FRANSA, Ukrayna, Belçika ile aynı gurupta bulunduğumuz 2009 Avrupa Şampiyonası elemelerinde işimiz hiç de kolay değil. Gurup birincilerinin direkt gidecekleri şampiyonada, en iyi ikinci olan takımlar arasına girmemizin, alacağımız galibiyet sayısına bağlı oluşu işimizin ne kadar zor olduğunu gösteriyor.
Hidayet Türkoğlu’nun etrafında kurulan takımımız, Kerem Tunçeri ve Ömer Onan dışında genç, heyecanlı arkadaşlardan kurulu. Mehmet Okur ve Kaya Peker’in olmamasına rağmen kadro yapımıza baktığımızda en kuvvetli olduğumuz yer pota dibi. (Kerem Gönlüm, Ömer Aşık, Semih Erden ve Oğuz Savaş) Ancak Ömer Aşık’ın şanssız sakatlığı ve uzun bir dönem oynamayacak olması moralimizi bozdu. Aşık’ın yerine kadroya davet edilen Fatih Solak’ın ise bu mevkide ne kadar faydalı olacağı konusunda endişeliyim. Bu endişemin nedeni Fatih’in iki sezondur aldığı dakikalar. (2007-08 sezonunda 8 dakika, 2006-07 sezonunda 21 dakika )
Ego savaşları ve hüsran
2006 Dünya Şampiyonası’na giderken Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur yoktu. İbrahimKutluay’ın etrafında organize edilen Milli Takımımız Dünya Altıncısı gibi kimsenin beklemediği bir başarıya imza atarken, iki kez arka arkaya Litvanya’yı yenmemiz ülkemizi basketbol dünyasında saygın bir konuma getirmişti.
Herkes gibi ben de bu kadroya Hidayet ve Mehmet’in alınmasının 2007 Avrupa Şampiyonası’nda büyük bir patlama getirmesini bekliyordum. Ancak yıldız oyuncularımız arasındaki eskiye dönük ego savaşları hüsrana neden olmuştu.
Heyecan verici kadro
Federasyonumuz, 2010 Dünya Şampiyonası’nın yaklaştığı bu dönemde radikal kararlar aldı. Hidayet Türkoğlu’nun etrafında uzun dönemdir kadroda olmayan Kerem Tunçeri’yi de içine alan heyecan verici bir kadro seçti. Hido’nun istekli olduğu, A Milli Takım için olumlu demeçler verdiği ortamda 2006 Dünya Şampiyonası’ndaki havayı yakalayabiliriz. Sakatlıklar olmazsa bu ortam mutlak başarı getirir.
2009 Avrupa Şampiyonası’na girer, sakatlığı geçmiş, kafasını rahatlatmış bir MehmetOkur’u da bu takımın içine motive edebilirsek, hem Avrupa Şampiyonası’nda hem de 2010 Dünya Şampiyonası’nda fırtına gibi esebiliriz.
Burada dikkat edilmesi gereken tek şey bugünden itibaren 2010 Dünya Şampiyonası’nın sonuna kadar (alacağımız dereceler ne olursa olsun) kadronun ana iskeletini bozmamak, Hidayet ve arkadaşlarını bu süreçte beraberce oynatarak istikrarı sağlamak.