Aman dikkat

G.Saray ile F.Bahçe arasındaki rövanş maçı sadece Fortis Türkiye Kupası’nda yarı finalisti belirlemeyecek. Bu maçın sonucu ligdeki şampiyonluk yarışını da etkiler. F.Bahçe rahat, ama G.Saray daha iyi oynuyor.

* Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki kupa rövanşının sonucunu ne etkileyecek? Bizleri nasıl bir rövanş bekliyor, turu kim atlayacak?

FENERBahçe
ile Galatasaray arasında ligde çok güzel ve müthiş stresli bir şampiyonluk yarışı yaşanıyor. Yarınki kupa maçından çıkacak sonuç aslında ligdeki şampiyonluk yarışını da önemli ölçüde etkileyecek.

Fenerbahçe, rakibini ligde yendi, kupa maçının ilkinde yendi, yarın da turu atlarsa büyük moral kazanıp, her iki kulvarda şampiyonluk yolunda daha emin adımlarla ilerleyecek.

Tersi olursa Fenerbahçe demoralize olacak. Aynı şey Galatasaray için de geçerli.

Galatasaray 1-0 kazansa bile tur atlıyor. Bunu göz önüne alınca F.Bahçe’nin rövanşta mutlaka gol bulması lazım. Bu maç berabere bitmez ve gollü geçecek.

İki takım arasında müthiş bir rekabet var. Bu sadece bu sezon için değil, iki kulüp kurulduğundan beri yaşanıyor. Hırslı, tempolu ve gerilimi yüksek bir mücadele olacaktır. Bugün Fenerbahçe önde, Galatasaray ardından geliyor ve tansiyonu yüksek bir maç bizi bekliyor, tersi olsa yine aynı şey geçerli.

Sahada göreceğiz

F.Bahçe rakibini bu sezon daha önceki iki maçta da yendiği için biraz daha rahat çıkacak yarınki rövanşa. Bu galibiyetler onun için artı bir motivasyon, F.Bahçe rakibinin zayıf yönlerini, onu nasıl yıkacağını, nasıl kazanacağını biliyor. Tabii şans da ne kadar yanında olacak, bunu sahada göreceğiz.

Futbol açısından bakarsanız, göze daha hoş gelen, iyi oynayan, daha fazla hücum eden takım Galatasaray. Fenerbahçe evinde bile tek santrfor oynuyor. Galatasaray çok adamla hücum ediyor. Ama derbilerin galibi önceden belli olmaz.

Tek adayda birleşmeli

* Galatasaray’da başkan adaylarının görüşmelerinden konsensüs çıkmadı, ancak bazı adayların seçimden önce diğer bir aday lehine çekilmesi bekleniyor. Bu konudaki yorumunuz nedir? Seçimde kim ön palana çıkacak?

Galatasaray
Genel Kurulu öncesi öne çıkan iki isim var; biri Özhan Canaydın, diğeri Yiğit Şardan. G.Saray camiasını, ince eleyip sık dokuyacakları ve titizlikle karar verecekleri bir seçim bekliyor.

Camia olarak kulübü bu zor durumdan çıkaracak bir yönetim kurulamadı ve herkes başkanlığı kendine doğru çekiyor. Oysa G.Saray ismiyle popüler olmak değil, G.Saray ismini ve markasını yukarı çıkarmak gerekiyor. Başkanlık koltuğuna oturacak adayın görevi bu.

El ele verilmeli

Artık camiada lüzumsuz, spekülasyonlara yol açacak beyanatlara son verilmeli. Yöneticiler konuşmadan, kim göreve gelirse gelsin ona muhalefet yapılmadan, el ele verilerek bu işin götürülmesi lazım. Galatasaray’da şartlar bunu gerektiriyor.

O koltuğa oturacak kişinin reklamı yapılmayacak, kulübün reklamıyla, gelirini artıracak icraatlara ihtiyaç var. Para bulduk, bulamadık, böyle şeyler gündeme getirilmez. Bir çözümün varsa belgelersin. Bu zamana kadar böyle "Para kaynağı bulduk" diyenler çok olmuştur. O zaman "Kardeşim getir o parayı" derler, "Bloke edildi" denir ve iş seçim sonrasına kalır. Sözü edilen az bir para da değil.

