Paylaş
Onunla dostluğumuzu güçlendiren ansiklopedi çalışmaları oldu. Gazeteler tiraj almak için ansiklopedi veriyorlardı. Hürriyet de AnaBritannicca’yı seçmişti. Yayın hakkı onundu. Görüşmeleri ben yürütmüştüm, o dönem reklam bürosuna sıkça gidip geldim.
Turgay Fişekçi’nin çıkardığı Sözcükler dergisi yeni sayısında onun için özel bir bölüm yaptı.
Kısaca yaşamı:
İlk öğretmeni Surp Haç Tıbrevank Lisesi’nde edebiyat öğretmeni Sabri Altınel’di. İlk edebiyat eğitimini ondan aldı. Sonra İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı’na girince kendini Mina Urgan, Berna Moran, Cevat Çapan, Akşit Göktürk gibi efsane isimlerin arasında buldu.
Yeni Dergi’ye çeviriler yaptı, Memet Fuat’la tanıştı. Sinematek’in film gösterilerinin yapıldığı Şişli Ümit Sineması’nın fuayesinde ilk kitabevi deneyimini yaşadı. Hemşerisi Elia Kazan’ın 600 sayfalık romanı Uzlaşma’yı çevirdi. Reklam dünyasında parladığı birkaç yıldan ve bu işkolundan biriktirdiği sermaye ile 1980’de İnci Asena ile birlikte Adam Yayınları’nı kurdu. Yayınevinin yerli yazarlar dalını Memet Fuat’a, çeviri yayınlarını Cevat Çapan’a emanet etti.
Adam Yayınevi’nin sloganı, “Değerli kitaplar yayımlar”dı. Satış şansı düşük şiir, deneme, inceleme gibi türlerdeki kitapları, her yazarın her kitabına peşin yüzde on beş telif ücreti ödeyerek yayımlama cesaretiyle işkoluna benzersiz uygulamalar getirdi.
Nazar Büyüm, Adam Yayınevi’nin gelişmesi, Nâzım Hikmet’in, Orhan Veli’nin, Yaşar Kemal’in, Aziz Nesin’in yayınevi olmasında büyük emek harcadı. Hep yüksek heyecanı ve ataklığı ile ansiklopedi yayıncılığında da öncü oldu. Yurt Ansiklopedisi, Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, AnaBritannica, Temel Britannica gibi yayınlarla neredeyse her eve ulaşma başarısı gösterdi.
Dergide, Büyüm’ün son günlerinde kaleme aldığı, ilk kez yayımlanan bir öyküsü ile Leyla Çapan ve Sedef Betil’in yazıları, İnci Asena’nın da bir şiiri yer alıyor.
Nazar anlatıyor:
İstanbul’dan baksan tepesi görünür
Ağırbaşlı, alçakgönüllü bu ihtişam kimde var hey
Erciyes’te bir kar erir
Su uyanır yol boyunca Develi’de, İncesu’da
Kavak olur, söğüt olur, badem olur;
Cevizler yok mu o cevizler
- Şeftali bulunmaz pek, o Bursa’da -
Ama bağların çocuğu üzümler
Üzeri buz tutmuş, bir dane at ağzına, pörtler.
Sırtını serersin toprağa baharın
Bir buğu yükselir topraktan
Bir koku sarar ortalığı be
Mayısın bulutlarına bakarsın heeyt
Mayısın bulutları başkadır, beyaz,
Böyle şey olmaz
Düşündeki yar sanki göğsünde
Dört mevsim cümbüşüdür renklerin
Yaz akşamları bozkırda gökyüzü
Kırmızı değil, mor değil, bilinmez
Atarsın kendini Keyş’in havuzuna taş oyuğunda
- Su öyle soğuk ki insan hiç ölmez -
Balık olursun birden soluğun hiç bitmez
Hiç bitmez, şaşarsın, yüz babam yüz
El ele bağbozumu sonbaharı çağırır
Bir şenliktir düşünmezsin Ermeni midir, Türk mü
İnsansındır, çünkü gerçek insan
Kışın kiler dolu yaz verimiyle
Şarap iç oğlum okula giderken çay niyetine
Kışın Erciyes etek ucuna kadar beyaz
Yaşam biraz güç
Ama sıcacık, ama mutlu, ama bembeyaz.
Paylaş