THY’yi kim zarara uğrattı?

2003 yılı şubat ayında Davos’tayız.

Türkiye, hükümetiyle, iş dünyasıyla ve medyasıyla orada.

Bir akşam yemeğinde buluştuk.

Cem Kozlu iki ayrı kuruluşun yöneticisi.

Sohbet Coca-Cola’dan ziyade THY çerçevesinde şekilleniyor.

Hatırlatmaya devam edeyim.

O günlerde en yetkili isimler, Cem Kozlu’dan THY’deki görevini sürdürmesini istiyorlar.

Kabul ediyor ama 11 Eylül ve 2001 mali krizlerini başarıyla göğüslemiş yönetim kadrosunun korunması koşuluyla.

Sonrası biraz garip.

Görevi sürdürmemesi için olsa gerek, onu rahatsız edici "küçük" şeylere tevessül ediliyor.

Bir süre sonra da birlikte çalıştığı THY Genel Müdürü Yusuf Bolayırlı görevden alınıyor.

Ona göre, bir anlamda ciddi bir havacılık deneyimi ile uçuş güvenliğinin sigortası kayboluyor.

Sonunda Cem Kozlu huzurla çalışamayacağını anlıyor ve kurumdan ayrılıyor.

Başlı başına bu tavır bile önemli.

İnsanların koltuğa yapıştığı, mahkeme kararlarıyla makamlarını, koltuklarını korumaya çalıştıkları bir ülke burası.

O nedenle, görevden kendisi ayrılan veya istifa eden birini görünce iyice dikkat kesilirim.

Böyle örneklerle sık karşılaşamayacağımı bilirim.

Bir Cem Kozlu’nun Coca-Cola’daki görevinden ayrıldığında düzenlenen akşam yemeğini düşünüyorum.

Bir de THY’den ayrılışını...

Bugünlerde THY çok fazla konuşuluyor.

Başbakan Erdoğan da, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım da, yapılan eleştirilere önyargısız yaklaşıyorlar.

İşte tam bu ortamda, bazı gazetelerde Cem Kozlu’nun THY’yi nasıl zarara uğrattığı haberleri görülmeye başlıyor.

Merak etmedim dersem yalan olur.

Cem Kozlu, iş hayatında başarılarıyla bilinen bir yönetici.

Pek çok kuruluşta yönetim kurulu üyesi.

THY’yi nasıl zarara uğrattığını araştırdım.

Cem Kozlu, THY’yi, Başbakanlık için alınan helikopterle zarara uğratmış.

Kim mi söylüyor?

İmzasız bir ihbar mektubu!

Bu imzasız ihbar mektubu ciddiye alınmış ve araştırılmış.

Hem de Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde.

Başbakanlık Teftiş Kurulu, yaptığı inceleme sonucunda 4.7.2002 tarihinde kapsamlı bir rapor hazırlamış.

Raporda, bütün ayrıntılarıyla Cem Kozlu ve THY yönetiminin suçsuzluğu ve neden suçlu olamayacakları açıkça belirtilmiş.

Aradan bunca zaman geçtikten sonra, Başbakanlık Teftiş Kurulu’nun bu imzasız ihbar mektubuna ilişkin teftiş raporu ortadayken, Maliye Bakanlığı müfettişleri yeniden harekete geçmişler.

Ve onlar suçluyu bulmuşlar.

THY’yi Cem Kozlu ve Yusuf Bolayırlı zarara uğratmış!

Hesapları basit.

Helikopterin alış fiyatından satış fiyatını çıkarmışlar.

Ortaya bir rakam çıkmış.

Alın size zarar!

Böyle inceleme olur mu?

THY yönetimi, ne zaman kimin başbakan olacağını ve onun seyahat taleplerinin ne olacağını nasıl ve nereden bilecek?

Başbakanlık tarafından imzalanan bir protokolle, o makama hizmet satan THY ne derece inisiyatif kullanabilir?

Yarın başkaları da, THY’nin bu dönemde Başbakanlık için aldığı uçağa ilişkin benzer bir hesap çıkartırsa, ne olacak?

"Umur görmüş olmak", eskiden devlette sorumluluk yüklenecek herkeste aranan temel özellikti.

Böylesi örnekler, bunun ne denli önemli olduğunu çok daha iyi anlatıyor.
Yazarın Tüm Yazıları