Paylaş
Geçtiğimiz hafta içinde ikinci defa yola çıktığımız EXPO adaylığı konusunda maalesef hüsrana uğradık. Hüsranımız kaybetmek değil, nasıl kaybettiğimizdi. Çekişmeli geçeceğini düşündüğümüz oylamada erkenden havlu atmamız; sık sık tecrübeli olduğumuzun dile getirildiği adaylık süresince aslında ne kadar yanlış uygulamalar içinde olduğumuzun bir kanıtı gibiydi. Hele oylamanın kaybedilmesinin ardından yapılan “EXPO’ya ihtiyacımız yok” türü açıklamalar daha büyük talihsizlikti.
EXPO 2020’yi kazanan Dubai, Arabistan Yarımadası’nın ucunda küçük bir şehir devleti. Dubai’nin EXPO gibi bir itici ticari harekete aslında hiç ihtiyacı yok. Burası, Hong Kong’un Çin’e devredilmesi ile ortaya çıkan serbest ticaret merkezi boşluğunun en iyi doldurulduğu şehirlerden biri. 2013 yılının ilk 6 ayında 5 milyonun üzerinde turist ağırlamış. Hem de turistler gemi ile günü birlik değil, gece konaklamalı olarak geliyor Dubai’ye. Altı aylık dış ticaret rakamlarına bakarsak Hindistan 81 milyar dolar hacmi ile en büyük ticaret ortağı. 2 milyon nüfusu olan şehrin dünya ticaretinden altı ay içinde aldığı pay 500 milyar doları aşıyor.
Bu rakamları gördüğümüz zaman Dubai’nin EXPO ısrarına bir anlam veremiyor olabilirsiniz. Buna rağmen sürdürdükleri kampanya döneminde tüm şehir EXPO’yu yalayıp yutmuş gibiydi. Dev ekranlarda 24 saat EXPO 2020 adaylığı açıklamaları, tüm özel ve kamu ulaşım birimlerinin giydiği kıyafetlerde EXPO’yu hatırlatan logo ve amblemler, şehrin her köşesinde özellikle ingilizce olarak hazırlanmış bayraklar ve hatta alışverişte verilen kredi kartı sliplerinin üzerinde bile rastlanılan EXPO adaylığı duyuruları. Bilinçli halk, bilinçli devlet, bilinçli kampanyanın en güzel örneklerini sergilediler.
EXPO oylamasından üç gün önce Emirates Havayolları’nın açıkladığı 350 uçaklık siparişi de pastanın üzerine konulan krema niteliğindeydi.
Dubai’nin bir vizyonu, hedefleri ve dünyada olmak istediği bir nokta var. Bu konuda sistematik olarak geliştirdikleri yeni projeleri ile büyümelerini ve kalkınmalarını sürdürüyorlar. EXPO’nun kazanılması sonrası Dubai’deki tüm telefonlara Şehy El Maktoum’un teşekkür mesajının gönderilmesi de bir şehrin hedefe ne kadar kilitlendiğinin en büyük kanıtlarından biri.. İnşallah darısı başımıza...
Paylaş