Paylaş
Kişide ortaya çıkan bir ruhsal sıkıntı; doğru ve etkili bir değerlendirmeyle, ne kadar süredir, hangi zamanlarda, ne sıklıkla ve ne yoğunlukla ortaya çıktığını tespit etmeyle, iyi bir gözlem yapmayla, ailenin koşulsuz desteğiyle, yerinde müdahalelerle ve doğru bir bilgi edinmeyle, bazen kolaylıkla aşılabilmektedir. Ancak zaman zaman da bu yöntemlerin sonuç vermediği durumlar olabilir ve çözülemeyen sıkıntılar çoğunlukla büyüyerek içinden çıkılması gittikçe zorlaşan bir kısırdöngü halini almaya başlayabilir. İşte bu noktada bir terapistin desteğini almak faydalı olacaktır. Ayrıca terapi sadece ruhsal sıkıntıların çözümlenmesi ile sınırlandırılamaz aynı zamanda sağlıklı bireylerin daha bilinçli olmasına da yardımcı olarak hizmet verebilir. Çünkü terapi kişinin duygu ve düşüncelerinden dolayı yargılanmadan güvenli bir ortam içinde sorunlarını incelemesine imkan yaratır ve geçmişte yaşanan sorunlarla şimdikileri anlamlı bir şekilde birleştirerek farklı bir bakış açısı getirir.
KESİN BİR YANITI YOK
“Ne zaman terapiye başvurmalıyım?” sorusu birçok kişinin kafasındaki sorulardan biridir. Bu sorunun kesin bir yanıtı yoktur. Ancak kişi; duygusal sorunlarının çözümü için kendine zarar verici davranışlar içine giriyorsa, iştahtan kesildiyse, uyku düzeni bozulmuşsa, ilişkilerinde aşırı problemler yaşıyorsa, büyük bir kayıp yaşadıysa, stresini daha fazla kontrol edemiyorsa, kendine güven eksikliği ya da başarısızlık duygusu yaşıyorsa, cinsel hayatta sorunlar yaşıyorsa, işyerinizde zorluklar baş göstermeye başlamışsa, konsantre olamıyorsa, kendini mutsuz, çaresiz ve umutsuz hissediyorsa, terapiye gidip gitmemeyi sorgulamaya başlamışsa, bir terapiste başvurmak için doğru zaman gelmiş demektir. Kişinin yaşadığı olumsuzlukları kabullenip bir terapiste başvurması tedavinin yarısıdır. Diğer yarısını da tecrübeli bir terapistin yardımıyla kolaylıkla halledecektir.
KİŞİNİN İÇİNDE GİZLİDİR
Her sorunun çözüm kaynağı kişinin içinde gizlidir. “Sel gider, kumu kalır!” misali insanoğlu yaşadığı olayların çok azını hatırlar. Bilinç düzeyinde anılardan çok, anıların sentezleri ve çıkarımları vardır. Ruhsal olarak sıkıntılı bir insanla sağlıklı bir insan arasındaki en büyük farklardan biri; sağlıklı insanın geleceğin korkularını ve geçmişin yükünü taşımadan, içinde bulunduğu anda herhangi bir kaygı duymaksızın nasıl mutlu yaşayacağını bilmesidir. Biz insanlar geçmiş ve geleceğin o denli etkisi altındayızdır ki; çoğu zaman çocukluğumuzun altın günlerini anarız ya da bizi en fazla keyiflendireceğini düşündüğümüz yaşamımızın bir parçasını sıkça zihnimizde tutarız. Bu durumun nedenini, o günlerin kaygısız ve hayatın sorumluluklarının omuzlarımıza henüz çökmediği günler olmasıdır. Bu nedenle geçmiş terk edilmediği, halen şimdiki zamana sızdığı için kişi sıkıntıdadır.
TEDAVİ OLACAĞIM DEMELİ
Terapiye “Ben bu sorunla veya sorunlarla yaşamak istemiyorum ve tedavi olacağım!” diyen kişiler alınmalıdır. Çünkü danışan terapistine kendini anlatmak, öğretmek ve teslim etmek istemelidir. Terapistte danışanını anlamak için, var olan bilgilerini ve tecrübelerini, sezgilerini, duygularını ve hatta başarısızlıklarını da bir araç olarak kullanmalıdır. Terapist kalıplaşmış bilgilerin yerine, her danışanı tek ve eşsiz gören bir yaklaşımı kabul etmelidir. Terapi daha mutlu ve sağlıklı bir yaşam için uygun olan bir adımdır.
Hormon artışı sapıklık değil
18 yaşındayım. Geçen sene üniversiteye başladım. Etrafımda birçok güzel kız arkadaşım var. Onlarla iletişim kurdukça cinsel arzularım yükseliyor. Sürekli ereksiyon halindeyim. Sık sık geceleri boşalıyorum. Sapık olduğumu düşünmeye başladım. Sizce ben sapık mıyım?
Ergenlikle birlikte yükselen hormonların etkisiyle bedende birtakım değişiklikler olur. Cinsel dürtüler gelişmeye başlar. Kişi kendinin ve cinselliğinin farkına varır. Bu süreci yaşayan her genç erkek cinsel arzularında artış hisseder ve bu normaldir. Bu durum kesinlikle kişinin sapık olduğu anlamına gelmez. Aslında bu durum, normal seyrinde ilerleyen fizyolojik bir sürecin devreye girdiğinin göstergesidir. Erkek mastürbasyonla ya da cinsel ilişki ile boşalamadığı zaman fizyolojik olarak gece boşalımları yaşayabilir. Bu da doğal bir süreçtir. Kendinize boşuna yüklenmeyin. Size önerim, cinsel dürtülerinizi bastırmak, yok saymak yerine, bu dürtülerin varlığını kabul ederek, mastürbasyon ile cinsel doyum ihtiyacınızı karşılamaktır. Meşhur yasaklar arasında olan mastürbasyon, cinsel dürtüleri doyurucu etkiye sahip, gençlerin bedenlerini keşfetmelerini ve öğrenmelerini sağlayan en masum cinsel aktivitedir. Aşırıya kaçılmadığı sürece herhangi bir zararı yoktur.
GÜNÜN SÖZÜ
Göz göze geldiğinizde diliniz bağlanıp, yüreğiniz konuşuyorsa, aşıksınız demektir.
Paylaş