REFERANDUMLA Anayasa’nın 28 maddesinde değişiklik yapılıp yapılamayacağı oylanacak gibi gözüküyor ama millet maddeleri beğendiği veya beğenmediği için oy kullanmayacak.
Hemen hemen kimsenin tüm maddeleri aklında tutması veya hepsi için gönlünden toptan “evet” veya “hayır” geçmesi mümkün değil. Bunun içindir ki siyasi ortam referandumu tüm milletin katılacağı bir “güvenoyu yoklaması”na çevirmiş, ister istemez referandum milletin AKP iktidarına güvenoyu verip vermeyeceğinin ölçüleceği bir yarışa dönüşmüştür. * * * Ben de referandumun iktidara duyulan güveni ölçeceğini kabul ediyorum ama bu ölçümün izdüşümünün Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilk kez milli seviyede sınanmasına da dönüşeceğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu milletvekili olarak partisi ile birlikte sınandı, 29 Mart’ta belediye seçimlerinde İstanbul’da tek başına sınandı ama ilk kez ana muhalefet lideri olarak tüm millet önünde sınanacak. Nasıl ki AKP istese de istemese de referandum iktidarın güvenoylamasına dönüşmüştür, referandum aynı zamanda Kılıçdaroğlu’nun millet indinde görücüye çıkmasına neden olacaktır. Kılıçdaroğlu bunun farkında olduğu için yola erken çıkmış, il il Türkiye’yi dolaşmaya başlamıştır. * * * Referandumda “evet” oyları sadece AKP’nin oyları olmayacağı gibi, daha da belirgin bir şekilde “hayır” oyları tek başına CHP’nin oyları olmayacaktır. En azından, MHP de “hayır”a asılmaktadır. Ama, bu referandumda algılama esas alınacaktır. Bence son genel seçim kriter olarak alınacak, “hayır” oyları % 47’nin altına düşerse bu durum AKP’nin aleyhine bir algılama yaratacak, tersine “evet” oyları % 47’nin üzerinde çıkarsa, toplamda “hayır” önde olsa bile, AKP’nin tek başına tüm partiler karşısında ilerlediği savunulacaktır. Hali ile “evet”ler çoğunlukta kalırsa, sonuç AKP zafer kazanmış gibi kabul görecektir. * * * Aynı referandum Kemal Kılıçdaroğlu için de belirli eşikler yaratmıştır. Referandumda son seçimlerde AKP dışı oyları temsil eden % 53’ün üzerinde “hayır” çıkarsa, aradaki fark, gerçek ne olursa olsun, “Kemal Kılıçdaroğlu faktörü” ne bağlanacaktır. % 53’ün üzerinde her bir puan Kılıçdaroğlu’nun başarı hanesine yazılacak, hakkındaki “beklentilerin” yükselmesine neden olacaktır. Böyle bir durumda CHP erken seçimi zorlayacaktır. Ancak, “hayır” oyları % 53’ün altında kalırsa, bu netice Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasette hiçbir fark yaratmadığı şeklinde yorumlanacaktır. Ama, % 53’ün altında “hayır” oyları yine de Kemal Kılıçdaroğlu için “galibiyet”e dönüşebilir. Bunun için % 53’ün altındaki “hayır” oylarının “evet” oylarından fazla çıkması gerekir. Örnek: % 51 “hayır”, % 49 “evet”! Böyle yakın çıkacak bir sonuçta CHP galip geldiğini iddia edecektir ama yukarıda da yazdığım gibi, AKP de tüm partiler karşısında ilerlediğini savunacaktır. * * * BDP’nin “oy kullanmayanları” kendine yontacağı referandumda, kullanılan oyların % 47’si ve üstünün “evet” çıkması Erdoğan’a yarar, kullanılan oyların % 53 ve üstünün “hayır” çıkması ise Kılıçdaroğlu’nun zaferi olur. Bence Kılıçdaroğlu’nun işi Erdoğan’dan daha zor!