Tercih artık Avrupa’nın

4dk okuma

AVRUPA’da bir süredir sessiz sedasız büyüyen bir kriz var; kalifiye iş gücü açığı. Avrupa Komisyonu’nun son raporuna göre inşaat, ulaştırma, ticaret ve sağlık sektörlerinde nitelikli çalışan bulmak artık ciddi bir mesele. Hatta o kadar büyük bir mesele ki Avrupa Parlamentosu bu konuyu en öncelikli gündemlerinden biri haline getirdi.

Haberin Devamı

 

Bütün bu tartışmaların ortasında, çözüm için herkesin konuştuğu ama bir türlü adım atmadığı bir gerçek var; o da Türkiye’nin tam üyeliği...

Öyle ya Avrupa Birliği her ne kadar yıllardır Türkiye’yi oyalasa da bugün Avrupa’nın en büyük derdi olan iş gücü açığını kapatacak en güçlü aday Türkiye.

Türkiye genç bir ülke. Avrupa’nın 2050’ye kadar her yıl 1 milyon iş gücü kaybedeceği öngörülüyor.

Türkiye, Avrupa’nın ihtiyacı olan alanlarda hem tecrübeli, hem de eğitimli bir iş gücüne sahip.

Kültürel ve coğrafi avantajlar var. Avrupa ile tarihsel bağları güçlü olan Türkiye, hem adaptasyon açısından hem de ulaşım açısından en uygun kaynak.

Dijital dönüşüm, ekolojik dönüşüm, demografik kriz... Avrupa’nın üst üste binen sorunları var. Türkiye ise bu sorunlara çözüm sunabilecek en mantıklı ülke.

Haberin Devamı

Avrupa bunu biliyor ama görmek istemiyor.

Bugüne kadar Türkiye’nin AB üyeliği hep siyasi bahanelerle ertelendi. Oysa artık mesele siyaset değil, Avrupa’nın geleceği olduğu için Avrupa ile Türkiye arasında çok farklı bir dönem yaşanabilir. Avrupa rekabet gücünü korumak istiyorsa, iş gücü krizine çözüm üretmek zorunda. Ve bu çözüm Türkiye’den başka hiçbir yerde yok.

Avrupa Birliği ya Türkiye ile işbirliği yapacak ve güçlenecek... Ya da iş gücü krizinde boğulacak.

Tercih artık Avrupa’nın...

Tercih artık Avrupa’nın

 

 

Türkiye Avrupa’ya lazım

 

AVRUPA Birliği kendine geliyor.

Görmüş ki yaşlanıyor...

Genç yetenekleri kaybediyor...

Ve dünya devleri; Çin, Hindistan, Arap ülkeleri yetenek savaşında AB’yi geride bırakıyor.

Peki çözüm ne?

“Beceri Birliği” dedikleri yeni bir proje...

AB diyor ki:

“Mesleki eğitime yatırım yapacağım.”

“Gençleri yeniden eğiteceğim.”

“Öğrencileri ve çalışanları AB içinde daha hareketli hale getireceğim.”

Haberin Devamı

Ve en önemlisi; “dünyanın en iyi yeteneklerini buraya çekeceğim.”

Bütün bunları yaparken de Erasmus programını güçlendirecek, vize süreçlerini kolaylaştıracak, şirketlere işsizleri eğitme teşviği verecek.

Özetle AB, “Ben küresel yetenek pazarında güçlü bir oyuncu olmak istiyorum” diyor.

Adını ne koyarsanız koyun Avrupa, “Beceri Birliği” demiş.

Türkiye başka bir şey der.

Ama Avrupalılar gibi yavaş hareket etmeden; Türkiye bu programları çok daha hızlı yapabilir.

Yine de söyleyeyim.

Türkiye Avrupa’ya lazım.

 

 

Kırık kalpler durağında inecek var

 

GENE Hackman ve eşi Betsy Arakawa...

Birlikte bir ömür geçirmiş bir çift... Ve şimdi, birkaç saat arayla gelen iki ölüm.

Haberin Devamı

Tıp dünyasında buna “kırık kalp sendromu” diyorlar.

Bu, insan kalbinin ve duyguların bilimin bile tam olarak açıklayamadığı bir hikâyesi.

Hikâyeye bakalım...

İlk önce Gene Hackman’ın kalbi duruyor. Yıllardır kalp hastalığıyla mücadele ediyor.

Ama asıl alışılmadık olan şey şu; kısa süre sonra, eşi de hayatını kaybediyor.

Uzmanlar iki ihtimal üzerinde duruyor.

Betsy, Gene’in cansız bedenini buluyor ve kalbi buna dayanamıyor.

Gene, önce eşini kaybediyor ve ardından acıya dayanamayarak onun peşinden gidiyor.

Tıp dünyası, “kırık kalp sendromu” diye bir şey olduğunu kabul ediyor.

Şiddetli bir stres, büyük bir kayıp... Ve kalbin bir anda pes etmesi.

Tıp, bunu biyolojik bir açıklamayla izah etmeye çalışıyor.

Haberin Devamı

Ama belki de bu işin bilimle ilgisi yoktur.

Belki de mesele kalbin bir organ olmasından çok daha fazlasıdır.

 

 

Bir sonraki Microsoft’u

17 yaşında bir kız kurabilir mi?

 

EURONEWS Business’ta okudum. Bugün teknoloji dünyasına yön veren büyük şirketlerin kurucularına baktığımızda, çoğunlukla erkek isimler görüyoruz. Bill Gates, Steve Jobs, Elon Musk, Mark Zuckerberg...

LinkedIn’in 2024 verilerine göre kadınlar küresel iş gücünün yüzde 42’sini oluşturuyor.

Ancak iş unvanları yükseldikçe, bu oran hızla düşüyor.

Giriş seviyesinde kadınlar ve erkekler neredeyse eşit ama üst yönetimde kadınların oranı dörtte birin bile altında.

Bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik alanında ise oran yüzde 28.2…

Haberin Devamı

Technovation’ın CEO’su Tara Chklovski, tam da bu soruya kafa yoruyor.

Ve onun çok iddialı bir tahmini var.

“Bir sonraki Microsoft’u 17 yaşında bir kız kuracak.”

Bu, kulağa romantik bir temenni gibi gelebilir.

Ama Chklovski, kariyerini bunu gerçeğe dönüştürmeye adamış bir isim.

8-18 yaş arasındaki kız çocuklarını teknolojiye yönlendirmek, onlara girişimcilik ve liderlik becerileri kazandırmak için Technovation’ı kurdu.

Çünkü şunu biliyor:

Kadınların teknoloji dünyasında daha fazla yer alması için onları çok daha erken desteklemek gerekiyor.

Chklovski, Covid-19 döneminden bir örnek veriyor.

Çocuk sahibi olan kadın bilim insanları, çocuklarının eğitimiyle ilgilenmek zorunda kaldıkları için akademik yayın yapmadı.

Erkek bilim insanları ise bu dönemde daha fazla yayın yapabildi.

Çünkü toplum, kadınlardan öncelikli olarak bakımı ve sorumluluğu üstlenmelerini bekliyor.

Kadınlar sadece bu sektörlere dahil olmakla kalmamalı, Aynı zamanda şirketleri kuran, yöneten ve devrim yaratan isimler de olmalı.

Ve belki de bir gün; bir sonraki büyük teknoloji devinin arkasında gerçekten 17 yaşında bir kız çocuğu olacak.

Yazarın Tüm Yazıları