Kırkpınar’da kim kazanacak?

TARİHİ Kırkpınar Güreşleri bu hafta sonu yapılıyor.

Bu sene 645’incisi yapılacak güreşler için başta Kırkpınar Ağası Adem Tüysüz ve Edirne Belediye Başkanı Hamdi Sedefçi olmak üzere bütün ilgililer kollarını sıvamış durumdalar.

Geçen yılki güreşleri Star TV’den canlı yayınlamıştık.

Bu güreşlere çok da ilgisiz sayılmam.

Fakat bu kadarcık ilgiden ya da yazımın başlığından yola çıkarak, başpehlivanlığa dair tahminlerimi beklemeyin.

Benim merakım başka...

CHP’nin geçen yıl yapılan kongresini hatırlayın.

Orada karşı karşıya gelen Genel Başkan Deniz Baykal ile Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, hafta sonunda Kırkpınar güreşlerini izleyecekler.

On binlerce kişinin onlara göstereceği ilgi ve coşku, bir anlamda da bir "kamuoyu yoklaması" olacak.

Biliyorsunuz, gazetelerde yayınlanan anketlerin en iddialısı bile, çok çok birkaç bin kişiyle yapılıyor.

Kırkpınar’da Baykal ile Sarıgül’ün halktan görecekleri ilgi, onların toplumdaki karşılıkları konusunda ciddi bir ipucu verecek.

Türkiye’de siyaset, halkın iradesine ipotek konularak yapılıyor.

En demokrat geçinen partide bile, biraz güçlenilip iktidara yaklaşılınca parti içi demokrasiden eser kalmıyor.

Hele iktidara gelir ya da ortak olunursa, parti içi demokrasi iyiden iyiye askıya alınıyor.

Bütün gözler, genel başkanın işaret parmağına ya da en ufak bir imasına odaklanıveriyor.

Gözünüzde büyüttüğünüz siyasiler vardır mutlaka.

Umarım bir gün, herhangi birinin genel başkanlarıyla yakın diyaloglarına tanık olmazsınız...

Gelişmiş dünyada siyasi partiler, "çatışma yönetimi"yle bile güçlerini artırmayı hedefliyor.

Yönetimin yerini "yönetişim" alıyor.

Amaç, bütün taraf ve katmanların katılımıyla karşılıklı etkileşimi en üst düzeyde tutmak.

Bizde ise hálá il delegelerini bile genel başkanlar seçiyor.

Neden mi?

Ne olur, ne olmaz...

Halkın kimi seçeceği belli mi olur?

Ya "yanlış" adamlar seçilirse!

Nasıl oluyorsa, hem aynı partiden, hem de yanlış!

Her zaman olduğu gibi, halkı böylesi bir yanlışlıktan kurtarma sorumluluğunu, genel başkanlar cansiperane bir fedakárlıkla üstleniyorlar!

Örgütün zaten yegáne işi "lideriyle gurur duymak" ve Türkiye’nin de aynen öyle düşündüğünü hançeresi yırtılırcasına haykırmak...

Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün hafta sonunda Samsun’da katıldığı programlara ben de davetliydim.

Sarıgül, bu işi ucundan tutmuyor.

Meydan okuyor.

Sarıgül’le ilgili olumlu ya da olumsuz pek çok şey duymuş olabilirsiniz.

Hakkı teslim edilmesi gereken bir tarafına değineyim.

Siyaset, netice alma sanatı.

Bir Antalya’da bile seçim kaybeden CHP’yi düşünün.

Bir de CHP Genel Başkanı tarafından "yok sayılan" Mustafa Sarıgül’ün, Şişli’de yapılan her anketten bugün hálá tartışmasız ezici üstünlükle çıktığını...

Samsun’da, Kutlukent Belediye Başkanı Hayati Tekin’in yaptırdığı Atatürk’ün doğduğu evin açılışındaydık.

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da, Samsun’daki milletvekilleri de yoklardı.

Siyasi arena git gide ısınıyor.

Başbakan Erdoğan, Anadolu’daki siyasi çalışmaları ihmal etmiyor. Mehmet Ağar, Erkan Mumcu, Devlet Bahçeli ve Mustafa Sarıgül de...

Bazıları ise yıllardır halk adına onun iradesini kullandıkları yetmezmiş gibi, masa başında süslü püslü siyasi senaryolar yazmaya devam ediyorlar.

Oysa unutulmamalı ki, "tarlada izi olmayanın hasatta gözü olamaz!"
Yazarın Tüm Yazıları