HÜCUM
İSTATİSTİK: F.Bahçe ve Siena, 2’lik, 3’lük ve faul atış yüzdelerinde kardeş gibi. 2 sayılık atışlarda yüzde 52.4 Fenerbahçe, 53.6 Siena, 3’lüklerde yüzde 33 Fenerbahçe, 32.7 Siena. Serbest atışlar ise bizimkiler yüzde 72, onlar ise 73.6.
YORUM: İstatistikler aynı. Arada verim farklılığı yaratan nokta; kimin daha çok faul atışı yaparak rakibini önce faul sorununa soktuğu ve daha sonra da savunmasını bu nedenle çökerttiğidir.
İYİ HABER: Bu parametrede F.Bahçe çok etkili. 3 maçta çok penetre eden ve içeriye pas sokan temsilcimiz, 73 kez faul çizgisine giderken, Siena ancak 53 kez gidebilmiş.
SAVUNMA
İSTATİSTİK: Siena’ya hücum eden takımlar, her 100 atışın sadece 38.5’ini sayıya çevirebiliyor. Fenerbahçe Ülker’de ise bu oran 40.7
YORUM: Birbirine yakın düzeyde savunma yapan takımların maçlarında, faul problemine girmeyen, kadro derinliği olan takım avantajlı olur.
THY Avrupa Ligi C Grubu’ndaki temsilcimiz Fenerbahçe Ülker, son şampiyon Barcelona’yı deplasmanda yenerek, sezonun en büyük sürprizine imza attı: 69-61.
Karşılaşmaya iyi başlayan sarı lacivertliler, hem savunmada hem de hücumda rakibine üstünlük kurdu. Hücumda ilk opsiyon olarak içeriyi penetrelerle zorlayan ekibimiz, birinci periyodu 14-13 önde bitirdi. Geçtiğimiz yıl Avrupa Ligi şampiyonluğu kazandığından beri durgunluk yaşayan güçlü Barça, ikinci periyotta Greer’in başını çektiği Fenerbahçe takımına karşı yine etkisizdi. Aldıkları moladan sonra sertleşerek dönen Barcelona 6-0’lık seri yapınca, mola alma sırası bize geldi. Yıldızlar topluluğu rakibine karşı çok iyi savunma yapan takımımız ilk devreyi 32-28 gibi avantajlı bir skorla tamamladı.
Zaten iyi savunma yapan iki takım, ikinci yarıya kas gücünü yani sertliği ortaya koyarak başladı. Üçüncü periyodun sonuna doğru Barça ilk kez öne geçip skoru 43-39 yapınca molamız tam zamanında geldi. Skor bulmakta çok zorlandığımız bu çeyrekte temsilcimiz ancak 12 sayı atabildi. Ve son periyoda 45-44 geride girdi.
En prestijli galibiyet
Final bölümüne skor sorununu çözerek başlayan temsilcimiz, ard arda bulduğu sayılarla son 5 dakikaya 54-51 önde girdi. Karşılaşmanın bitimine 1 dakika 20 saniyesine 5 sayı avantajlı giren Fenerbahçe Ülker, mükemmel savunması, akıllı oyunu ve Tomas’ın maç sonundaki katkısıyla Avrupa Ligi’nin bu sezonki en önemli ve prestijli galibiyetini elde etti. Temsilcimizi tebrik ediyoruz.
Moladan sonra, yavaş yavaş toparlanan temsilcimiz, Sinan ve Ender’in savunma, Vujcic’in hücum katkısıyla, mücadelesini bir üst seviyeye çıkarttı. Sinan ve Ender, katalizör görevi yapıp, kenara geldiğinde Efes takımı, artık basketbolunu sert bir düzeye çekmiş durumdaydı.
Hücumda penetre ağırlıklı basketbol ve Vujcic’in asist katkıları temsilcimizin devreyi önde bitirmesine neden oldu.
Değerli galibiyet
Formda olan Kerem Tunçeri’nin skor katkısı da bu dönemde etki etti. Üçüncü periyotta 23-16’lık iyi ve mücadeleci bir Efes Pilsen seyrettik. Thornton 19, Kerem Tunçeri’nin 16 sayıyı ilk 30 dakikaya sığdırmış olması da ayrı önemli bir noktaydı. Son periyot başında, Valencia koçu alan savunması kozunu kullandı. Ama temsilcimiz 4’te 3 yarı saha ve fast-break hücumuyla bu savunmayı da etkisiz kıldı. Şut seçimleri iyice bozulan Valencia’nın, acele atışlara başlaması Efes Pilsen için bir avantaj oluşturdu. Ve son günlerde biraz sorunlu gözüken Efes Pilsen, farklı ve değerli bir galibiyet alarak hem kendini hem de bizleri rahatlattı.
BEĞENDiM
Vujcic’in gelir gelmez katkısını.
BEĞENMEDiM
Nachbar’ın 4 numaralı oyuncu savunması
Hücum ve savunmada çok düzenli ve makine intizamı içinde oynayan Fenerbahçe Ülker, seyirciye ilk periyotta basketbol ziyafeti verdi. İkinci periyotta, Ukic ve Kinsey’in zaman zaman şut seçimi hatalarına rağmen sarı lacivertliler maçın momentumunu, yani senaryosunu yazmaya devam ederek devreyi 13 sayı farkla önde bitirdi.
