Sinema kültürümüzde Sinematek’in yeri

Jak Şalom’un kitabını okumaya başlarken Şakir Eczacıbaşı’nı, Onat Kutlar’ı özlemle andım.

Adı çağrışımlar silsilesini başlatıyor:

‘Bir

Sinematekten

Ötekine

Sinemayı Sevmek’

Kitap kime ithaf edilmiş:

“Bu kitabın yazılması için  ısrarlı telkinlerinden yıllar boyu vazgeçmeyen

Füruzan’ın anısına...”

İçindekilerden bir seçme:

ÖNSÖZ

Yahut

Bir Sinemaseverin İlk Değerlendirmeleri

12 – 13 yaşlarında bir çocuk gördüğü filmlerin listesini niye yapar? Filmleri neden yıldız vererek değerlendirir?

Henüz bütün filmlere tek başına gitmediğim bir dönem. O günlerde gördüğüm filmlerin hepsini ben seçmedim ama değerlendirmelere bana ait! Aşağıdaki defter sayfası yıllarca sürecek olan değerlendirmelerden ilki... Henüz yönetmen adları ve filmlerin özgün başlıklarını kaydetmiyordum.

BAŞLARKEN

Yıllarım Türkiye’de ve yurtdışında Sinematek ve Film Arşivlerinde geçti. Amaçları 130 yıllık sinema mirasını korumak ve film kültürünü yaymak olan bu kamu ya da vakıf kurumlarının kütüphaneler kadar resim ve heykel, arkeoloji müzeleri, insanlığın kültür mirasıyla ilgili çalışmaların yapıldığı, geçmişi günümüzde anlayabilmemize yardımcı olan bugünkü çalışmalarımızda, yaratıcılığımızda bize ışık tutan bütün kurumlar kadar önemli olduklarına inanıyorum. Türk Sinematek Derneği’nde Onat Kutlar, Fransız Sinematek’inde Henri Langlois, kendilerine çok şey borçlu olduğum insanlar olarak gençlik yıllarımı aydınlattılar.

Kitabın ilk bölümü  Türk Sinematek Derneği odağında oluştu.

BÖLÜM BAŞLIKLARI:

I- Bir Sinematekten Ötekine

Türk Sinematek Derneği

Başka Bir Sinema Arayışı Genç Sinema

Fransız Sinemateki ve Henri Langlois

II- Bir Sinematekten Ötekine

Sinematek / Sinema Evi

Sinematek Yeniden Hayatımızda

Sinema salonlarının sonu mu

Kadıköy’de Bir Sinematek

III- Onat Kutlar için

Onat Kutlar İçin Özlemle

Onat  Kutlar’ın ‘Sihirli Kalemi’ ve Sinema

Luchino Visconti’nin La Terra Trema Yer Sarsılıyor Üstüne Üç Eleştiri Yaklaşımı

BİTİRİRKEN

“75 yılı kapsayan bir sinemaseverlik sürecini sözlerle noktalamak kolay değil. Sinemanın ‘Büyük Beyazperde’sinin büyüsünün geleceğini kim bilebilir? İnsanlığın sözcüklerden vazgeçip görüntülerde anlam bulabileceğini düşünmeye başladığı günlerde hayal gücümüzü besleyenlerin aslında sözcükler olduğunu anlayacak ve anlatacak vaktimiz kaldı mı?”

Sinemaya adanmış bir ömür, sinema tarihine not düşüyor.

(Kırmızı Kedi Yayınevi)