Paylaş
Madem İngiltere dedik, oradan örnek verelim. West Ham United ve Millwall birbirlerinden nefret eden düşman kardeşlerdir. Londra’nın aşağı tarafında ikamet eden aynı mahallenin farklı çocukları birbirlerini 1900’lerin başından beri birbirlerine sunturlu küfürler eden kavgacı, bıçkın delikanlı iki gençten hallicedir. Thames Iron Works ve Millwall Iron Works şirketlerinde çalışan tersane işçileri yaklaşık 30 sene tatlı sert bir rekabet içerisindedir. Tâ ki grev kararı alan tersane işçilerinden Millwall tarafı patronlarla gizlice mutabakat sağlayana ve anlaşmayı bozana kadar. Yani 90 yıllık huzursuzluğun temelinde ekmek parası var. Peki ya bizimkinin temelinde var? Hiçbir şey! Dün geceyi hatırlayalım. Galatasaray - Beşiktaş derbisini izleyenler "Sanırım Dentinho 40 yıllık Beşiktaşlı, Melo annesinin karnından çıkar çıkmaz "Şampiyon Galatasaray" diye bağırmış" şeklinde düşüncelere büründü. Melo tükürerek İtalya'daki 'Bidon' unvanına bir adım daha yaklaştı, Dentinho ise oynadığı kısa zaman diliminde Oscar'a göz kırpan ve gelecek vaadeden aktör olabileceğini gösterdi.
Samet Aybaba mı, Travis Bickle mı?
Aybaba takımı gol yedikten sonra öyle tepkiler veriyor ki, "Feda" diyen Beşiktaş' yerine, para saçan Manchester City'yle anlaşmış izlenimine kapılıyorum. Galatasaray karşısında ilk golü yiyor, suratını buruşturuyor. Devre biterken Beşiktaş bir gol daha yiyor, kamera Samet Aybaba'da... Öyle bir rol kesiyor ki, Taxi Driver'daki Travis Bickle bu adam. "Are you talking to me" diye, nidalanan Robert de Niro... Gördüğüm kişi şu: Şaşkınlıktan nutku tutulmuş ya da sevdiği bir dostunun inanılmaz kazığını yemiş yaşlı ve kalbi kırık bir adam. Yahu Sayın Aybaba, siz bu takıma 'Menemen' yedirtip, gençleri kullanacağız diyen kişi değil misiniz? Hem bu tavırlarla daha rahat futbol oynaması gereken oyuncularınızı baskı altına almıyor musunuz? Lige genel olarak bakıldığında en heyecan verici futbolu oynayan Beşiktaş, Samet Aybaba'nın 'zirve' inadı nedeniyle Türk Telekom Arena'da etkisizdi. Eğer Aybaba, puan tablosundan ve şampiyonluk hedefinden bağımsız, sezon başındaki 'düşünce yapısına' tekrar dahil olabilirse, Beşiktaş'ı yine zirveye oynarken göreceğiz. Ancak beklenti ve umut siyah-beyazı dün gece olduğu gibi etkisiz kılacak...
"En iyiler Fener forması giyer" idi...
Eskiden çokça dile getirilen bir Fenerbahçe sloganı vardı. "Bir gün herkes Fenerbahçeli olacak" değil, hayır! Fenerbahçe, dönemde en iyi futbolcuları renklerine bağlayan, astronomik transfer ücretlerini çekinmeden 'trink' ödeyen, rakiplerinin elinden futbolcuları kaçıran bir takımdı ve 'En iyiler Fener forması giyer' sloganının haklı sahibiydi. Berlin Duvarı yıkıldı, Saddam öldü, Yugoslavya ve SSCB dağıldı... Bu dönemde slogan da yerlebir oldu. İki sezon önce parasızlık nedeniyle canlı yayınlarda kampanya düzenleyen Galatasaray transfer bombalarını acımadan, hunharca patlatırken, Fenerbahçe özkaynaklarına dönen, gelecekte yıldız olabileceği muamma olan bir futbolcunun kulübüne mâkul bir bonservis ve ödeme planıyla başvuran, altyapıdan çıkarttığı oyuncuları parlatmaya çalışan bir kulüp olma yolunda ilerlemeye başladı. Kısa vadede hüviyetlerini değiş-tokuş eden iki kulüpten hangisinin başarılı olacağı muamma, ancak Fenerbahçe bu mentaliteden vazgeçmezse kazanan olacak...
Paylaş