İhracatçının başkanı uyardı stratejiler artık değişmeli

KURDA ani sıçramaların bittiği, Türk Lirası’nın değerinin göreceli olarak sabitlendiği ve en önemlisi net karın yeniden hatırlandığı bir dönemdeyiz.

Haberin Devamı

Yani ihracatçı için döviz kuru en önemli belirleyici değil artık…

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yeni bir makro ihtiyati düzenleme paketi açıkladı.

Zorunlu karşılıklar arttı, TL mevduat hedefleri sıkılaştı.

Ama işin ihracatçıyı ilgilendiren kısmı çok daha kritik…

İhracat gelirinin artık yüzde 35’i doğrudan Merkez Bankası’na satılacak.

Dövizini TL’ye çeviren firmaya verilen destek yüzde 2’den 3’e çıkarıldı ama sadece 31 Temmuz 2025’e kadar geçerli.

Yani kısa vadeli adımlar, uzun vadeli belirsizlik…

Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi önemli bir uyarı yapıyor:

“Bu tablo içinde artık ihracatçının stratejisi değişmeli.”

Ve sonra da kilit cümleyi kuruyor:

“Net kara ve sermaye verimliliğine odaklanma zamanı.”

Çünkü sadece çok satmak yetmiyor.

Bütçe disiplini gerekiyor.

Haberin Devamı

Finansal enstrümanları doğru kullanmak gerekiyor.

Yani artık ihracatçının başka bir pencereden gelişmelere bakması gerekiyor.

Eskiden bir yıl sonrası uzun vadeydi, şimdi altı ay bile uzun.

Risk, zaman, plan değişti.

Ama değişmeyen tek şey şu:

Rekabet devam ediyor.

Ve özellikle Amerika gibi pazarlarda navlun maliyetleri artık dayanılmaz hale geliyor.

Eskinazi, bu konuda da net:

“ABD’ye özel navlun desteği şart.”
Bölgesel teşvik modelleri gündeme alınmalı.
Bakın, ihracatçılar hala direniyor.
Ama bu direnç sadece döviz bazında değil, sermaye yönetiminde, verimlilikte, sürdürülebilirlikte gösterilmeli.
Bütün bunlar bize şunu gösteriyor.
Türkiye gibi büyük bir ülke sadece döviz kuruyla büyüyemez.
Yeni dünya, yeni kurallarla oynanıyor.
Ve biz bu kuralları ya kendimiz yazacağız ya da başkalarının yazdığı kitabın kenarında dipnot olacağız.
Eminim ihracatçımız da kendi yazacağı bir hikâyeyi tercih eder.
O yüzden…
Strateji değişiyor.
Ama ihracatçımızın da desteğe ihtiyacı var.

 


İhracatçılar için 5 kritik öneri

 

EGE İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi’nin notlarına göre beş tavsiye:
1. Net karı merkeze alın.: Brüt satış değil, operasyonel karlılık artık ana gösterge. Her iş kaleminde verimlilik ve sürdürülebilirlik öncelik olmalı.
2. Sermaye yönetimini güçlendirin: Karlılığı artırmak için finansman maliyetlerini kontrol altına alın. Sabit giderlerinizi azaltacak yapısal önlemler geliştirin.
3. Kur riskini yönetin: Büyük sıçramaların beklendiği dönem bitti. Kur riskini minimize eden finansal araçları daha etkin kullanın.
4. Zaman algınızı güncelleyin: Altı ay artık uzun vade. Bütçelerinizi bu yeni perspektife göre oluşturun; daha sık ama daha esnek planlamalar yapın.
5. Bölgesel destekleri takip edin: Özellikle ABD gibi uzak pazarlarda navlun maliyeti ciddi yük. Bu pazarlara özel teşvik ve destek modelleri için kamu kurumlarıyla temas halinde olun.

 

 

Haberin Devamı

Hollywood da adil bir ligde oynuyor

 

GERÇEKTEN de dünya çok ilginç bir dönemden geçiyor.
Sınırlar kalkıyor sanıyorduk, şimdi herkes duvar örmeye çalışıyor.
Küreselleşme çağında kendi ekonomilerini yaratmak isteyen liderler işin doğasını tersine çevirmeye çalışıyor.
Ve şimdi Trump çıktı, Hollywood’a da gümrük vergisi getirmeye hazırlanıyor.
Yabancı ülkelerde çekilen, Amerika’ya ithal edilen filmlere yüzde 100 vergi getirmek istiyor.
“Amerikan film endüstrisi öldü” diyor.
Evet, yerel içerikler yükseliyor.
İspanya’nın cesur yapımları, Güney Kore’nin yaratıcı senaryoları, Türk dizilerinin Ortadoğu ve Latin Amerika’daki etkisi artıyor.
Ama Hollywood’u yıkmak öyle kolay mı?
Dağıtım ağları, teknik altyapısı, uluslararası yıldızları ve en önemlisi hikâye anlatma becerisi hala dünyanın en iyilerinden.
Trump’ın sinemaya bakışı doğru değil bence…
Amerika 20’nci Yüzyıl’da neyi başardıysa onun arkasında Hollywood’un dev bir propagandası var aslında.
Belki de endişe duyulan konu budur.
Siz bu küresel oyunu vergilerle kontrol etmeye kalkarsanız en büyük silahınızı kendiniz etkisiz hale getirirsiniz.
Galiba Hollywood artık tek başına değil.
Rekabet iyi ki de var.
Artık Hollywood da adil bir ligde oynuyor.

 

 

Haberin Devamı


Açık kapılı siyaset dilini önemsiyorum

 

İZMİR için uzun zamandır konuşulan, tartışılan, beklenen bir konu var: İnciraltı…
Kentin hem akciğeri sayılan hem de yıllardır planlama karmaşası içinde kalan bu bölgeyle ilgili Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın ne söyleyeceği merak konusuydu.
Tugay açık konuştu.
“Burasının tarım alanı olarak kalmasının artık gerçekçi olmadığını başından beri söylüyorum” dedi.
Bu netlik önemli.
Çünkü bu mesele sadece teknik bir planlama işi değil, aynı zamanda kent vizyonu, doğayla uyum ve merkezi yönetimle diyalog meselesi.
Tugay planla ilgili olumlu bulduğu noktaları saklamadı, tereddüt ettiği başlıkları da doğrudan paylaştı.
“Korunması gereken alanlar korunmalı” dedi.
“Yapılaşma olacaksa, bu kente yeni yük getirmeden, doğayla kavga etmeden yapılmalı” dedi.
Ve en önemlisi, “Bakanlıkla konuşacağız. Bazı düzeltme taleplerimiz olacak” dedi.
Ben bu yaklaşımı önemsiyorum.
Çünkü siyaset dediğiniz şey bağırarak değil, konuşarak yapılır.
Kentlerin geleceği böyle sağduyulu, açık kapılı bir siyaset diliyle şekillenmeli.
İnciraltı sadece İzmir’in meselesi değil.
Bu planlama Türkiye’nin en önemli şehirlerinden birinin doğayla, tarımla, kentleşmeyle olan ilişkisinin bir sınavı.
Bu yüzden merkezi hükümetle yerel yönetimin birlikte çalışması doğru olandır.

Yazarın Tüm Yazıları