemanın Dünü öncelikle genç sinemacılar, tüm sinemaya gönül vermişler için bir başvuru/başucu kitabı. Bir armağan. Ama bir akademik bilgiler yığını değil. ‘Teknoloji Çağının Kinetiği ve Tembelliği’ başlıklı ilk bölüm, sinemayı tutkuyla seven ama genel geçer klişelerle yetinmeyenler için yazıldı.
Sokaklarda yürürken Rumca, Ladino ve Fransızca dillerinin hâlâ duyulduğu, Cadde-i Kebir ya da Grand Rue de Pera’nın son günleriydi. Daracık sokaklardaki oyun salonlarında langırt turnuvaları yapardık. Yalçın, ben, Faruk Sipahi, Murat Belge, Ali İzzet Eken, Mustafa Gürsel... Balıkpazarı’nda Lefter’in meyhanesine gidip laterna dinlerdik. Garson Tanaş’ın başına rakı bardağı koyup sirtaki oynamasını seyrederdik. ‘Paran yoksa aşk dediğin keten helva’ derdi Tanaş, biz de her fırsatta tekrarlayıp gülerdik. Stadt Hamburg Birahanesi, domates çorbası ve şnitzelini keşfettiğimiz Fischer Lokantası en beğendiklerimiz arasındaydı.
Öğrenciydik, fazla bir paramız yoktu ama zaman zaman böyle yerlere gidecek parayı aramızda denkleştirebiliyorduk. Yalçın da ben de subay-öğretmen ailelerin çocuklarıydık. Benim ailem Bursa’da olduğu için Bursalı arkadaşlarla Fatih’te kiralık bir dairede oturuyordum, Yalçın ise Samatya’da ailesiyle yaşıyor, içkiyi fazla kaçırdığımızda ya da Sıkıyönetimin sokağa çıkma yasağı saati yaklaşınca bizim eve damlıyordu. Sabahlara kadar konuşuyorduk ve başlıca konumuz son gördüğümüz filmler, seyrettiğimiz tiyatro oyunları ve okuduğumuz kitaplardı.”
ÖZEL TANITIM:
“Sinemanın da bir tarihi var. Bu tarihi her aktarma, anlatma çabası gerçekte akıp giden olayların nesnelliğine anlatıcının öznelliğini katar. Sinemanın Dünü bu bakış açısını benimseyen biri tarafından yazıldı, dolayısıyla sinemanın tarihini değil dününü anlatıyor. Sinemanın tarihi film arşivlerinde duruyor, diğer ‘tarih’lerde bulunmayan bu ayrıcalığıyla sinemanın dünü istenildiği zaman izlenebilir.
Yalçın Yusufoğlu sinemanın dününe tanıklık etmek isteyeceklere sinemanın loşluğunda yol gösterici oluyor. Kendi yaşamı da çocukluk tutkusu olan sinemaya ait dünün bir bölümüyle çakışmış olduğundan, okur, onun anlatısının öznelliğiyle buluştuğunda Türkiye’de sinema olgusunun yerleşmesindeki önemli uğrak noktalarına ve kişisel çabalara da tanıklık edecek.”
(H2O Kitap)
Paylaş