CUMARTESİ günü, Ak Parti’nin İstanbul İl Kongresi toplandı.
Siyasi partiler için böylesi fırsatlar, dışarıya açılmak, kamuoyuna yeni mesajlar vermek için bir vesiledir.
Özellikle İstanbul’da yerli ve yabancı "ağır" bir protokolle gövde gösterisi yapılır.
İş dünyasının güçlü isimleri, medyanın etkin kalemleri, yabancı misyon temsilcileri, kültür adamları ve sanatçıların ileri gelenleri orada olurlar.
O gün böyle bir tablodan eser yoktu.
Kongre, Başbakan Erdoğan’ın salona girmesiyle neredeyse iki saat geç başladı.
Ve yine Başbakan’ın konuşmasının ardından "fiilen" sona erdi.
Divan Başkanlığı’na seçilen Samsun Milletvekili Cemal Yılmaz Demir, görevini sürdürürken İl Başkanı Mehmet Müezzinoğlu’nu sunmak üzere mikrofonlu bir genç sahneye fırlayınca, en az benim kadar şaşırdı.
Şaşkınlığını atar atmaz, olması gerektiği gibi o genci susturdu.
Sanırım o arada hukuken doğru olmasa da, kongrelerdeki teamülün bu olduğu kendisine anlatıldı.
O da çaresiz genç sunucuya tekrar sahneyi bırakmak zorunda kaldı.
Nitekim hemen sonrasında, Başbakan Erdoğan’ı sunma görevini de o genç sunucu üstlendi.
Salondaki boşluklar; ama daha da önemlisi heyecan eksikliği tecrübeli isimlerin gözünden kaçmıyordu.
Bu eksikliği benimle konuşan milletvekilleri ve diğer yöneticiler, sanırım partinin ilgili organlarında da dile getirirler.
Dikkatli gözler, rekabetin olmadığı hiçbir yerde başarının sürdürülmesinin mümkün olmadığını, bir kez daha fark ettiler.
Benden söylemesi...
* * *
İstanbul’daaynı gün trafiği "arapsaçına" döndüren bir saçmalık vardı.
O da önünde onlarca kamyonetlik bir konvoy olduğunu söyledi.
Her kamyonette farklı bir ülkenin bayrağı olduğunu, Dünya Kupası tanıtımı olabileceğini ekledi.
Kamyonetlerin girmesi yasak olan Boğaziçi Köprüsü bu konvoy yüzünden tıkanmıştı.
Birkaç saat sonra Avrupa yakasında aynı konvoyla tekrar karşılaştım.
Babamın görevi gereği çocukluk yıllarımda bulunduğumuz şirin Anadolu kasabası Yığılca’nın panayırlarını hatırladım.
İşte onların bir benzeri, bu kez İstanbul’un göbeğindeydi!
Konvoy, Uluslararası Dil Öğretim Derneği’nin o gün başlayan Uluslararası Türkçe Olimpiyatı’na katılan yabancı çocuklar için düzenlenmiş.
Çocuklar, özel kamyonetlerin kasalarında İstanbul’u geziyorlar!
Her ülke çocuklarına ayrı bir kamyonet...
Ve bu "torpilli" kamyonetler, girmeleri yasak olan Boğaziçi Köprüsü de dahil İstanbul’u turluyorlar!
Bu tablo bir köy panayırı değil de nedir?
Oysa daha birkaç gün önce Türk Dil Kurumu Başkanı Şükrü Haluk Akalın, "My Showland" ismini bu organizasyon vesilesiyle "İstanbul Gösteri Merkezi" yaptırdığı için sevinmiş ve kendisiyle de yeni projeler üzerinde konuşmuştuk.
* * *
Bizim işimiz böyle.
Olaylara ayna tutuyoruz.
İyi niyetinden kuşku duymadığımız bir organizasyonda bile karşımıza ahmakça tablolar çıktığı oluyor.
Siz siz olun; yıllardır alıştırıldığımız gibi hemen "kategorize" etmeyin.