Canaydın’a yeniden dönersek... Bugün kulüp başkanlarının başarısı futbol takımının başarısıyla ölçülüyor. Futbol takımının şu anki durumuna bakarsanız Canaydın başarılı.

Aslında % 50 başarılı diyebiliriz. Çünkü verdiği sözleri tutamadı Özhan Canaydın. Zaten eleştiriler de bu yüzden. Kulübün mali durumu ortadayken yapamayacağı işlere saldırdı. Yoksa Galatasaray’a başkan olmuş, seçilmiş herkes başarılıdır.

En doğru hamle

Şimdi genel kurulda şuna dikkat edilmeli ve "Şahıslarla yönetimi ben buna veririm" işi bir kenara bırakılmalı. Önemli olan Galatasaray’ın başarısı ve mali olarak eskisi gibi düzlüğe çıkması.

Bunu başaracak hangisi ise, Canaydın da olabilir, Şardan da veya bir başkası da, bu iyi belirlenmeli ve etrafında kenetlenilmeli.

Çok adayın olması demokratik, ama onların güç birliğiyle bir aday etrafında birleşip mükemmel bir yönetim kurması, bu dönemde yapılabilecek en büyük ve doğru hamle olur.

Nasıl bir centilmenlik!

* Ankaragücü Teknik Direktörü Hikmet Karaman’ın Fenerbahçeli futbolcuların centilmence davranmadığı yönünde eleştirileri vardı. Fenerbahçeli futbolcular centilmence davranmadı mı?

Centilmence
nasıl davranılır ki... Ne yapmış yani Fenerbahçeli futbolcular? Ofsayttan mı gol atmışlar? Centilmenlik demek, "Rakip takım sahada yerini alacak, ben ondan sonra taç atacağım" mı demek? Herkes kendine bir kılıf arıyor. Bunlar günü kurtarmak için söylenen laflar, ortaya atılan iddialar.

İşin ilginç bir yanını dile getirmek istiyorum. Fenerbahçe ile Ankaragücü oynuyor. Ankaragücü skoru 1-1 yaptığı zaman Galatasaraylılar seviniyor.

Galatasaray, Kayseri Erciyesspor ile oynuyor. Skor 2-2 oluyor, Fenerbahçeliler seviniyor. Neticede iki takım da 4 tane atıp kazanıyor. Güzellik bu. İkisi arasında tatlı ve her maça yayılan bir rekabet var. Yalnız Galatasaray biraz daha stresli. Çünkü Fenerbahçe ikinci yarının başında rahatladı, Galatasaray oyunun son dakikalarında.

Tur "Çantada keklik" değil

* Beşiktaş, özlenen kimliği buldu mu? Kayseri’yi son 2 maçta da yendi, bugünkü kupa rövanşına bu sonuçlar nasıl yansır?

Beşiktaş
’ın Kayserispor’la ligdeki son maçı oldukça zorlu geçti. Bu maç çantada keklik değil, ama Beşiktaş’ın kupada 2-0’ın verdiği bir avantajı da var.

Beşiktaş çok yardımlaşıyor, süratli ve çabuk oynamaya çalışıyor. Belki çok güzel bir futbol sergilemiyor, ama son dönemde futbol anlayışının ödülünü de almaya başldı.

Şimdi siyah beyazlılar 2-0’lık avantajdan turu rakibe verirse, bu antrenörünün zaafı olur. Beşiktaş moralli ve Kayserispor’un zayıf noktalarını biliyor.

Yalnız bu iki farklı skor Kayserispor gibi güçlü, iyi oynayan, özellikle uzun toplarda Türkiye’nin en iyisi olan ve iyi golcüleri olan bir takım karşısında turu garantileyecek bir skor değil. Bugün keyifli bir rövanş karşılaşması izleyeceğiz.
Yazarın Tüm Yazıları