Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

Dünyanın en ikonik opera sanatçılarından biri Maria Callas’ın hayatı “Maria” filmiyle beyazperdeye taşındı. Sesiyle büyüleyen, hayatı da sahnelediği operalar kadar dramatik efsanevi sanatçıya Angelina Jolie hayat verdi. Usta oyuncu Haluk Bilginer de filmde Maria’nın büyük aşkı Yunan armatör Aristotle Onasis’i canlandırdı. Kelebek okurları için filmin yönetmeni Pablo Larrain ve başrol oyuncusu Angelina Jolie ile bir araya geldim. Pablo Larrain, Haluk Bilginer’den övgü dolu sözlerle bahsetti: “Haluk inanılmaz bir aktör. Angelina ile iyi anlaştılar. Kendine güveni inanılmazdı. Yönetmen olarak iyi oyuncularla çalışmayı seviyorum ve Haluk Bilginer en iyilerden biriydi.”

Haberin Devamı

◊ “Maria” filminde Türk yıldız Haluk Bilginer de rol aldı. Öncelikle onu sormak istiyorum. Aristotle Onasis rolü için radarınıza nasıl takıldı?

- Pablo Larrain: Nuri Bilge Ceylan sayesinde oldu. Haluk inanılmaz bir aktör. Rol için telefonla evinde bir kayıt yapmış ve bana yolladı. Çok etkilendim. Sonra kendisiyle konuştum. Haluk da İzmir doğumlu. Aristotle Onasis’in doğduğu yerden birkaç blok ötede doğmuş ve ailesinin bir kısmı Yunanistan kökenli. Haluk Bilginer, Onasis karakterini çok iyi anladı. Ben de bir aktör ve insan olarak onun nezaketinden çok etkilendim. Onunla çalışmak çok zevkliydi. Angelina ile iyi anlaştılar. Kendine güveni inanılmazdı. Yönetmen olarak iyi oyuncularla çalışmayı seviyorum ve Haluk Bilginer en iyilerden biriydi.

Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

Haberin Devamı

◊ Operaya ilgi duymaya ve Maria Callas’a bir sanatçı olarak ne zaman âşık oldunuz?

- Pablo Larrain: Çok şanslı bir çocuktum. Şili Santiago’daki bir operaya giderek büyüdüm. Annem evde Callas’ın kasetini çalardı, bu yüzden ikonik Maria’ya hayranlık duyarak büyüdüm. Onu canlı olarak hiç izlemedim. Annem, Maria’nın hikâyesiyle çok ilgileniyordu. Onassis ve Maria’nın hikâyesi annemin günümüzde hâlâ bahsettiği şeylerdi. Bu yüzden içimde bir tür gizemli bir figür büyüdü. Ama benim için asıl mesele bu muhteşem, harika müzikal figürü ve trajik kaderini tanımak ve belki de bu unsurların bir kombinasyonu film yapmaya çalışmaktı.

Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

MARIA ROLÜ İÇİN BİR SÜRÜ DERS ALMAK ZORUNDA KALDIM

◊ “Maria” filmin kadrosuna katılmadan önce sizin operayla kişisel bağlantınız neydi?

- Angelina Jolie: Maalasef Pablo’nun yetiştirilme tarzına sahip değildim. Çocukken birkaç kez operaya götürüldüm. Anlamadım ama kesinlikle hissettim. Farklı ve son derece güçlü bir şey olduğunu hissettim. Açıklayamadığım ama “Tamam. Bu çok farklı bir şey. Vücudum farklı hissediyor. Zihnim başka bir yere gidiyor ama ne olduğunu anlamıyorum” dediğim bir şeydi. Ama operayı farklı şekilde takdir etmek için daha derin yaşam deneyimleri edinmem gerektiğini düşünüyordum. Operada duyguyu ifade etme biçimi çok büyük. O ses vücudun verdiği his o kadar büyük ki yani bazen çektiğiniz acıya uyan sesi operayı duyana kadar bulamazsınız çünkü o kadar büyük olması gerekir.

Haberin Devamı

◊ Biraz hazırlıklarınızı anlatır mısınız?

- Angelina Jolie: Opera benim için gerçek bir eğitimdi. Rol için bir sürü ders almak zorunda kaldım, bu alana dalmış olmaktan dolayı çok çok müteşekkirim. Ve herkesin denemesini öneriyorum. (Gülüyor) Şimdi herkese gidip “Şarkı söylüyorsun ama operayı denedin mi” diyen o kişiyim artık.

Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

PABLO’NUN BAŞARABİLECEĞİME İNANCI BANA GÜÇ VERDİ

◊ Filmlerde ya da sahnede playback hemen anlaşılır. Hele operada herhalde hiç taklit edemezsin. Çünkü belirli bir şekilde durmalısın, sesini belirli bir şekilde yansıtmalısın. Bu büyülü kombinasyona nasıl ulaştınız?

