Afrodisyas üzerine

Mesut Ilgım’ın hazırladığı ‘Afrodisyas - Sebasteion - Sevgi Gönül Salonu’ kitabı bu gerekçelerle önem kazanıyor.

Sunum, Ömer M.Koç’un:

“1979–1986 yılları arasında Prof. Kenan T. Erim tarafından yapılan kazılarda günışığına çıkan ve antik dünyada bir benzeri daha bulunmayan, Sebastion tapınağına ait, sanat değeri çok yüksek kabartmalar nihayet sergileniyor.”

Ömer M. Koç’un Sunum yazısında, kazıda bulunuşlarından bu yana yapılanlar anlatılıyor.

1987 yılında bir avuç Afrodisyas sevdalısı tarafından kurulmuş olan Geyre Vakfı, Afrodisyas antik kentinde kültür, bilimsel araştırma ve geliştirme konularında devam eden faaliyette bulunmayı amaç edinmiş ve kuruluş tarihinden itibaren Afrodisyas antik kentinde devam eden kazı ve restorasyon çalışmaları için kaynak yaratmaktadır.

Cengiz Bektaş’ın Afrodisyas’ta Ek Müze (Sebasteion Salonu) yazısı da yer alıyor.

Kitapta ‘Efsaneler ve Kahramanlar’ yazısında salonda bulunanlarla ilgili bilgiler veriliyor.

Diğer bir bölüm de ‘Tanrılar ve İmparatorlar’, ‘Ethne: İmparatorluk Halkları’, ‘Claudius ve Neron’un Evrensel Yönetimi’, ‘Afrodisyas’ın Mavi Atı’, ‘Efsaneler ve Kahramanlar’.

Genel tanıtım notları:

“Yunan ve Roma döneminden günümüze ulaşan en önemli antik kentlerden biri olan Afrodisyas aynı zamanda çağının en ünlü heykeltraşlık merkezlerinden biriydi. Afrodisyaslı heykeltraşların bölgeye özgü kolay işlenir mermerlerle yaptığı yontuların ünü Afrika’dan Roma’ya bütün dünyaya ulaşmıştı.”

Önemli bir kazı üstüne yazılmış, heykellerin de yer aldığı aydınlatıcı bir kitap.

(Yapı Kredi Yayınları)

SANAT VE EDEBİYAT DERGİLERİNİN DURUMU

BİRÇOK dergiyi kitapçılarda bulamıyoruz. Dağıtım açısından eskiyi özlediğimi söyleyebilirim.

Beyazıt’ta meydan bozulmadan önce durakta bir seyyar dergici vardı. Türkiye’de çıkan bütün edebiyat dergilerini ondan alabilirdik. Cağaloğlu’na inerken birçok yayınevinin idarehanesi de orda olduğundan gene dergileri almak mümkündü.

Şimdi çok az kitapçıda dergiler bulunabiliyordu. Dergilerin ekonomik sorunlarını, güç koşullar altında çıktığını düşündüğümüzde bu umursamazlık dergi okurunu daha da üzüyor.

Abonelik sisteminin dergiyi besleyecek sonuçlar verdiğine inanmıyorum. Çünkü birçok dergi okuru gördüğü zaman bir dergiyi alır, bayide bulamazsa aramaz. Bana gönderilen dergiler dışındakileri arayarak, birkaç kitapçıyı gezerek bulabiliyorum.

Dergi standlarında o kadar çok farklı alandan dergiye rastlıyorum ki, edebiyat dergilerinin bu kadar çok dergi arasında bulunmaması şaşırtıyor.

Bir kitapçının vitrini sadece kâr amacıyla düzenlenmez, az ama kaliteli okurları da mağazaya çekecek bir güç olduğunu düşüneceklerini umuyorum.

KURUM KÜTÜPHANELERİ

BELEDİYELERİN kütüphane açmalarının yanı sıra kurumlar da ya kütüphane açıyorlar ya da varolan kütüphaneyi zenginleştiriyorlar.

Bunların başında da Büyük Kulüp geliyor. O kütüphaneyi gezdim, bazı kitapların ilk baskılarına burada rastladım. Bu kitaplara ek olarak yeni kitaplarla da kütüphane zenginleştiriliyor.

Kütüphanedeki bazı önemli, ilk baskı kitaplar:

Notre de Paris – Victor Hugo - 1842 yılı basımı

Üç Silahşörler – A.Dumas

Vadideki Zambak – Balzac – 1890 basımı

Fransız İhtilali Tarihi – George Sorel