Paylaş
Kamuoyunda ‘Basmane Çukuru’ olarak bilinen projenin geçmişi 1985 yılına dayanıyor.
Planlar değişmiş, ticaret merkezi olarak ayrılan yerden başka Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na da bir yer ayrılmıştı.
Burası İzmir’in sembol yerlerinden biriydi.
Kültürpark’ın hemen yanındaydı ve belediye de hizmet binasını buraya taşıyacaktı.
İhaleler yapıldı, o günlerde herkesin büyük bir dikkatle izlediği çok ortaklı bir yapı buranın ihalesini kazanmıştı.
Güçbirliği ve EGS belki de Türkiye’ye örnek olacak bir proje için imza atmıştı.
İstanbul’da AK Merkez inşaatı devam ediyordu, Basmane projesi eş zamanlı bir şekilde bitirilmeye çalışılacaktı.
Kimse bu projenin böyle bir sonla biteceğini tahmin edemezdi.
Güçbirliği’nin başında Kemal Zorlu vardı, EGS’nin başında Selami Gürgüç…
Ve İzmirli iş dünyası Kipa’yla birlikte Güçbirliği, EGS modelleriyle yeni bir heyecan içindeydi.
Türkiye’nin ihracat hamleleri yaptığı bir dönemde EGS, dış ticaretin büyümesinde önemli işler yaptı.
Bankacılık, sigortacılık, gayrimenkul gibi önemle sektörlerde hamleler yaptı.
Güçbirliği, Türkiye’nin ilk rüzgâr enerjisini Alaçatı’yı kuracaktı.
Ve bütün bu projeler Türkiye’nin büyüme hikayesinde çok değerliydi.
İyi niyetle başlayan bu öykü istendiği gibi bitmedi.
Ama inanın bunda Basmane projesinin çok büyük etkisi oldu.
Proje davalarla birlikte kilitlendi.
Mahkeme süreçleri ortakları yordu, yeni projelerin önünü tıkadı.
Çok ortaklı model hikayesini sonlandırdı.
Ve bence İzmirlilerin moralini bozdu.
Şimdi yeni bir gelişme var.
Büyükşehir belediye Başkanı Cemil Tugay, kentin iki önemli sorununu eş zamanlı olarak çözüme kavuşturacak bir öneriyi gündeme taşıdı.
Öneri doğrultusunda TMSF ile imzalanacak anlaşmaya göre İzmir Büyükşehir Belediyesi, kamuoyunda ‘Basmane Çukuru’ olarak anılan arazi üzerindeki payından vazgeçecek.
Karşılığında ise 2020’deki depremde hasar gördüğü için yıkımına karar verilen Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binası’nın yeniden yapımı talep edilecek.
Görüşmeler olumlu, protokoller hazırlanıyor yakında bir çözüm sunulacak, belki de 40 yıldır devam eden sorun ortadan kalkacak.
Dilerim herkesin mutlu olacağı bir çözüm bulunur.
Ama dediğim gibi Basmane’ye güzel bir proje için başlandı, sonrasında Basmane Çukuru’na dönüştü.
Bazı şeyler, olaylar semboliktir.
Burası da o yerlerden biri, bakarsınız sorun ortadan kalkınca kente yeni bir ruh gelir.
Kemal Zorlu’yu anmadan olmaz
BASMANE projesi dendi mi akla tabii ki Kemal Zorlu gelir.
Zorlu, yakın bir zamanda aramızdan ayrıldı.
Bu proje için gerçekten de hayatını verdi.
İnatla, ısrarla Basmane projesini savundu.
Başlangıç günlerine tanığım.
İhale süreçlerine, dönemin başkanları Burhan Özfatura, Ahmet Piriştina’yla kentin gelişmesi adına yapılan proje toplantılarını…
Ama ne yapılarsa yapılsın, olmadı.
Kemal Zorlu çıkıp, “Bu ihaleyi belediye yaptı ama bize yaptırmıyorlar. Bu mal ayıplı” demedi.
Diyebilirdi, o konuşmaları da biliyorum.
“Bir kentle inatlaşılmaz, dava açılmaz” derdi.
O yüzden ısrarla bekledi.
Bugünkü gelişmeler karşısında ne söylerdi bilemiyorum.
Ama kentin önünü açacak her adımı destekleyeceğinden eminim.
Kemal Zorlu’yu da bu vesileyle anmış olduk.
Nurlar içinde yatsın…
Bu köy senaryoyu beraber mi yazdı?
YILLARDIR gazetecilik yapıyorum; jandarmanın, emniyetin Narin cinayetindeki kadar zorlandığına bugüne kadar az rastladım.
Bizim polis, jandarma teşkilatımız gerçekten deneyimlidir.
Hatırlayın; en kritik olaylarda bile 24 saat geçmeden olayı çözer, sanıkları mahkemeye teslim eder ve noktayı koyar.
Ama bu sefer her gün yeni bir olayla karşılaşıyoruz.
Hürriyet’te Musa Kesler büyük bir titizlikle olayı takip ediyor, harika ayrıntıları bize sunuyor.
Jandarma şimdi aramalar sürerken köyde yangınlar çıkarıp elektrikleri kesenleri sorguluyor.
Yanlış ihbar verenler de var, jandarmayı Eğertutmaz Deresi’nden uzaklaştırılmaya çalışanlar da Narin’in terliğini saklayanlar da delilleri yok edenler de battaniyeyi yakanlar da…
Nasıl bir köy anlamakta zorlanıyorum.
Ve hatta ortaya çıktı ki jandarmayı bile dinlemişler.
Bu köyün sakinleri ya bir filmi beraber izleyip senaryoyu satır satır ezberledi ya da bu senaryoyu beraber kaleme aldı.
Eninde sonunda bütün gerçekler ortaya çıkacak ama Narin cinayeti hala gündemde kalmaya devam ediyor.
Gazetelere her zaman ihtiyaç var
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Hiçbir kuralın, değerin, ahlaki sınırın olmadığı sosyal medya mecraları giderek büyük bir operasyon aygıtına dönüşmeye başladı" dedi.
Haklı…
Sosyal medyayı seviyorum ancak dozunda bir sevgi bu…
Çünkü bilgi kirliliği o kadar fazla ki kulaktan dolma bilgilerle insanlar linç ediliyor.
Her gün yazı yazan biri olarak gerçi ben buna alışkanım ancak herkesin psikolojisi bunu kaldırmaya müsait olmayabilir.
Şunu belirtmem gerekir.
İçeriği bugün de gelecekte de haberciler, gazeteciler hazırlayacak.
O yüzden hala gazeteler önemli…
“Gazeteler bitti” tartışmaları sadece bizim ülkemizde yapılıyor.
Oysa gazetelere de gazetecilere de her zaman ihtiyaç var.
Paylaş