Cumhuriyet kutlamalarına yeni bakış

KABUL edelim ki, artık Cumhuriyet'imiz genç değil. 80 yaş bir devlet için olgunluk döneminin başladığı bir dönemdir.

Bundan böyle eksik ve gediklerimiz için gençliğimizi/delikanlılığımızı/tecrübesizliğimizi bahane edemeyeceğiz.

Olgun Cumhuriyet de bazı tavırları ile artık olgunlaştığını belli etmeli.

* * *

Ben artık Cumhuriyet'in spor stadyumlarında kutlanmaması gerektiğini düşünmeye başladım.

Herhangi bir milli bayramın kutlanması artık fiziki gücün kutsandığı ve militer gücün teşhir edildiği gösterilerle olmamalı.

Zira, artık her ikisi de 21. yüzyılın dışına itiliyor!

21. yüzyılda; zaten çoğunluğunu yabancılardan aldığımız top-tüfeği teşhir etmek yabancı ülkeler için bir anlam taşımadığı gibi, kendi insanımızın da stadyumlarda roketatar-tank görerek kendine güvenini artırdığını söyleyemeyiz.

Artık, insanımız da dijital dünyada güçlü olmanın yolunun savaş uçağını havada hareket ettirmek değil, üretmek olduğunu biliyor.

* * *

29 Ekim
adı üzerinde bayram! Üstelik, cumhurun bayramı.

O halde bu bayram evvel emirde cumhurun kutlayacağı bir bayram havasına girmeli.

Panayırlar, fener alayları, müzik şölenleri, dans gösterileri, yarışmalar güne ağırlığını koymalı.

Bu konuda ben şahsen her yıl Kadıköy Belediyesi'nin yaptıkları etkinliklerden çok memnunum.

Gece eğlencelerine katılamasam da, her yıl narin bir gelin gibi süslenen Bağdat Caddesi'ni dolaşmaktan büyük keyif alıyorum.

* * *

Keşke 29 Ekimlerde patent yarışmaları düzenlense!

Gençler, varsın olsun Zihni Sinir'i sinirlendirsinler; buluşlarını sokak ortalarında sergileseler!

Uçak gösterilerini sanal ortamlarda seyretsek, bizler de birer kokpit çocuğu olsak!

Fiziki gücü değil aklı kutsayan gösteriler yapılsa!

Keşke 80. Yıl Marşı Yarışması yapılsa da, o gün kazanan marşı dinlesek.

Ben 75. yılı 10. Yıl Marşı ile kutlamamıza çok üzülmüştüm.

Neden bunca genç şarkıcısı, bestekárı, müzisyeni olan bir ülke yeni bir marş yazmadı diye dertlere düşmüştüm.

Hatta neden illa ki marş; neden bir senfoni, neden bir klasik Türk musikisi bestesi değil diye de düşünmüştüm.

* * *

Bu minvalde düşünürken birden gördüm ki, birileri sadece düşünmemişler, hayali hayata geçirmişler.

Meğer ise, Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman derin bir klasik müzik uzmanı imiş ve bu yıl KKK, 80. yıl çerçevesinde ‘‘Türk Askeri Çoksesli Müziğinin Gelişimi’’ sempozyumunu tertip etmiş.

Ben KKK'yı bu girişimi nedeni ile candan kutluyor ve bu çabanın sivil-asker diğer kurumlara örnek olmasını diliyorum.
Yazarın Tüm Yazıları