Televizyon görüntüleri, gazete haberleri, bana Azerbaycan’da Ebulfeyz Elçibey’in cumhurbaşkanlığı günlerini hatırlattı.
1992 seçimlerinde Bakü’deydim.
Elçibey’in etrafındaki isimleri tanıyınca içimde bir şeyler cız etmişti.
Etrafında daha çok köylüleri vardı.
Keleki’den gelen köylüleri...
Daha önemlisi etrafta hákim tavır, "köylülük"tü.
Elçibey, karşılaştığı ilk zorlukta köyüne, Keleki’ye sığındı.
Bakü’de, Keleki’nin meşhur eriğini özlediği konuşuluyordu...
Ve bir dönem kapandı.
Bakü dönüşünde, İstanbul’da Refah Partisi’nin o günkü İl Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştüm.
Yurtdışındaki tanışmamızdan sonra, sanırım ikinci görüşmemizdi.
Yanında "tek kişilik" bir ekip vardı!
O gün tanıştığım Karadenizli hemşerisi Ahmet Hamdi Çamlı’yla dostluğumuz sürüyor.
O "tek kişilik ekip" keşke bugün de yanında olsaydı...
Kısacası, sorun insanların ’köylü’ olmasında değil; kafaların ’köylü’ olmasındadır.
"Eli balyozlu milletvekili" pozları, başka söze gerek bırakıyor mu?
* * *
Birkaç gün önce, bir dostumla tam da bunu konuştuk.
İngiltere Başbakanı’nın "staff"ı, yani "kurmay kadrosu" vardır.
Bizde ise, Başbakan’ın "maiyeti" ya da çevresi, yani "entourage"ı olur. Onlarda, kurmay kadro Başbakan’ı taşır. Bizde ise Başbakan maiyetini, çevresini...
"Maiyet", yaptığının kamu görevi; elindeki imkanların kamuya ait olduğunun farkında bile değildir.
Keyfi bir tutumla, dilediğinin telefonuna çıkar; dilediğinin çıkmaz.
Hani "kendini milletin patronu sanan" politikacılar vardır ya...
Onlar gibi.
Oysa Başbakan’ı siyasette başarılı kılan "duruş" bu değil ki...
O, her defasında kitlelere, "yollarda beraber yürüdüklerini" hatırlattı.
Birtakım beklentiler ya da hesaplar insanları susturabilir.Benim tercihim doğru olanı yazmak.
Başbakan kulak verdiğinde, basın mensuplarının da, kendi il başkanlarının da, hatta milletvekillerinin de, benzer tablolarla karşılaştıklarını fark edecektir.
Paniğe kapılıp Başbakan’ı arabaya kilitleyenler, çevresinde ördükleri duvarlarla ona yardımcı olduklarını sanıyorlarsa, aldanıyorlar.
Star TV’de, Pakistan depremine yardım için düzenlediğimiz programa Başbakan’ın telefonla katılmasını istediğimde, aldığım cevaba hayli şaşırmıştım.
"Maiyetindekiler", destek veren isimleri dinleyip, "herkesin olduğu yerde Başbakan olur mu?" demişlerdi.
Oysa herkesin olduğu yer, Başbakan’ın mutlaka olması gereken yerdir.
* * *
T.C. Başbakanlığı’nda herhangi bir Avrupa ülkesinin beş ila on misli insan çalışıyor.
Bunu televizyon programımda konuğum olan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer anlatmıştı.
Birkaç gündür "maiyetindekilerle", "geçmiş olsun" mesajı bırakayım istedim.
Birkaç istisna dışında, sanırım asıl onlar istirahate çekilmişler.
O zaman ben de vazifemi buradan yapıyor, Başbakan Erdoğan’a acil şifalar diliyorum.