BU başlığa bakıp, ’Şimdi bu nereden çıktı’ diyebilirsiniz. Bir gazetede Galatasaraylı Uğur Uçar ve Serkan Çalık’ın röportajında bazı açıklamalar beni rahatsız etti.
Bugüne kadar bekledim, bakalım meslektaşlarımdan bir ses ya da tepki gelecek mi diye. Ancak hiçbir ses çıkmayınca, ben de bu yazıyı yazmaya karar verdim.
İki genç futbolcunun, Almanya’daki sağlık merkezinden ayrılırken söylediği ortak bir söz var ki, herkese mesaj olmalı:
"Bu tür sakatlıklar yaşayan futbolcular hiç vakit kaybetmeden buraya gelsin. Yoksa yanlış operasyonların tedavisi de çok zor oluyor! Biz bunu yaşadık. Şanslıymışız ki, futbola dönüyoruz..."
Günümüzde onlarca arkadaşımızın uluslararası organizasyonlarda yer almaları, en önemli tıp dergilerinde editörlük yapmaları ve birçok alanda başarılı olmalarına rağmen bu röportajda söyleyenleri kabullenemedim.
İç çekişmeler
Bugün Türkiye’de, çoğu spor yaralanmalarının tedavisi yurt dışı diyebileceğimiz ülkelerin yüzde 90’nından hatta fazlasından daha başarılı bir şekilde yapılmaktadır.
Ancak bir dökümantasyon eksikliği, herkesin ayrı telden saz çalması, birlikteliğin azlığı, hala çok iyi bir rehabilitasyonun olmaması, herkesin ’Ben en iyisini yaparım. Başkası benim kadar iyi yapamaz’ düşüncesi bu tür açıklamalara neden olmakta.
Yıllarca uğraşısını verdiğimiz ve başarılı olduğumuz bu konuların, daha sonra bu şekilde yeniden alevlenmesi hakikaten çok üzücü bir tablo yaratmakta.
Uğur ve Serkan’ın açıklamaları sonrası Türk spor hekimlerinin üzerine düşen en önemli görev ve ders, herkesin birbirine sahip çıkması ve destek olmasıdır.