MALİYE, vergi iadesini kaldırdıktan sonra, esnafın nakit alışverişlerde kendiliğinden fiş verme uygulaması hissedilir biçimde düştü.
Bakanlık da buna karşı önlem olarak bir denetim yöntemi geliştirdi. Plan şuydu: Gelir İdaresi, vergi denetmenlerine, harcaması için ekstradan para verecek, denetmen de gülümseten o meşhur tabirle kendisine "vatandaş süsü" vererek alışveriş yapacaktı. Hatta Gelir İdaresi Başkanı Mehmet Akif Ulusoy daha geçen ay projelerini basına şöyle açıklamıştı:"Memurumuz, başlangıçta (Memurum, Maliyeden geliyorum) demeyecek, normal vatandaş gibi alışverişini yapacak. Fiş verilmemişse "niye fiş vermedin?" diye ceza yazacak. İşte o zaman Maliye görevlisi olduğunu ortaya koyacak."Gelgelelim proje, başlayamadan sona erdi. Kanun değişikliği gerektiren bu proje için TBMM’de görüşülen tasarıya yeni madde monte edilecekti. İlgili madde, TBMM Plan Bütçe Komisyonu’nda CHP’li Akif Hamzaçebi "Biz bunu zamanında denedik ama yarar görmedik" itirazı üzerine hayata geçirilemedi. Siyasete girmeden önceki görevi Gelirler Genel Müdürlüğü olan Hamzaçebi, itirazının gerekçesini şöyle anlattı:"KDV yürürlüğe girdikten sonra, 1980’lerde İstanbul’da Defterdar Yardımcısı’yken bunu denedik. Ama olumlu sonuçlar alamadık. Memurlar görevini yapar, fiş vermeyene ceza keser. Ancak vergi denetimini, sadece perakende aşamadaki belge düzenlenip düzenlenmediği üzerine kurmak doğru değil. Önce finans kesimindeki nakit hareketleri üzerinden kayıtdışını saptamak, gerekirse toptan aşamasına girmek gerekir."Hükümetin bir muhalefet milletvekilinin görüşünü benimseyerek projesinden vazgeçmesi kaydadeğer bir durum gibi gözükse de burada esas olan galiba, maliyecinin maliyeciyi dinlemesi...Bu oturumun ardından akşam Hamzaçebi ile Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, tesadüfen uçakta karşılaşmış. Maliye Bakanı Hamzaçebi’ye gülerek, "Bizim paralı denetimi çıkarttırmışsın" diye de takılmayı ihmal etmemiş. Özdebir: "Merkez Bankası’na’Günaydın!’ diyoruz" Ankara Sanayi Odası (ASO) sanayi şirketi 4 bin üyesiyle, Başkent’te yaklaşık 400 bin kişilik istihdamı temsil ediyor. Merkez Bankası’nca uygulanan politikalar, toplumun her kesimini olduğu gibi ASO’yu da yakından ilgilendiriyor. Daha doğrusu ASO, kendisini Merkez Bankası’nın muhatabı olarak algılıyor. Merkez Bankası Para Politikası geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamayla geleneksel söylem çizgisinin dışına çıktı. 4 enflasyon hedefi için şöyle deniyordu: "Konjonktür gözönüne alınarak hedefe ulaşma süresinde katı bir politika izlenmeyecek." Söylemdeki bu sapma, ASO’nun dikkatinden kaçmadı. ASO Başkanı Nurettin Özdebir "Merkez Bankası’na günaydın diyoruz!" diye, müstehzi biçimde sitem etti. Özdebir, 28 Ocak’ta tam da bu konuda bir açıklama yaptıklarını hatırlatarak şöyle dedi:"Merkez Bankası uluslararası gelişmeleri dikkate alarak, çık enflasyon hedeflemesinden, esnek enflasyon hedeflemesine geçmelidir, demiştik. Gelinen nokta tam da budur." Ve müzik susar, pırlanta yüzük konuşurYeni bir CD ve kitap almak üzere alışkın adımlarla yürüdüğünüz bir mağazanın yerinde küçük bir inşaat iskelesi görürseniz şaşırmayın. Müzikle var olmuş, müzikle yaşamış ve yaşatmış bir vakıf, gelir sağlamak üzere işlettiği müzik ve kitabevini bir kuyumcuya kiralamış olabilir. Kitaptan yüzde 8, CD’den yüzde 18 KDV alınan ülkemizde; pırlantanın vergisi sıfırdır çünkü. Yakında hizmete girecek olan kuyumcunun ödeyeceği kira bedeli bir rivayete göre 30, bir diğerine göre 35 bin YTL imiş. Dolayısıyla kollektif hafızanın, küçük hatıraların, bir caddeye özellik katan küçük görüntülerin tarumar olması hiç mühim değildir. Aynı alışkın adımlarla şimdi Tunalı’ya gidip yeni çıkmış bir CD yerine, dostlarınıza pırlanta yüzük seçebilirsiniz...