Ciddiyete devam İkinci yarıya yine aynı savunma iştahı ve iş disiplini ile başlayan temsilcimiz hem hızlı hücum sayıları üretirken hem de pota altını çok iyi kullanarak Euroleague için ciddi sayılabilecek farka ulaştı.
Maçın son dakikalarında sonuç belli olmasına rağmen, vidaları hiç gevşetmeyen sarı lacivertliler hem istekli hem de akıllı oyunuyla Euroleague macerasına kazanarak başladı.
Sonuç olarak Fenerbahçe Ülker’in doğru yolda olduğunu net bir şekilde gözlemlediğimizi söyleyebilirim. Kadro, hedeflenen ilk sekizi yakalayabilecek kapasitede.
Koç Spahija’nın ise bu kadroyu iyi hazırlamakta olduğunu belirtmezsek haksızlık etmiş oluruz. Bize iyi bir basketbol gecesini, savunma ağırlığını ortaya koyarak yaşattıkları için emeği geçen herkesi tebrik ederiz.
Özellikle bu maçta Vidmar’ı ve Oğuz’u pota altında sürekli besleyen düzen kendini ispat etti. Eğer bu hücum düzenine oyuncular sahip çıkarsa, bu etkili savunmanın yanında Fenerbahçe Ülker’in başarılı olmaması için bir neden göremiyorum.
BEĞENDİM
Savunma arzusunu ve boyalı alanı kullanmalarını. .
İkinci ve üçüncü periyotlarda Efes Pilsen, kararlı bir şekilde geriden gelerek, önce Kerem Tunçeri’nin bireysel katkısıyla toparlandı daha sonra da maça ortak olacak hamleyi yaparak son periyoda başa baş girdi.
Sorun oyun kurucu
Efes Pilsen iki Kerem’in büyük katkıları ve müthiş takım savunmasıyla 16 sayı geri düştükleri maçı kazanmayı bildi. Ve kocaman bir bravoyu hak etti. Euroleague ve Türkiye Ligi öncesi her iki takım için en ciddi sınavda, doğrusunu söylemek gerekirse, Fenerbahçe Ülker açısından gözüken temel sorunlar, savunma ribaundu problemi ve Ukic’ten sonra oyuna girecek ikinci bir oyun kurucu olmaması olarak gözüktü.
İyi sinyaller verdi
Efes Pilsen cephesinde ise, henüz takım oyununu oturtma yolunda hazır olmadıklarını ve uzun rotasyonun bu haliyle, yani üç kişiyle Euroleague standartları için yeterli olmadığının gözlemlediğimizi söyleyebiliriz.
Seyir açısından tatmin edici olan dün geceki maç, liglerimizin bu iki devinin Euroleague’de başarılı olacağı yolunda sinyaller verdi.
Her iki takımın zaman zaman kötü oynasalar da, henüz istediklerini sahaya yansıtamasalar da, gösterikleri çaba alkışa değerdi.
BEĞENDiM
Yeni kurallar Kerem Tunçeri, Mirsad Türkcan, Oğuz Savaş, Radoslav Rancik ve Ender Arslan gibi oyuncuların yıldızını daha da parlatacak.
BU sezon ilk kez uygulamaya konulan yeni kuralların en önemlisi, 6.25 metre olan 3 sayı çizgisinin 6.75 metreye çıkması... “Ne var canım bunda, 50 santimcik uzaklaşmış” diye düşünürsek fena halde yanılırız, çünkü bu değişiklikle basketbolda hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Artık takımlar ‘her şeyden yarım yapanlar yerine işinde uzmanlaşan’ oyuncuları tercih edecek.
Şimdi gelin, bir basketbolcu için KÜÇÜK ama basketbol tekniği açısından BÜYÜK değişikliğe yol açacak olan bu 50 santim nelere etki edecek inceleyelim. (Düşüncelerimizi daha rahat aktarabilmek için her konuya bazı oyuncu örnekleri vereceğiz).
1-SAVUNMA YÜKSELECEK
Doğal olarak hücum takımı 3 sayı çizgisinin dışına yerleşecek, Savunma, bu durumda yükselerek potadan uzaklaşacak. Basketbolda 20-25 santim çok önemli mesafelerdir. Potadan ve birbirlerinden yarım metre uzaklaşan savunma oyuncuları arasında ciddi mesafeler oluşacak. Bu boşluklardan faydalanıp savunmayı delmek (penetre) kolaylaşacak. 6.25 metrede birbirlerine yakın duran kalabalığın içine topla dalmak zorken, 6.75 metrenin iyi penetre edebilen oyunculara FERAHLIK getireceğini söyleyebiliriz. Bu oyuncular savunma dengesini bozduğu için aranır olacaklar.
Örnek: Kerem Tunçeri, Ender Arslan (Efes Pilsen), Haluk Yıldırım, Tutku Açık (GS Cafe Crown), Roko Ukic (FB Ülker), Mire Chatman (BJK C.T.).
2-PİVOTLAR RAHAT TOP ALACAK
Sahanın uzun oyuncularının yani potaya yakın oynayan 5 numaraların top almaları rahatlayacak. Yardım mesafesi uzadığı için, yol-zaman korelasyonu pivot oyuncusunun avantajı olacak. Çember altında 1’e 1 kalan uzun, eğer iyi pivot hareketlerine sahipse, savunmayı ciddi şekilde yıpratacak. Aynı zamanda dışarıya iyi pas çıkaran uzunlar daha aranır olacak.