Mesane Kanserinin Görülme Sıklığı Nedir?
Hastalık kadınlara oranla erkeklerde daha sık izlenmekte ancak kadınlarda daha agresif seyrettiği bilinmektedir. Diğer ürolojik kanserler gibi mesane kanserinin de görülme sıklığı yaşla orantılı olarak artmakta ve genellikle ileri yaşlarda izlenmektedir. Ancak çocukluk çağı dahil her yaşta görülebileceği unutulmamalıdır.
Mesane Kanserinde Erken Teşhis Önemli Midir?
Her kanser türünde olduğu gibi mesane kanserinde de erken tanı hastalığın seyri ve prognozu açısından oldukça önemlidir. Erken tanı alan hastalarda TUR ameliyatı ile tümör çıkarılmakta ve kemoterapi, radyoterapi gibi sistemik tedavilere ihtiyaç olmadan kişi kendi mesanesi ile yaşayabilmektedir.
Kimler Mesane Kanseri Taraması Yaptırmalıdır?
Sıklıkla cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ajanlarına bağlı oluşsa da cinsel temas dışı oluşan enfeksiyonlar, alerji, travma, tümör, kimyasal tahriş gibi durumlarda bu hastalığa yol açabilmektedir.
Bu hastalığa en sık yol açan etkenler; gonore (bel soğukluğu), klamidya, mikoplasma, ureoplasma ile çeşitli viral ve paraziter ajanlardır.
Üretrit belirtileri nedir?
Bu hastalığın tipik belirtileri genital bölgeden (penisten veya vajinadan) akıntı, sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, idrar yapmakta güçlük ve idrar kanalında kaşıntıdır. Bel soğukluğunda oluşan akıntı yoğun, irinli ve yeşil renkli iken, diğer tiplerde şeffaf ve daha az miktardadır.
İdrar kaçırma görülme sıklığı yaşla birlikte artar ve kadınlarda erkeklere oranla daha sık izlenir.
İdrar Kaçırma Toplumda Ne Sıklıkla Görülür?
Kadınların %20-30'u yaşamlarının bir döneminde idrar kaçırma sorunu yaşar. Erkeklerde ise bu oran %10-20'dir. Altmışbeş yaş ve üzeri kadınların %75'i, erkeklerin ise %50'si idrar kaçırma problemi yaşamaktadır.
Yetişkinlerde İdrar Kaçırma Neden Olur?
Yetişkinlerde idrar kaçırma, pelvik taban kaslarının zayıflaması, sinir hasarı veya mesane işlev bozukluğu gibi birçok nedenden kaynaklanabilmektedir.
Beş yaşın altındaki çocuklarda geceleri idrar kaçırma anormal bir durum olarak kabul edilmemektedir.
Geceleri altını ıslatma erkek çocuklarda daha sık izlenmekte, sıklıkla ailesel geçiş göstermekte ve görülme oranı yaşla birlikte azalmaktadır. Çocuğa ve aileye sorunun anlatılması, konu hakkında detaylı bilgi verilmesi tedavinin başarısında çok önemlidir.
Sıvı alımın kontrolü ve diyet
Çocukların öncelikle gece yatmadan 2 saat öncesinden itibaren sıvı alımı kısıtlanmalıdır. Ama sağlık açısından gün içerisinde sıvı kısıtlamasına gidilmemeli ve gün içerisinde eşit olarak dağıtılmalıdır. Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tüketiminden kaçınılmalıdır. Kabızlık problemi varsa mutlaka çözülmelidir. Bunun için bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır.
Sıvı alımını arttırmak idrar hacmini arttırmakta, bu da idrar içerisinde taş oluşturan kristal yoğunluğunu azaltarak taş oluşumunu engellemektedir.
Hava sıcaklığına göre sıvı alımı günlük en az 2.5 – 3 L arası olmalıdır. Başka bir ifadeyle kişinin günde 2 L idrar yapacak kadar sıvı tüketmesi sağlanmalıdır.
Sıvı tüketiminin sıvı kaybının arttığı zamanlarda (sıcak hava, egzersiz vb.) arttırılması ve gün içine yayılarak (sirkadiyan tarzda) yapılması önemlidir. Günlük sıvı tüketimini yalnız yarım litre arttırmak taş oluşma riskini %80 azaltmaktadır.
