Paylaş
Spor müsabakalarının en önemli kavramı “Fairplay”. Fairplay, Türkçe kelime anlamı itibariyle “Adil Oyun” karşılığına geliyor. Fakat kavram itibariyle adaletin çok üstünde bir felsefeyi içeren bu iki kelime bugün dünyada tüm spor alanlarında en çok önem verilen kavram. Olimpiyatlar fairplayin önemini anlatan konuşmalarla açılıyor, dünya spor teşkilatları fairplayi her zaman en öne çıkarıyor. UEFA ve FİFA gibi futbol organizasyonları parmağı göze sokarcasına fairplay kavramını ortaya koyuyor. Maalesef Türk Spor’u fairplayden nasibini bir türlü alamıyor.
Sporculara sormak gerekir bir karşılaşmaya çıkarken ellerinden tutup yürüdükleri çocukların orada olma sebebini acaba biliyorlar mı?.. Bunun çocukları sevindirmek için mi yapıldığını zannediyorlar... Eğer biliyorlar ise; neden maçlar boyunca birbirleri ile olan ikili ilişkilerinde düşmanca tavırlar sergileyerek birbirlerinin yakasına yapışıyorlar. Seyircilere kötü örnek olmak için harcanan bu kadar çaba niye?.. Bu karşılaşmaları yöneten hakemler acaba orada bulunuş sebeplerinin sadece cezai hareketleri tesbit edip; skoru belirleyici hareketlere karar vermek mi olduğunu zannediyorlar... Fairplay kavramının uygulamalarını neden sahaya yeterince yansıtmada aciz kalıyorlar..
Bunun sonunda sporcular arasında hiçbir şekilde olmaması gereken düşmanlık; önce sahadaki seyircilere, oradan da tüm taraftara kadar yayılıyor. Restoranlarda, evlerde ve daha birçok yerde spor kaynaklı kavgalar çıkıyor. Kulüp binaları basılıyor, yakılıp yıkılıyor. İnsanlar hiç tanımadığı, kimliğini bile bilmediği kişiler ile kavga ederek, işi yaşamı sonlandırmaya kadar götürebiliyor. Pisi pisine hayatlar kaybediliyor, canlar yanıyor...
Spor terörünü önlemenin yolu izleyiciyi eğitmekten geçiyor. Cezai yaptırımlar da oransal olarak katkı sağlayacaktır, fakat unutmamalıyız ki “Fairplay Felsefesi” bu eğitimin temelinde yer almalı ve tüm sporsever tarafından ön şart olarak kabul görmelidir.
Spor muhakkak çok büyük bir endüstri. Büyük kitleleri peşinden sürüklüyor. Başarı, kazanma tüm taraflar tarafından arzu edilen ve istenilen bir sonuç. Her ne kadar amatörce başlasa da hemen hemen tüm branşlarda dünyada spor alanlarında trilyonlar dönüyor. Fakat bu taraftarlık, bu ticaret hiçbir zaman insan kanı üzerinden yapılacak kadar değerli olmamalı...
***
Türk resim sanatının öncüleri İzmir'de
19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında yaşamış ünlü Türk Ressamları’nın birçoğunun ortak özelliği asker kökenli olmaları. Osmanlı Ordusu’nda yapılan modernizasyon çalışmaları bünyesinde harita ve resim derslerinin müfredeta alınması; o döneme kadar dini nedenlerle müslüman halk arasında rağbet görmeyen resim sanatının başlamasına öncülük etmiş. Diğer bir yaklaşımla Avrupa’nın resim alanındaki rönesansının ülkemizde Osmanlı’ya yansıması, Türk Ordusu’nda başlamış. Geçtiğimiz hafta sonu açılan “Asker Ressamlar” sergisi ile Arkas Sanat Merkezi, Türk Resim Sanatı’nın bu müstesna temsilcilerini İzmir’de ağırlıyor.
Sergideki 150’den fazla eserin arasında adını sık sık duyduğumuz ve müzayedelerde rekor fiyatlara alıcı bulan ressamların çoğu mevcut. Denizci İsmail Hakkı, Şeker Ahmet Paşa, Süleyman Seyyit, Hoca Ali Riza, Mehmet Ali Laga, Ali Sami Boyar, Mehmet Ruhi, Hikmet Onat, Sami Yetik, Adil Doğançay ve daha birçok ressamın eserlerini birarada görme fırsatını yakalayabilirsiniz. İzmir’e bu fırsatı yaşattığı için sanata katkısını her zaman fazlasıyla gösteren Arkas Grubu’na teşekkürler.
***
Manavkuyu çıkışına çözüm gerekiyor
Bornova’nın batısında hızla gelişen Manavkuyu’nun giriş ve çıkışını sağlayan kavşak daha birkaç sene önce tamamlandı. Fakat Konak istikametindeki çıkışın yan yola bağlanması yoğun trafiğin yaşandığı saatlerde büyük sorun. Zannedersem yetkililerin acilen alternatif düzenlemeler üzerinde çalışması, soruna çözüm araması gerekiyor.
Paylaş