İSRAİL'e yerleşik Türk-Yahudilerin 1936'da kurmuş oldukları Türkiyeliler Birliği'nin davetlisi olarak, bazı konferanslara katılmak üzere, bu hafta İsrail'deyim. İsrail'e yerleşmiş 100 bin civarında Türk-Yahudisi'nin hikáyelerini daha sonraki yazılarımda yansıtmaya çalışacağım. Ancak, önce günceli anlatmak lazım.
İsrail'de görüştüğüm hemen herkes İsrail'in Filistin topraklarında işgalci olduğunu kabul ediyor.
Ancak, işgalin sona ermesi için hálá cevabı bulunmayan soru, ‘‘Peki sonra İsrail'in güvenliği nasıl sağlanacak?’’
* * *
İsraillilere göre Yaser Arafat'ın bu topraklara dönmesi ile terör tekrar hortlamış.
Burada 2000 yılından beri 800 civarında sivil ve silahsız insan Filistinlilerin tertip etmiş olduğu intihar saldırılarında hayatlarını kaybetmişler.
800 masum insan Filistin tarafından düşman kabul edilmiş ve onları öldürerek bizzat ölmeyi cennetin anahtarı kabul eden gencecik Filistinliler tarafından katledilmişler!
Genellikle öldürülen ve öldürerek ölenler gencecik fidanlar.
İsrail'de yaşayan insanlar bu terör hareketlerinin Türkiye'de yeteri seviyede tepki aldığını düşünmüyorlar. Terör eylemlerinin anında Türk TV'lerinde yansıtıldığını kabul ediyorlar ama daha fazla ilgi ve kınama bekliyorlar.
Bir Türk-Yahudi arkadaşım Türkiye'de cuma namazlarından sonra İsrail bayraklarının yakılmasına Türk medyasının tepki vermemesinin kendilerini incittiğini söylüyor.
‘‘Nasıl olur da bir ülkenin tüm halkının suçlu görülmesini hazmedebiliriz?’’ diye soruyor.
‘‘Bir başka ülkede sistematik olarak Türk bayrağı yakılsa siz ne hissedersiniz?’’ diye ilave soru soruyor.
Şahsım adına bu eleştiriye hak veriyorum.
Çetinkaya mağazasının PKK teröristleri tarafından bombalandığı gün TV karşısından neler hissettiğimi hatırlıyorum ve İsrail sokaklarında her türlü aykırı ses karşısında ürken bakışları anında tanıyorum.
* * *
Galiba dünyada ortak bir ayıbımız var.
Ateş düştüğü yeri yakar prensibi ile terör eylemleri için çifte standart uyguluyoruz.
‘‘Tamamen haksız’’ ve ‘‘o kadar haksız olmayan’’ terör eylemleri!
Gerekçesi olan ve olmayan terör eylemleri!
‘‘Bize’’ ve ‘‘onlara’’ uygulanan terör eylemleri!
Gerekçesi ne kadar haklı olursa olsun, terörün kendisinin haksız olduğu konusunda görüş birliği sağlanmadığı sürece dünyada rahat edemeyeceğimizi İsrail'de bir kez daha somut olarak yaşıyorum.
İsrail'de insanların terör hikáyelerini dinleyince, terörün en haklı olanı dahi haksız kıldığını, sadece ve sadece reddedilen, değişmesi istenen haksız statükoyu desteklediğini bir kez daha görüyorsunuz.
İsrail'de de kimse Arafat'ın kendi topraklarından kovulmasını gerçekçi bulmuyor ama Yaser Arafat'ın varlığını teröre dayandırdığı konusunda insanlar hemfikir.
* * *
Ben de bu ortamda tek galibin zerre kadar adaleti olmayan statüko olduğunu düşünüyorum.