İKİ gündür Alman Dışişleri Bakanlığı ve Almanya Büyükelçiliği'nin tertip etmiş olduğu ‘‘Türkiye, Almanya ve Avrupa Birliği'nin Geleceği’’ başlıklı tartışma toplantısına katılıyorum.
Toplantıda:
1) Türkiye-Almanya ilişkilerinin ne kadar girift ve hayati olduğunu bir kez daha gördüm.
2) Türkiye'nin, belki de kendisi sahip olmadığı için, AB üyeliği serüveninde Alman kamuoyunun önemini yeteri kadar kavrayamadığını fark ettim.
* * *
Dışişleri Bakanlığı'ndan genç bir hanımefendi -Aylin Sekizkök- beni sakin ve akılcı müzakere taktikleri ile çok etkildi.
AB'ye üyeliği savunurken gösterdiği iştiyak alt kademelerden fişek gibi bir neslin geldiğini bir kez daha bana hissettirdi.
Dışişleri adına konuşan bu hanımefendinin verdiği bilgilere göre; Almanya ile aramızda yıllık 13 milyar Euro kapasitesinde bir dış ticaret hacmi var. Türkiye'de takriben 1100 Türk-Alman işletmesi bulunuyor. Maalesef, sabit yatırımlar ise yıllık ortalama 400 milyon Euro ile halihazırda çok düşük.
Türkiye'nin toplam ihracatı içinde Almanya'nın payı % 17, ithalatında ise payı % 14!
Bu yaz Türkiye'ye 3.5 milyon turist gelmiş.
* * *
Almanlar şimdiye kadar Türkiye'ye 4 milyar Euro seviyesinde yatırım yapmışlar. Türk insanının Almanya'daki yatırımlarının miktarı ise % 50 fazla bir rakamla tam 6 milyar Euro.
Almanya'da 1985'te Türklere ait sadece 22 bin işyeri var iken, bu rakam 2000'de 55 bin işyerine ulaşmış. Bu işyerlerinde 60 bini Almanlar olmak üzere 293 bin kişi istihdam ediliyor.
Almanya'da kayıtlı 2.6 milyon Türk var. Bunların 600 bini Alman vatandaşı, 400 binin oy kullanma hakkı var.
Velhasıl, Almanya ile tahin-pekmez olmuşuz!
Almanya'nın en önde gelen işadamlarından Vural Öger'in verdiği bilgiye göre ise, Almanya'da çalışan insanlarımızın artık sadece % 25'i işçi.
% 20'si kadın, % 16'sı ise Almanya'da doğmuş.
Alman okullarında 24 bin Türk veya Türk asıllı genç var. Üniversitede okuyan Türk asıllı gençlerin % 16'sı, tüm eğitim hayatlarını Almanya'da tamamlamışlar.
* * *
Toplantıda hemen herkes Almanya'nın artık PKK'ya karşı daha mesafeli durduğu konusunda hemfikir idi. Ayrıca, Almanya'nın Türkiye'nin reform paketlerini Meclis'ten bu kadar hızlı geçirmesine sık sık atıfta bulunuldu.
Ancak, Alman dostlarımızın bir uyarısı var:
Alman kamuoyu son dönemde kültürel kimlik meselesine eğilmeye başlamış.
Türkler, Avrupa'ya ait mi?
Almanlar; çevrelerindeki yerleşik Türklere bakıyorlar ve büyük çapta Türklerin Avrupa'ya ait olmadığını düşünüyorlarmış.
Bu konuda Türkiye'nin nasıl bir politika güttüğü ise meçhul!