LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
BOŞUNA denmemiş.Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Yakınınıza düşerse fark ediyorsunuz.
Yoksa...
O kadar uzaksınız ki.
Sahi, Danıştay saldırısında kaybettiğimiz hákimin adı neydi?
Unuttunuz değil mi?
Eşini düşünün bir de.
Ya da cenaze töreninde onun iki elinden tutan iki oğlunu.
O metanetten ibret alan var mı?
Herkes laf yetiştirme yarışında...
Altta kalırım endişesi içinde bir didişmedir gidiyor.
Hiçbir bilgim yok; ama yanılmadığımdan da eminim.
Ele güne gösterdikleri o metaneti, sayenizde onlar da sürdüremiyordur.
En menfur saldırıya bir sürü "ama" sokuşturanlar, onlara yaslarını yaşamayı bile çok görüyorlar.
* * *
Evvelki gün Caddebostan Kültür Merkezi’nde "Suat Kaptan Kızıldeniz’de" fotoğraf sergisinin açılışındaydım.
Onu da kaybettik.
Aslında çok olmadı.
Ama ne çabuk unutuldu.
Ölüm, onu uçsuz bucaksız denizlerde bulmadı.
Bağdat Caddesi’nde buldu.
Gece yarısı bir araba çarptı.
Suat Kaptan o anda ölmedi.
Onu öldüren, yaralı yatarken bir Allah’ın kulunun ilgilenmemesiydi.
Ve tek bir görgü tanığının çıkmaması.
Onu, kazadan sonra sürücünün kaçması öldürdü.
O, ne açık denizlerde, ne de masmavi derinliklerde, çaresiz bir yalnızlığı hiç yaşamamıştı ki...
* * *
Ölüm hak.
Er ya da geç hepimizi bulacak.
Kaybettiklerimiz için sorumluluklarımız var.
Elimizden hiçbir şeyin gelmediği anlarda susmak boş konuşmaktan iyidir.
Ve en yalın saygı ifadesidir.
* * *
Bu hafta sonunda benim yaptığımı yapın.
Suat Kaptan’ın, Kızıldeniz’de çektiği fotoğraflara "dalın" ve düşünün.
Bir bizi ve halimizi düşünün; bir de su altında bile "rengárenk" süren hayatı...
Ya da www.suatayoz.com internet adresini ziyaret edin.
Kafanızı patlatırcasına düşünün...
Nerelerde, hangi yanlışları yapıyoruz?
Bırakın artık sadece kendinizi, konumunuzu düşünmeyi.
Biraz olsun öleni düşünün; ölümü düşünün...
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yazarın Tüm Yazıları