Camp David ruhuna göre (I): Stratejik ortaklık kavramı nedir?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BELLİ ki; Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri tarif eden terim veya terimler uzun süre stratejik ortaklık ve stratejik ilişki kavramları olmaya devam edecek.
Ancak, terimler o hale geldi ki, isteyen istediği yerinden tutuyor. Başbakan ve çevresine göre stratejik ortaklık devam etmekte, bazıları için ise sizlere ömür!
Stratejik ortaklık kavramının ilk defa ortaya atıldığı 1991’de bizzat Turgut Özal ve George Bush’un (Baba Bush) Camp David’de yanında olan rahmetli Özal’ın başdanışmanı ve Özel Kalem Müdürü Engin Güner’in anlattıklarını 13.06.2005 pazartesi günü Hürriyet’te yayınladım. Önümüzdeki üç yazıda da bu önemli söyleşiyi kendi açımdan irdeleyeceğim.
* * *
Terimi ortaya atanlar açısından ne kastettikleri, bizzat o dönemdeki konuşmalarda tutulan toplantı notlarında gizli. Bakın Engin Güner 1991’de nasıl not tutmuş:
‘(Özal) Stratejik bir ilişkinin tam olarak ne anlama geldiğini o anda tanımlamak istemedi. Camp David’de Türkiye’nin böyle bir ilişkiye ihtiyacı olduğunu ve siyasi, ticari, ekonomik ve güvenlik ile dış politikada fırsat alanlarının tanımlanması gerektiğini düşünüyordu. Diğer konuları sonradan ele almak istiyordu. Kafasında bilim ve teknoloji, yüksek öğrenim, enerji vardı.’
Aynı notlarda stratejik ortaklığın olmazsa olmaz boyutu ise açıkça tarif edilmiş:
‘Stratejik bir ortaklık; ilişkiyi etkileyecek belirli eylemlerin daimaistişaredensonrageleceği anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, örneğin, ABD bir Körfez ülkesinde askeri varlık oluşturmadan veya Korfez’in savunması için...karar vermeden önce Türkiye ile istişarede bulunmalıdır. Türkiye, büyük bir bölgesel diplomasi veya girişimde bulunmadan önce ABD ile istişarede bulunacaktır.
(Ancak) İki ülkeden hiçbiri eylem özgürlüğünden vazgeçmez-egemenlikte bir azalma olmayacaktır...
- Stratejik işbirliğinin bu yönü hayata geçti mi?
- Tabii! Körfez Savaşı’ndan önce iki lider zaten devamlı istişare ediyorlardı. Camp David’den sonra da etmeye devam ettiler...’
* * *
Belli ki; stratejik ortaklık kavramını yaratanlar da terime tam bir tarif verememişler veya vermek istememişler.
Ancak, stratejik ilişki/ortaklığın bugüne ışık tutacak üç boyutu açık ve seçik tarif edilmiş, Camp David’de ruhu da ortaya çıkmış:
1) Stratejik ortaklık iki devlet arasında siyasi, ticari, ekonomik ve güvenlik ile dış politikayı, hatta fazlasını kavrayan çok boyutlu bir ilişki.
2) Stratejik ortaklığın olmazsa olmaz şartı ise tarafların diğer ortağı etkileyecek herhangi bir eyleme geçmeden önce birbirleri ile istişare yapması gerekliliğini vurguluyor. Mutabakat mümkünse aranacak.
3) (Ancak) taraflar, yine de kendi eylemelerinde serbestler. Egemenlik esas! Eylem öncesi istişare şart ama mutabakat olmayabilir. İki taraf 3. ülke(lerle) birbirinin ana politikalarını incitecek eyleme girmemeye azami dikkat edecekler.
4) Camp David’de yaşanan ve pazartesi günü yayınladığım toplantı notlarından çıkan ruha göre de stratejik ilişki içindeki iki devlet dünya üzerindeki her konuyu gizlilik içinde birbirleriyle paylaşacaklar. Taraflar en azından entelektüel seviyede birbirlerini eşit görecekler, görüş alışverişinde bulunacaklar.
* * *
Bu tariflere göre son dönem Türkiye-ABD ilişkilerine siz ne ad verirdiniz?