Limon, portakal ve greyfurt suyu gibi sitratça zengin sıvıların tüketiminin taş oluşumundan koruduğu bilinmektedir. Sıvı çeşidi olarak kalorisiz ve nötral PH’ya sahip içecekler tercih edilmelidir. Genel olarak tüketimi önerilen sıvı sudur. Suyun sertlik değerinin taş oluşumunda etkili olmadığını birçok çalışma göstermiştir.
Dengeli olmak kaydıyla fiberden (liften) zengin ve sebze ağırlıklı beslenme tarzı böbrek taşı oluşumundan korunmada esastır.
Kalsiyumdan zengin peynir, süt ve yoğurt gibi gıdalar aşırı kaçmamak kaydıyla düzenli olarak tüketilmelidir. Ancak aşırı tuzlu peynir gibi çok tuzlu süt ürünlerinden uzak durulmalıdır. Bağırsakta oksalatı bağlayarak atılımını sağlayan kalsiyumun gereğinden az alımı taş oluşumuna zemin oluşturmaktadır.
Böbrek taşı olan insanlar ne yememeli?
Özellikle oksalat atılımı fazla olan kişilerde oksalatça zengin pancar, fındık, kakao, ıspanak, çikolata, soya ve buğday gibi gıdaların aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır.
Bu sorunun tedavisinde kullanılan çeşitli ilaçlar, cihazlar ve cerrahi teknikler olsa da doğal yöntemlerle de kişinin ereksiyon kapasitesi arttırılabilmektedir.
Dengeli ve Sağlıklı Beslenme
Sağlıklı ve dengeli beslenme penis içine kan akışını sağlayan damarları koruyarak cinsel fonksiyonların devamına yardım eder ve ayrıca erektil disfonksiyon gelişimi için risk faktörü olan kalp hastalıkları, obezite, diyabet, hipertansiyon gibi hastalıklara karşı da koruma sağlar.
Yapılan birçok çalışmada Akdeniz diyeti dediğimiz sebze, meyve ve balıktan zengin dengeli beslenme tarzının hem genel vücut sağlığını hem de cinsel fonksiyonları korumak açısından önemli olduğu gösterilmiştir. Bu tip beslenme tarzı hem penis içi kan akışını arttırmakta hem de erektil disfonksiyon için risk faktörü oluşturan obezite, diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalıklarına karşı korumaktadır.
Sinir sisteminin bir bölümünde doğuştan ya da sonradan gelişen bir sebebe bağlı (enfeksiyon, tümör, travma gibi) mesane fonksiyonlarının etkilenmesine “Nörojen Mesane” ismi verilmektedir.
Belirtileri nelerdir?
Sinir sisteminde tutulan bölgeye göre bulgu vermektedir. En sık izlenen şikayetler;
İdrar Kaçırma; Mesane kapasitesinin azalması, idrar tutma mekanizmasının yetersizliği veya mesanede istemsiz kasılmalar bu duruma yol açabilir.
İdrar Yapmakta Zorlanma veya Yapamama; Mesane kasının kasılamaması ya da sfinkter yapısının gevşeyememesi bu duruma sebep olmaktadır.
Sık İdrara Çıkma; Sfinkter yapısının kapanamaması, mesane kapasitesinin azalması ve istemsiz mesane kasılmaları bu durumun sebepleridir.
Kişinin hayatını nasıl etkiler?
Sigara içmek aynı zamanda birçok ürolojik kanser türüne neden olmakta hem üriner sistem hem de genital sistem sağlığını olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Sigara içmenin bu ürolojik hastalıklara nasıl yol açabileceğine bir göz atalım.
Mesane Kanseri: Sigara içmek, mesane kanseri için en büyük risk faktörüdür ve tüm mesane kanseri vakalarının yaklaşık yarısına sigara neden olmaktadır.
Sigara içmek, zararlı kimyasalların ve toksinlerin idrarda birikmesine neden olur. Bu kimyasallar mesanenin iç yüzey epitelini etkiler ve mesane kanseri riskini artırır. Sigara içenlerin mesane kanserine yakalanma olasılığı sigara içmeyenlere göre en az üç kat daha fazladır.
Böbrek Kanseri: Kişi sigara içtiğinde dumanı akciğerlere çekilir. Akciğer alveollerinden toksinler emilerek, böbreklerce filtreleneceği kan dolaşımına girer. Zararlı kimyasallar böbreklere yerleşir. Bu da böbrek kanseri riskini arttırmaktadır.