Dokunulmazlığa dokunmayanlar kimseye dokunamaz

RECEP Tayyip Erdoğan Hükümeti'nin iki önemli zaaf noktası dokunulmazlıklar ve dış politika.

Bu iki konuda ha bire tökezliyor.

* * *

Hükümet, Soruşturma Komisyonları vasıtası ile eskilere dokunmayı şiar edinirken kamuoyunda yerleşik ‘‘yapanın yanında kalır!’’ önyargısını kırdı ama dokunulmazlıklara dokunmayınca 'hesap sorma' iddiası ile yaptığı çalışmalar kamuoyu önünde büyük çapta değerini yitirdi.

* * *

Toplumun paylaştığı genel kanıya göre Başbakan Erdoğan İstanbul Belediyesi'nden siyasete taşıdığı insanları koruma çabası içinde. Onlara söz vermiş.

İlginçtir, bazıları Erdoğan'ın böyle bir sözünün varlığını kanıtlamak için partisinin iktidar olup kendisinin milletvekili seçilemediği, dolayısıyla dokunulmazlığının olmadığı Siirt seçimi öncesi dönemde dahi yine 'dokunulmazlıklara dokunmamayı' tercih ettiğinden dem vuruyorlar.

Bazı milletvekilleri Tayyip Erdoğan'ın hapse girdiği dönemde İstanbul Belediyesi'nde kaynayan cadı kazanlarında fokur fokur kaynatıldıklarına inanıyorlar.

Gerçekten de 28 Şubat dönemine rastlayan bu dönemde Tayyip Erdoğan ve arkadaşları ile ilgili büyük bir ihbar kampanyası sürdürülmüş, dönemin karalama havasına uyan bazı savcılar da Belediye yöneticileri için davalar açmışlardı.

Hálá kim suçlu idi, kim nara yandı belli değil.

AKP'de yargı erkine karşı bir önyargı var ve bu önyargıyı bazı milletvekilleri açıkça ifade ediyorlar.

* * *

Kendisinin herhangi bir davası olmayan, hükümet içinde denge unsuru olduğunu hemen herkesin kabul ettiği Adalet Bakanı Cemil Çiçek de başta hakimler olmak üzere bazı devlet memurlarının dokunulmazlık haklarından dem vuruyor ve ideolojik olarak bir karpuz gibi ortadan ikiye bölünmüş ülkemizde herkesin dokunulmazlığının bir arada kalkması gerektiğini söylüyor.

Ben şahsen TCK 159 çerçevesinde açılan davalarda hakimlerin 'talep yüksek yerlerden, davayı açmazsak olmaz!' tavrı içinde hareket ettiklerini, bazı hakim veya savcılarımızın zorla açılan bu davalara gülüp geçtiklerini birkaç kez yaşamış bir kişi olarak Cemil Çiçek'e hak vermiyor değilim.

Eminim, sizlerin de benzer tecrübeleri vardır.

Bakan, haklarında ağır iddialar bulunan hakim ve savcılara bile dokunamadıklarını söylüyor.

Herkesin dokunulmazlığının bir arada kalkması için de Anayasa değişikliği gerekiyormuş.

* * *

Ancak, yine de milletvekili dokunulmazlığının kalkmaması durumunda Yüce Divan tartışmalarının sulanacağı, AKP'nin ciddi yaralar alacağı konusunda herkes hemfikir.

Bu dönemde yapılması gereken TBMM'nin bir tek istisna bırakmamak üzere ülkedeki tüm dokunulmazlıkları kaldırmasıdır.

Anayasa değişikliği gerektiren bu harekete AKP öncülük etmeli, CHP de TBMM'de AKP'ye yardımcı olmalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları