Paylaş
MANİSA birbiri arkasına sanayi bölgelerini devreye sokarken; maalesef şehirde konut yetersizliği hat safhaya tırmandı. Yeni imar alanlarının zamanında açılmaması nedeniyle kiralık ve satılık konut fiyatları İzmir, İstanbul ve Ankara ile yarışır hale geldi. Avrupa’nın en iyi, en yatırım yapılabilir bölge olma gururunu taşıyan MOSB ve yeni gelişen diğer bölgeler; maalesef çalışan ve işveren açısından oldukça sıkıntılı. Özellikle servis araçlarıyla İzmir’den getirilen işgücünün maliyeti de hatırı sayılır miktarda. Dünyanın bugün içinde bulunduğu rekabetçi ortamda bu maliyetler, tolere edilebilir oranları çoktan aşmış durumda.
Manisa’ya yatırım yapan sanayici ve işadamlarının ortak sıkıntısı genelde iş yaratmakta değil işçi bulmakta yatıyor. Yatırımcının neredeyse kuyruk oluşturduğu, teşvik politikaları ve coğrafi konumu nedeniyle bölgede bir adım öne geçme imkanı yakalayan Manisa, maalesef kalifiye işgücü bulmakta zorlanıyor. Organize bölgelerin birbiri ardına ortaya çıktığı ve dev fabrikaların neredeyse ‘şehir içinde şehir’ yapısı taşıdığı bölgeye, acil konut yatırımı ve altyapı gerekiyor.
Bir atasözümüz vardır: “Taşıma suyla değirmen dönmez”. Manisa’nın da köklü imar değişikliklerine ihtiyacı gözönünde bulundurursak bunu, “Taşıma işçi ile sanayi dönmez” olarak değiştirebiliriz.
Bisikletli yaşamda önemli adım
İZMİR bisiklet ile ikinci buluşmasını Alsancak Limanı’ndan, İnciraltı Kent Ormanı’na kadar kurulan yeni parkuru ile tamamladı. Bir süredir özellikle Kordon başta olmak üzere bisiklet kullanımı üzerine yapılan girişimler meyvelerini veriyor. Geçtiğimiz yıllarda Karşıyaka Yalı’da başlatılan uygulama yavaş yavaş genişliyor. Tamamlandığından İzmir’in iki doğal yaşam alanı arasında uzun bir bağlantı sağlanmış olacak. Kuzey’de “Doğal Yaşam Parkı”ndan Güney’de “Kent Ormanı”na kadar kesintisiz bir bisiklet parkuru İzmirlilere hizmet edecek.
İzmirliler bisiklete hasret kalmış gibi.
Özellikle tatil günlerinde bisiklete olan talebin hızla arttığı İzmir, Avrupa’da birçok şehirde olduğu gibi bisikleti bir ulaşım aracı haline sokabilmesi halinde farklı bir kimlik daha kazanmış olacak. Ayrıca, bisiklet ile yolu paylaşabilmek ise, trafikte saygı ve hoşgörü kavramları açısından İzmir’e ayrı bir yaklaşımı da beraberinde getirecek.
Umarım çocukluğumuzun vazgeçilmezlerinden biri olan bisikletin tekrar hayatımıza dönüşü, İzmir’in son yıllarda sıkça ortaya koyduğu farklılıklarından biri olur.
Paylaş