BU satırlarda sık sık "uzlaşma"nın altını çiziyorum.
Bunun önemine gönülden inanıyorum.
Üstlendiğim bütün görevlerde buna özen gösterdim.
Unutmayalım ki, hepimiz aynı gemideyiz.
Oysa etrafa bakınca, "nasıl uzlaşamayız" derdinde olanların sayısı o kadar fazla ki...
İktidar da, muhalefet de "germeye" bayılıyor.
Daha önce de yazdım.
Türkiye, bu gerginliği ta-şı-ya-maz...
Bir adım bekleniyor.
Neden hükümetten demeyin.
Yöneten o, yarın bedel ödeyecek olan da...
* * *
Bunun ne olacağı tartışılır.
Ama tartışmaya "makul" bir yerden başlanmalı.
"Cumhurbaşkanı", kelime anlamı olarak halkın başkanı.
Halk adına, milletvekilleri seçiyor.
Tamam bu bir sistem tartışması...
Ama bu hak asıl sahibine verilemez mi?
Bu bir öneri...
Fakat diğerlerini görünce, o kadar da değil dememek mümkün mü?
Neymiş, Başbakan Erdoğan aday olmayacağını şimdiden açıklamalıymış...
Zaten filan asla olmamalı, falan olursa belki düşünülebilirmiş...
Siyaset, aslında yeni ittifaklar kurma sanatı değil mi?
* * *
Sadece Türkiye’de değil, ülke dışında da yeni ittifaklar bizi bekliyor.
Buna şiddetle ihtiyacımız var.
Ekonomimiz haftalardır ciddi bir türbülans yaşıyor.
Buna rağmen, Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya çalışan çok sayıda yabancı var.
Onlar da bürokrasimizin hantal çarkları arasında didişiyorlar.
Geçenlerde bankacı bir dostumla konuştum.
Yabancı sermayenin bekletilen dosyalarını anlayamadığını söyledi.
Gerçekten anlaşılır gibi değil.
İşlemlerin tamamlanması çoğu zaman birilerinin keyfine kalıyor.
Bu türbülansı atlatmak için de, sonrası için de yabancı yeni omuzdaşlara ihtiyacımız var.
Türkiye yabancı sermaye için daha ciddi bir çekim merkezi olmalı.
Sadece risklerin getirdiği fırsatlarla değil, kárlılığı, kolaylığı ve daha önemlisi kolaylaştırıcı bürokrasisiyle rakiplerinden öne çıkabilmeli.
* * *
Hafta içinde İstanbul’da 2. Türk Arap Ekonomik Forumu toplandı.
Türkiye, tarihi, kültürü ve olağanüstü jeopolitiği ile Arap dünyası için de çok önemli.
Forumun konuklarından Katar’ın en büyük yatırım bankası AMWAL’ın, Şeyhin ailesinden başkan yardımcısı Hanadi Al Thani ile konuştum.
Konumuz iki ülke arasında gelişen ilişkilerdi.
Türkiye’de yatırım konusunda kararlılar.
Al Thani, bu konudaki katkıları dolayısıyla, zirvede Başbakan Erdoğan’dan bir de plaket aldı.
Yaptığımız görüşmede, bazı gelişmelere rağmen daha işin başında olduğumuzu anlattı.
Yakın çalışma arkadaşlarından Pakistanlı Dr. Şevket Chandna, uzun yıllar Türkiye’de çalışmış.
Artık günden güne küçülen farklı bir dünyadayız.
Başarılı olmak ya da başarımızı artırmak istiyorsak, sadece Türkiye’de değil, ülke dışında da kendimize yeni yol arkadaşları ve güçlü omuzdaşlar bulmak zorundayız.