Paylaş
Olay daha tazeydi. Kimse Fırat’ın maçta yaşadığı hadiseyi yorumlamamıştı. Geçmişte Ali Rıza Çakmak’ın, Oktay Derelioğlu’na ettiği küfür sonrası hakemliğinin bitirildiği gibi ‘Fırat’ın da hakemliği bitirilsin’ dememişti. MHK Başkanı Zekeriya Alp, tam da o esnada Hürriyet’e yaptığı açıklamada, “Nereden çıkartıyorsunuz küfür olayını? Bunları dile getirenler ahlaksız” diyordu.
Tıpkı, Donk olayında olduğu gibi aceleci, heyecanlıydı. Yine hakemini yanlış yapsa bile koruma kaygısındaydı. “Kural hatası yok. İki topla maç tekrar oynanmaz” dedi. Kasımpaşa-Beşiktaş maçı Federasyon tarafından tekrar edildi. Alp, akşam “Küfür yok” dedi. Sabah, hakem Fırat Aydınus’tan, “Küfür Melo’ya değil, yardımcı hakemimeydi” diye açıklama geldi. İyi de, olmadı Sayın Alp... Pazar akşamı neler söyledin, şimdi o sözlerin altında ezildin. Cuma günü, “Hakemlere psikolog lazım” diye yazdım. Hakemin psikolojisinin bozulduğunu gösteren bu durumla karşılaştın.
SADECE TRABZON YENİLMEDİ
- TRABZONSPOR-Fenerbahçe maçı oynanacağı zaman ‘4 ihtimalli maç’ olarak düşünmüştüm. Galibiyet, mağlubiyet ve beraberlik varken maç sonunda, üzülerek dördüncü ihtimalle karşılaştım. Evet, dördüncü ihtimalin düşüncesi bile kötü... Ama sebep belli; 3 Temmuz sürecinin Türkiye’de son derece kötü yönetilmesi. Yargıtay’dan çıkan son karar sonrasında yapılan sağduyudan uzak açıklamalar... Ve taraftar gerginliğinin sahaya yansıması... Asla taraftarın yaptığını kabul etmem mümkün değil. Zararı F.Bahçe’ye değil, kendi takımlarına verdiler. Sonuç olarak kazanan Fenerbahçe gibi gözükse de, sadece Trabzon değil, Türk futbolu ve onu bu hale getirenler kaybetti.
ÇAKIROĞLU VE ANONS...
- TRABZONSPOR İkinci Başkanı Sebahattin Çakıroğlu açıklamalarında; Hakemin 15-20 saniye daha maçı oynatıp, devreyi bitirebileceğini söylüyordu. Bu esnada kendilerinin de taraftarı sakinleştirebilmek için çaba sarf edebileceğinden bahsetti. Maç bana göre, o taraftar psikolojisinde oynanamazdı. Ama Çakıroğlu’nun haklı bir tarafı da var... Şunu hemen belirteyim; Hakem asla yanlış bir zamanlama ile maçı tatil etmedi. Bir şans verme yetkisi de, yoktu. Tatil ettiği dakikadan itibaren oynatması da mümkün değildi.
2008’de TFF tarafından kaldırılan anons uygulaması olsaydı; Hakem 1. anonsu yaptırırdı. Bu anons taraftar için yeterli olmazsa, soyunma odasına gider ve ilgililerle maçın devam ettirilebilmesi için ne yapılması gerektiğini konuşurdu. Yaklaşık 10 dakika soyunma odasında da beklerdi ve bu esnada 2 numaralı anons da yapılmış olurdu. Çakıroğlu’nun dediği gibi 10 dakikalık zaman içerisinde taraftarı sakinleştirme şansı da o şartlarda belki bulunabilirdi. En azından denenirdi. Anons uygulamasının geri getirilmesi, hem hakemin işini kolaylaştırır hem de standardı sağlar.
Öte yandan maçın tamamlanması için takım yöneticilerine, hocasına, futbolcusuna ve emniyete bir şans vermiş olurdu. Bana göre anons uygulaması tekrar gözden geçirilmeli.
YANAL’A HİÇ YAKIŞMADI
- ERSUN Yanal’ın kendisini, hakemliğim döneminde de çok sever, sayardım. Bir Türk teknik adamın büyük takımda hoca olarak çalışması da beni mutlu eder. Lakin, Trabzonspor-Fenerbahçe maçında bir görüntüye takıldım. Hakem daha sahayı terk etmeden, futbolcuların hiçbiri soyunma odasına gitmeden, koşarak sahadan çıktı. Bu da Yanal’a yakışmadı. Unutma hocam, gemiyi en son kaptan terk eder.
Paylaş