Süleymaniye Nahçıvan'a mı benziyor?

VAKA-İ Süleymaniye iki yanlışı iç içe taşıyor:

1) ABD askerlerinin Türk askerlerini tüm dünyaya küçük düşürüp kafalarına kesekáğıdı bile geçirerek kabaca derdest etmeleri.

2) Türk askerlerinin bölgede, ABD'nin ardından dolanarak, gizli eylemlerle (covert action) Türkmen güçlerini Kürtlere karşı yönlendirmesi.

Ancak, Türk tarafı ısrarla bizim hatamızı göz ardı ediyor, köşe yazarları bile konunun bu boyutunu yok sayıyor.

Kapalı kapılar ardında ne konuşuluyor bilemem ama ABD iddiaları karşısında ‘‘biz katiyen böyle şeyler yapmayız!’’ görüşü resmi makamlarca kamuoyuna pompalanıyor.

Oysa yakın tarih masumiyetimizin tersini kanıtlıyor!

* * *

09.07.2003 tarihinde şu soruyu sordum:

‘‘Tam berrak olmamakla beraber, ABD'nin iddia ettiği üzere; Türk tarafı birkaç yıl önce Nahçıvan'da yaptığı gibi, gizli eylem içinde mi idi?’’

Bu soruma dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Murat Karayalçın cevap verdi. Darbe girişimini kabul etti.

12.07.2003 tarihinde onun görüşlerini yayınladım:

‘‘Darbeyi o zaman Dışişlerine bağlı olan TİKA (Türkiye İktisadi Kalkınma Ajansı) Azerbaycan temsilcisi Doç. Dr. Ferman Demirkol yönetiyormuş. (Deşifre olunca) Hemen Demirkol geri çekilmiş, yargılanmış. Karayalçın yargı sonucunu bilmiyor ama hatırladığına göre Demirkol şimdi yine üniversitede ders veriyor.

Murat Karayalçın, Türkiye devletinin bu darbe girişimine katiyen katılmadığını, Demirkol'un kendi hesabına hareket ettiğini söyledi.’’

* * *

Bu yazımdan sonra mektup yağmuruna tutuldum. Nahçıvan darbesi ile ilgili çeşitli bilgiler geldi.

Mahkeme kayıtlarına da yansıyan bilgilere göre:

‘‘... Bunlar doğru değil. Sn. Karayalçın herhalde yanlış anımsıyor. Çünkü, Ferman Demirkol geri çekilmedi!

Dönemin Cumhurbaşkanı S. Demirel'in Aliyev'den özel ve ısrarlı ricası üzerine Azerbaycan'da yargılanmadan Türkiye'ye getirildi... Başbakanlığın özel uçağı ile dönemin Başbakanlık Müsteşarı olan Ali Naci Tuncer ve refakatinde üst düzey bir MİT yetkilisi tarafından VIP olarak Türkiye'ye getirildi.

... (Ayrıca) Ferman Demirkol, Türkiye'de hiç yargılanmadı. Üstelik, Sayın Aliyev daha sonraları Türkiye'yi bir ziyaretinde TBMM kürsüsünde konuşurken bu konuya değindi ve kendisine Ferman Demirkol'un Türkiye'de yargılanacağı sözünün verildiğini ve bunun üzerine iki devlet arasındaki kardeşlik zarar görmesin diye Demirkol'un Türkiye'ye dönmesine izin verdiğini söyledi. (6 Mayıs 1997 tarihli TBMM tutanakları).

Ferman Demirkol adı ve Azerbaycan darbesindeki fonksiyonu Susurluk raporunun (Kutlu Savaş raporu) önceleri kamuoyuna açıklanmayan ‘‘gizli’’ bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklandı. Raporda Ferman Demirkol'un MİT elemanı olduğu tevsik edildi. Türkiye'ye döndükten sonra hemen İÜ Rektörü Kemal Alemdaroğlu tarafından Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku anabilim dalına öğretim üyesi olarak atandı...’’

* * *

Şimdi hastalığı ile yakından ilgilendiğimiz Aliyev'i 6 yıl önce darbe ile indirmeye kalkmışız.

Hem de devlet politikası olarak!
Yazarın Tüm Yazıları