Geçen hafta bu köşede, AŞTİ terminalinin paralı otoparkını kullanmak zorunda kalan Ankaralılar’dan, Keçiörengücü Spor A.Ş adına yapılan tahsilatı gündeme getirmiş ve Osman Gökçek’in yakın arkadaşı Kulüp Başkanı Sedat Tahiroğlu’na ne kadar vergi ödediklerini sormuştuk.
Tahiroğlu’ndan elektronik postayla uzunca bir yanıt geldi.
Mektupta Keçiörengücü’nün vergi borcu bulunmadığı belirtiliyor. Ancak herhangi bir rakam da yer almıyor...
Buna karşılık şöyle deniyor:
"Şeffaflık bizim için de temel bir prensiptir. Her türlü işlemimiz kamuoyunun bilgisi dahilindedir."
Rakam açıklamadan şeffaf olmak, üstüne her türlü işlemin kamuoyunun bilgisi dahilinde olduğunu söylemek?
Herhalde "kamuoyu" ile başka birşey kastediliyor...
"Bu haberinizin de iyi niyetli olarak ve halkı bilinçlendirmek amaçlı yapıldığını düşünüyoruz" denilen mektubun paylaşmak istediğimiz diğer kısmı şöyle:
"Kulübümüz 1987 yılında kurulmuştur. O günden bu güne kadar birçok sporcu yetiştirmiştir. Bunlardan halka malolmuş pek çok futbolcu bulunmaktadır. Mehmet Kulaksızoğlu, Ümit Özat, Tolunay Kafkas, yine halen Süper ligde oynayan Özer Hurmacı, Ediz Bahtiyaroğlu gibi pek çok isim halen aktif olarak Türk Futboluna katkı sağlamaktadır.
Bu katkıya destek veriyor olmaktan oldukça memnuniyet duymaktayız.
Sizin de aynen bizim gibi bu duyguyu paylaştığınızdan eminiz."
Alıntıladığım bölümün son cümlesine takıldım.
"Bu katkıya destek vermekten memmuniyet duyma" duygusunu paylaşmıyorum çünkü.
Bir katkıya destek vermekten memnuniyet duymak için o katkının gönüllü olarak sunulması ve içten gelmesi gerekiyor.
Mecburiyet ile memnuniyet ne kadar yanyana gelebileceğini takdirinize bırakıyorum.
Hele futbol-siyaset ilişkisinin akçeli açıdan bu kadar tartışıldığı bir dönemde .
’Bir kısım AŞTİ esnafı’ da şikayetçi
"Bir kısım AŞTİ esnafı" imzasıyla bir mektup daha...
Belli ki, yetkili başka makamlara da gönderilmiş.
Bazı bölümleri de kısaltarak ilgililerin dikkatine sunalım:
"Çığırtkanlık kellecilik almış başını gidiyor.Aileler artık AŞTİ ye gelmiyor.Gelenler ise ya kellecinin eline düşüyor iki milyona satılıyor,ya da zorla eşyaları ellerinden alınarak eşya taşıma ücreti alınıyor fahiş fiyatlarla. Hele bayan yolcuların durumu çok daha vahim durum da.Senelerdir kelleciliğin önüne geçilemedi.
Sizler kamera vasıtasıyla yeri yurdu belli hatta sigortalı çalışanlara kelleci diye ceza yazıyorsunuz ama bu adamlara en ufak bir yaptırım uygulayamıyorsunuz.
Bu adamlar hangileri diye sorsanız,kime sorsanız gösterirler.
Yazıhanelerin arka koridorundan yolcu satıyorlar.Sizler bizden daha iyi biliyorsunuz onların nerede olduğunu neden müdahale edilmiyor.Neden bu insanlara ceza yazılmıyor.
Kendi ailenizi güvenli şekilde AŞTİ ye gönderiyor musunuz.Yoksa bizim yaptığımız gibi yolcularınızı Aşti dışında yoldan mı bindiriyorsunuz?"
AŞTİ yönetim birimleri Allah katında gönlünüz rahat mı? Peygamber efendimizin dediği gibi ’İşi ehline veriniz’aldığınız maaşın hakkını veriyor musunuz.Daha doğrusu esnafa ödeme ve ceza bildirimi dışında yaptığınız bir iş var mı? .
"Bir kısım AŞTİ esnafı", İçişleri Bakanlığı ve Ankara Valiliği’nin AŞTİ’ye heyet gönderip esnafın derdinin dinlenmesini talep ediyor...