CHP PM üyesi Muhammet Çakmak ile uzun bir sohbet yapma imkânını elde ettim. 1969 doğumlu Çakmak, din sosyolojisi üzerine uzmanlaşan genç bir akademisyen. Politikaya özel ilgisi olduğu da aşikâr.
Çakmak ile sohbetimizin konusu “Türk elitinin İslam dini ile imtihanı” olarak da ifade edilebilir. İnkâr edemeyeceğimiz bir Cumhuriyet mirası; yeni bir rejim kurmak amacıyla cumhuriyetin kurucusu elitin modern hayat tarzını yerleştirme adına muhafazakâr hayat tarzını arka plana atma, hatta kimilerine göre tamamen silme yönündeki beyhude çabalarıdır. Bu beyhude çabanın doğurduğu mücadele bugün periferideki muhafazakârlığın merkeze gelmesi, merkezdeki modernitenin periferiye doğru çekilmesi sonucunu vermektedir. Muhafazakâr anlayış seneler içinde CHP’yi de bu elit eleştirisi içine koymuştur. Bugünkü CHP’li yöneticilerin çok büyük bir kısmının dindarlığından zerre kadar şüphem yok, üstelik kimsenin dindarlığı beni ilgilendirmez ama bugün itibari ile milletin büyük çoğunluğunun algılaması -illa ki gerçek değil- CHP’nin dinin sosyolojik izdüşümlerinden uzak durduğudur. * * * Sosyolojinin temel saptamalarındandır: İnsan kendinden saymadığı (iç-grup) addetmediği, uzak durduğu (dış-grup) kişileri kendileri için en iyi önermeleri de getirseler dinlemezler, kaale almazlar. Dine uzak durduğu algılaması içindeki CHP’yi de muhafazakâr çoğunluk kendinden saymamış, uzun yıllar bu partiye uzak durmuştur. (Bir süreliğine Ecevit dönemi hariç) * * * Eğer, CHP kendi seçmen kitlesinin dışına çıkıp daha önceleri oy alamadığı kitlelerden de oy almak istiyorsa önce bu kapalı ruhları açmak zorundadır. Muhammet Çakmak bana CHP adına bu kapıyı aralamak için yaptığı çalışmaları ve ulaştığı izlenimleri anlattı. İnsanlara onların değerlerine saygı içinde yaklaşınca gönül kapılarını nasıl açtıklarını anlattı. Kanımca CHP’nin en büyük sıkıntısı hitap ettiği kitlelerin zihin haritalarını, değer sistemlerini, dünyayı algılamada doğru kabul ettikleri “gerçekleri” (paradigmaları) anlayamaması, anlamaya çalışırsa da kendi değerlerinden kopacağından korkmasıdır. * * * Ben de Muhammet Çakmak’a endişeli modernlerin zaten CHP’nin yanında olduğunu, daha önceleri ANAP ve DYP’ye, hatta MHP’ye oy vermiş, sonra AKP’ye yönelmiş, ama şimdi de onun otokratik politikalarından ürken önemli bir endişeli muhafazakâr kitlenin var olduğunu, bunların son DP Kongresi’nden sonra merkez sağdan tamamen ümitlerini kestiklerini, CHP’nin bu kitlelere yönelebileceğini anlatmaya çalıştım. CHP, eğer bir oy atılımı yapmak istiyorsa, bir hedefi de endişeli muhafazakârlar olmalıdır. * * * Ben Türk siyasi hayatının “normalleşmesi”nin Türk siyasetinin tüm alternatifleriyle Türk sosyolojisine daha fazla uyumu ile paralel gideceğine inanıyorum. Bu uyumun ileri gitmeye hiçbir engeli yoktur. Bu açıdan Muhammet Çakmak’ın CHP’de verdiği mücadeleyi önemli buluyor ve takdirle izliyorum. Dilerim, partidaşları bu yolda kendisine yardımcı olurlar.