Paylaş
“Gözlerinin feri gitmiş” sözünü çok duyarız. Yoğun çalışmalar, uykusuz geceler, kilo kaybı ve doğal olarak yaşın ilerlemesiyle birlikte göz çevresinin yorulduğunu ve yıprandığını hem etrafımızdaki kişilerde hem de kendimizde görebiliriz.
Kişinin anne ya da babasından kaş düşüklüğü, üst göz kapaklarında fazlalık ya da alt göz kapaklarında torbalanma mirası varsa, çok erken yaşlarda dahi göz çevresi problemleri yaşayabilir.
Kuru cilt yapısına sahip kişilerde göz etrafında ince kırışıklıklar olabilir.
Bu kırışıklıklar gözleri uzağı görmekte zorlanan miyoplarda, sarışınlarda ve güneş gözlüğü kullanmadan açık havada çok fazla kalan kişilerde sıklıkla gözlemlenir.
Göz çevresinin yaşlanmasını engellemek için en etkili yöntem, göz çevresini çok iyi nemlendirmektir.
Tabii ki sağlıklı beslenmek, bol su içmek, sık sık kilo alıp vermemek ve vücutta su tutan gıdaları fazla tüketmemek de önemlidir.
Bunların yanında göz çevresinde alerjiye neden olabilecek krem veya kozmetik ürünler kullanılmamalıdır.
Göz çevresinde oluşan koyu renkleri silmek için hekimlere sormadan ürün kullanmak, göz çevresi ve yüzde geri dönüşümü olmayan hasarlara neden olabilir.
Kontrolsüz güneşlenmek, kese yaptırmak, saunaya girmek gibi travmatik uygulamalar da göz çevresini olumsuz etkiler.
GÖZ ÇEVRESİNİN YAŞLANMASINI
ENGELLEYEN UYGULAMALAR
25 yaş sonrasında göz çevresinde ince kırışıklıklar görülebilir. Bu kırışıklıklar için öncelikle iyi nem sağlayan medikal ürünler kullanılmalıdır.
Botoks: Medikal ürünlerin yetersiz gelmesi durumunda hafif botoks uygulamaları yapılabilir. Botoks ilacı kasların kasılmasını sağlayan sinirleri bloke ederek kırışıklıkların geçici olarak açılmasını sağlar. Ortalama etkisi 4-6 ay devam eder. Uygulama sonrası kaşların hafif yukarıya kalkması ve bakışların canlılığının sağlanması birçok kişiyi mutlu eder.
Botoks istemeyen ya da botoksun etkisini artırmak isteyen kişilere; hyalüronik asit olup çapraz bağı olmayan mezoterapi ürünleri, göz çevresi vitamini olarak hazırlanıp uygulanabilir. İçinde arjinin gibi aminoasit ve peptitler bulunan bu ürünler, kısmen de olsa göz çevresindeki renklerin açılmasında etkilidir.
Göz altı ışık dolgusu: Göz altlarında boşluk olan ya da hafif torbalar oluşan kişilere göz altı ışık dolgusu yapılabilir. Göz altı ışık dolguları, diğer dolgulara göre daha yumuşak kıvamlı ve daha az su tutma özelliğine sahiptir.
Ancak kesinlikle kontrollü yapılması gereken bir işlemdir. Çünkü suyu fazla tutarsa, göz altında torbaların oluşmasına da neden olabilir.
Göz altı çukurunun iç kısımlarında hafif torbalanma varsa, bu torbaların etrafına göz altı ışık dolgusu yapılabilir.
Göz altına yapılan doğru dolgu ve yeterli miktarda uygulama, daha düz bir görüntü oluştururken göz altındaki koyulaşmanın da önüne geçer. Özellikle yoğun çalışan, ekran karşısında uzun süre kalan ve genetik olarak göz çukurları olan kişilerde göz altı ışık dolgusu yorgunluğun silinmesinde etkili bir yöntemdir. Ortalama yılda bir kez yapılması ve zamanla bazı medikal uygulamalarla desteklenmesi gerekir.
Kaş altı dolguları: Kaşı düşük ve gözleri çukurda olan kişiler, yorgun ve ileri yaşta görünürler. Kaşın altına konulacak hazır dolgu yanında hyalüronik asit içerikli dolgular, kaşlardaki doğal yapının daha canlı görünmesini sağlar. Kaşların dış kenarları yükselirken, kaşın iç kısmındaki çukur da ortadan kalkmış olur.
İple kaş asma: Kaşlar çok düşükse, ancak cerrahi uygulama istenmiyorsa, iple kaş asma yöntemi uygulanabilir. Bu yöntemle kaşların sadece dış kısmı kaldırılabileceği gibi bir bütün olarak tüm kaş da kaldırılabilir. Bu yöntemin kalıcılığı 1-2 yıldır.
Lazerle göz çevresi estetiği: Lazerler değişik dalga boylarıyla değişik amaçlar için kullanılır. Hafif fraksiyonel lazer uygulaması, göz üstü ve göz altlarının kısmen toparlanmasını sağlar. Günümüzde uygulanan Q-Switch lazer, renk pigmentlerinin açılmasına yardımcı olur. Göz altları ve göz kapakları koyu renkte olan kişilerde Q-Switch lazer mezoterapiyle birlikte yapılırsa, göz çevresindeki renk değişimi daha kontrollü olarak zamanla açılır.
GÜNEŞTEN KORUNUN
Özellikle peeling ya da mezoterapili işlemler sonrasında güneşten iyi korunmak gerekir. Göz çevresi estetiğini kaşların doğallığı ve canlılığı da tamamlar. Doğal halde bırakılmış kaşların şekillendirilmesi konusunda ise çok fazla inceltilmemesine dikkat edilmelidir. Göz çevresinin güzel görünmesi, kişilerin daha sağlıklı ve canlı olmasını sağlar.
Paylaş