ÖNCEKİ gün Fatih Altaylı, dün de Mehmet Y. Yılmaz, Aydın Doğan’ın Sabah’a yazdığı mektubu köşelerine taşıdılar.
Mektup, Sabah’ta yayınlanan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun, 28 dağıtım şirketine kestiği toplam 1,7 milyar YTL’lik cezaya ilişkin haberi düzeltiyor.
Gazetenin haberine göre, bu ceza sonrasında Petrol Ofisi’ni "basan"Aydın Bey yöneticileri de "azarlamış"!
Aralarında fark var.
Ama düzeltme mektubu, her iki gazetede, iki ayrı köşede de yer aldı.
Aydın Bey’in, Sabah’a gönderdiği düzeltmede Fatih Altaylı’nın iyi bildiği bir ayrıntı var.
Yaz aylarında Bodrum’da olduğu ve böyle bir haberin doğru olamayacağı...
Nitekim, Fatih Altaylı geçen yaz Hürriyet’ten ayrılırken vedalaşmak için Bodrum’a gitmişti.
Yıllarca Doğan Yayın Holding’de çalışan Fatih Altaylı da, köşesindeki düzeltmeye güzel bir başka ayrıntıyı eklemiş.
"Bizler, ’rakip’ gruplarız; ama ’hasım’ değiliz."
* * *
Aydın Bey, düzeltilmesi gereken yanlış haberlerle sık muhatap olur.
Dikkatli gözler fark edecektir ki, her defasında yazılı bir düzeltme yapar.
Gönderdiği isimler, "gazeteci"lerdir.
O gazetenin "patron"u değildir.
Çünkü bu ülkede en iyi o bilir ki, "gazete"yi "gazeteciler" yapar.
Her gün tekrarlanan bu iş, "ısmarlama" ve "güdümlü" yapılamayacak kadar kutsaldır.
* * *
Şimdi gelelim bir başka düzeltmeye.
Aynı günlerde, Ertuğrul Özkök’ün köşesinde yazdığı iki yazıya, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın gönderdiği düzeltme yer aldı.
Yazıyı görmedim.
Ama anladığım kadarıyla, Ertuğrul Özkök yazıyı "virgülüne bile dokunmadan" köşesine almış.
Şimdi gelelim Ulaştırma Bakanlığı’ndan öğrendiğim ayrıntıya.
Sayın Bakan’ın düzeltme yazısı Aydın Bey’e gönderilmiş.
Bu bilgiye ulaşınca, komplocu beyinler yeni komplolar kurmasınlar diye, grupta hiç kimseyle konuşmadım.
Genel Yayın Yönetmenliği yaparken, benzer düzeltmelerin zaman zaman Aydın Bey’e gönderildiği, ondan da bana havale edildiği olurdu.
Aydın Bey’in doğrudan gazetecilere yazdığı mektuplardan çıkarılacak ders işte bu!
"Gazete"yi "gazeteciler" yapar.
Onların niyetleri, düşünceleri ve en iyi bildikleri tek işleri, "iyi gazete" yapmaktır.
Bu nedenle, böylesi düzeltmelerin adresi "gazeteciler" olmalıdır...
* * *
"Gazetecilik" ve "politikacılık" toplumsal sorumlulukla yapılan işlerdir.
Politikacı milletten aldığı yetkiyle, onun adına "yöneten"dir.
Gazeteci ise yine toplum adına "denetleyen"dir.
Kendini milletin patronu sanan politikacı, muhatabını da gazetenin patronu zanneder.
Oysa gazetenin içeriği söz konusuysa, politikacının muhatabı gazetecidir.
Fatih Altaylı güzel söylemiş.
"Farklı gazeteler bir diğerinin hasmı değildir."
Bir gazeteci ise, bir politikacının hasmı hiç değildir...