- Angelina Jolie: Sır Pablo’ydu. Çünkü operayı ciddiye almayan, pek anlamayan birçok yönetmen beni belli bir noktaya kadar götürüp ‘gayet iyi, yeterli’ diyebilirdi. Fakat Pablo’nun Callas’a olan saygısı ve operaya dair anlayışı nedeniyle çekimlerde aldatmaca yapamayacağımızı çok açık bir şekilde anlamıştık. Ne gerekiyorsa yapacaktık. Zaten opera hakkında bir film yapmanın tek yolu buydu.

Haberin Devamı

Pablo’nun bana olan inancı bunu başarabileceğime inanması bana güç verdi, çünkü bazen yapabileceğimden kesinlikle emin değildim. Bana yardım etti ve opera eğitimi konusunu çok ciddiye aldı. Bana kimlerin ders verdiği konusunda çok ciddiydi. Çok fazla kişiyle görüştü. Doğru eğitimi aldığımdan emin oldu. Opera, şarkı söyleme, duruş, nefes alma ve telaffuz için İtalyanca dersleri, hepsinde Pablo çok detaycıydı.

- Pablo Larrain: Çok önemli bir şey söylemeliyim. Maria konusunda şu ki iki şey çok önemli... Birincisi, Maria Callas sadece bir opera sanatçısı değildi aynı zamanda çok büyük bir aktristi. Muazzam bir disipline sahipti ve çok sert biriydi. Onunla provayadayken sadece bir repliği unutsanız Maria provadan hemen çıkıp giderdi. Bu yüzden onunla provaya girmeden onun kadar hazırlıklı olmanız gerekiyordu ki onun kadar hazır olmak mümkün değildi.

Haberin Devamı

Maria Callas harika bir sese sahipti ama o sesini eğitti. O seviyeye gelmek için yıllar boyunca çalıştı. Çok disiplinliydi. Ve bence Angie de bu disipline sahip. Aksi takdirde, bu iş olmazdı. Angie ile tanıştığımda, “Ben bir işçiyim. Çalışmak için buradayım” dediğini hatırlıyorum. Çalışmak için gelmeyen biri olmasaydı zaten yapamazdık. İmkânsızdı.

Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

Opera seyircide korku yaratıyor

◊ Operaya karşı insanların algısı elitist bir sanat formu olduğu yönünde. Callas ve Pavarotti gibi isimler bu sanat formunu popülerleştirdi diyebiliriz. Filmde operayı ve opera sevgisini sanki yeni nesile tanıtmaya çalışıyorsunuz gibi geldi. Böyle bir niyetiniz var mıydı?

Haberin Devamı

- Pablo Larrain: Opera seyircinin büyük kısmında korku yarattıyor. Callas, Pavarotti bugün Andrea Bocelli popüler hale getirdi evet. Maria Callas, 1974’te veda turnesini yaptığında sahnesi için en popüler aryaları seçmişti. Ve bu seçimleri birkaç züppe tarafı tarafından çok eleştirildi. Pavarotti, Bono ve Sting ile şarkı söylerken yine aynı şey yapıldı. “Pop şarkıcılarını bizim dünyamıza getirmeyin” dediler. Eğer bu film operaya karşı ilgi yaratabilirse bir kişi, 50, yüz veya bir milyon kişi her neyse bu sanat dalına ilgi duyarsa başarmış oluruz.

Haluk Bilginer en iyilerden biri... Angelina ile iyi anlaştılar

Düşündüğüm kadar kötü değilmişim

◊ Maria hakkında sizi en çok şaşırtan şey ne oldu?

- Angelina Jolie: Beni şaşırtan görememesiydi. Gözlüklerine bakarsanız, çok kalın camları var. Maria konservatuvara gittiğinde “Göremiyorum. Gözlüklerime ihtiyacım var” diyemiyordu. “İyiyim, yapabilirim” demek zorundaydı. Ve bu yüzden herkesten çok ezberlemek zorundaydı. Ve bir röportajında “Besteciyi göremiyorum” diyordu. Muhtemelen sahnedeki oyuncuları ve ifadelerini göremiyordu. Ama sahnede görüyormuş gibi zahmetsizce ve bir sihirbaz gibiydi.

◊ Bu rol şarkı söyleme yeteneğiniz hakkında size neler öğretti?

- Angelina Jolie: Düşündüğüm kadar kötü olmadığımı. (Gülüyor) Şimdiye kadar hiç denememiştim. Birçok insan daha hiç denemediğimiz şeyler için ‘yapamazsınız çok zor’ der ya. Ben de daha önce bu konuda yardımcı olacak desteğe sahip değildim.

Bu süreçte bana yardım eden ve kendi sesimi bulmamı sağlayan insanlarla çalıştığım için şanslıyım. Bu benim için çok duygusal ve çok korkutucuydu. Fakat şöyle düşünüyorum kariyerimin ve hayatımın bu aşamasında bir sanatçı olarak korktuğum bir şeyi bulmak harika bir şeydi bir hediyeydi. Şarkı söylemeyi gerçekten sevdim.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları