Barbaros Tapan

Ünlü olmayı hiç istemedim

25 Mart 2018
Oscar ödüllü ünlü oyuncu Catherine Zeta-Jones ile Barbaros Tapan, Kelebek için Los Angeles’ta bir araya geldi. En son “Cocaine Godmother” filminde rol alan oyuncu, iş ve özel hayatıyla ilgili samimi açıklamalar yaptı.

◊ Bu seneki Altın Küre Ödül Töreni’nde kayınpederiniz Kirk Douglas ile sahneye çıktınız. Sahneye çıkmadan hiç konuşup hazırlık yaptınız mı?

- Davet geldiği andan itibaren Kirk oldukça heyecanlıydı. Geceyi dört gözle bekledi. Ödül töreninden bir gece önce evlerine yemeğe gittim. “Yarın büyük gün, nasıl sunacağımıza karar vermeliyiz” dedim. Aklıma gelen yöntem, kendi söyleyeceklerimden sonra elimi onun omzuna koymak oldu. “Elimi omzuna koyunca sen konuşmaya başlayacaksın” dedim. Prova yaptık. Birkaç provadan sonra Kirk’e “Tamamdır, oldu” dedim. Kirk “Sen neden benden daha fazla konuşuyorsun” dedi. “Ben 101 yaşında değilim de ondan” deyince ikimiz de gülmeye başladık. 101 yaşında hâlâ bana ilham veren bir insan Kirk Douglas. Törendeki saygı ve sevgi dolu karşılama onu çok mutlu etti. Çok özel anlar yaşadı. Sonra tekrarını en az 10 kere izledi.

◊ Son filminiz “Cocaine Godmother”da uyuşturucu kaçakçısı patroniçe Griselda Blanco’nun hayat hikayesini canlandırdınız. Bize biraz Griselda’yı, biraz da filmi anlatır mısınız?

- 4 yıldan fazla süredir bu hikayeyi film yapıp Griselda’yı kendim oynamak istiyordum. Griselda erkek egemenliğine dayalı çok güçlü, tehlikeli ve karanlık uyuşturucu dünyasının kraliçesi. Bu zor dünyada kendine yer etmiş, kontrol hastalığı olan, güce karşı doyumsuz, hayatta hiçbir şeyi yeterli bulmayan bir kadın. Manevi ve ahlaki açıdan tamamen çakıştığım bir kadın aslında. En ufak bir ortak noktamız bile yok ama oyuncu olarak kendimi alakasız bir karakterin içine sokmak, mesleğimde en sevdiğim şey diyebilirim. Griselda’yı oynamak bu mesleği neden seçtiğimi bana yeniden hatırlattı.

◊ Oynadığınız rolle tamamen zıt karaktere sahipseniz ya da karakterin kişiliğini sevmediyseniz o role yaklaşımınız nasıl oluyor?

- Dediğim gibi kendimden tamamen farklı karakterleri oynarken daha çok zevk alıyorum. Daha gözü kara oluyorum, çünkü benden tamamen farklı bir karakter olduğu için istediğim kadar sınırlarımı zorlayabilirim. Bu yüzden kendime daha çok güveniyorum. Benimle benzerlikleri olan karakterleri ise kendimle karşılaştırıyorum. Bazen kendimden bazı özellikleri kullanarak hile yapıyorum. Bu filmdeki gibi benimle uzaktan yakından alakası olmayan karakterler benim için rüya roller. Mesela Gallerli bir kadını hiç oynamadım. Kendi aksanımla hiç rol yapmadım. Hep Amerikan aksanıyla oynadım. Bu işi sevmemin sebebi de zaten kendim olmamaktı. Başkaları olup insanları inandırma arzum beni bu mesleğe yönlendirdi...

◊ Hikaye nasıl geldi size?

Yazının Devamını Oku

Hayatımın en iyi eğitmenleri kadındı

18 Mart 2018
Usta oyuncu Tom Hanks, Barbaros Tapan’la Los Angeles’ta Kelebek için bir araya geldi. Son filmi “The Post” ve geçen yıl çıkardığı kitabı “Uncommon Type”tan bahseden oyuncu, kariyeriyle ilgili merak edilen her şeyi anlattı.

◊ Yer aldığınız filmin iyi gittiğini nasıl hissediyorsunuz ya da ne zaman “oldu bu iş” diyorsunuz?

- Hiçbir zaman! Keşke anlayabilsem... Bildiğim tek şey; proje bitiminde “Oh, eğlenceli bir serüvendi” diyebilmek.

◊ En çok hangi filmdeki oyuncunun performansını beğeniyorsunuz?

- “The Godfather 2” filminde Robert Duvall’ın canlandırdığı Tom Hagen karakteri çok iyiydi.

◊ Karşılıklı oynadığınız herhangi bir oyuncuya karşı tedirgin hissettiğiniz oldu mu?

- Bendeki durum şu; çekimlere başlamadan iki üç gün öncesine kadar film yapmaya başlayacağımı hissetmiyorum bile... Ne zaman sete gidiyorum, birebir işle yüzleşiyorum, o zaman havaya giriyorum. “Hiç tedirgin oldum mu” kısmına gelirsem... İnan bana efsane oyuncular, kahramanlar, yıldızlar da aynı şekilde çalışıyor. Senaryodaki cümlelerini en iyi şekilde söylemek istiyorlar. Bir sahne için milyonlarca farklı yolu deniyorlar, şaşırıyorlar, yeniden başlıyorlar, duruyorlar, korktukları an oluyor, kendilerine çok güvendikleri an oluyor... Onların da aynı şeyleri yaşadıklarına şahit olunca zaten rahatlıyorsun...

◊ “The Post” filminde Meryl Streep gibi usta bir oyuncuyla karşılıklı oynamak nasıldı?

Yazının Devamını Oku

Türk mutfağı favorim

11 Mart 2018
Başrolünde Alicia Vikander’in yer aldığı “Tomb Raider” filmi 16 Mart’ta vizyona girecek. Filmde Lara Croft’u canlandıran oyuncu, Barbaros Tapan’la Los Angeles’ta bir araya geldi, hem filmle hem de kariyeriyle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.

◊ Filmi izlerken gözlerimi sizden alamadım desem... Merak ediyorum, çekimlerde “Vücudum artık bu kadarını da kaldıramaz dediğiniz bir an oldu mu?

- Evet, birkaç kez oldu... Bildiğiniz gibi dans geçmişim var.

Çocuk yaştan beri fiziksel eğitimden geçmiş biriyim. Aynı şekilde çocukluktan itibaren büyük aksiyon filmlerine karşı merakım vardı.

◊ “Acaba büyük bir aksiyon filminin ana kahramanı olmak nasıl bir şey” mi diyordunuz?

- Aynen... Bizim işimizin en güzel yanı ya da avantajlarından bir tanesi, birilerinin gelip “Önümüzdeki 3-5 ay senin işin oynayacağın karaktere hazırlanmak” demesi.

Hazırlıktan kastettiğim bir dil öğrenmek olabilir, yeni bir kültür öğrenmek, yeni bir meslek, enstrüman çalmak ya da bu filmdeki gibi fiziksel bir hazırlık olabilir.

◊ Neler yaptınız bu projeye hazırlanırken?

- Çok geniş ve çeşitli bir program hazırlandı.

Yazının Devamını Oku

Son 1 yılımı ChurciIll’e adadım

6 Mart 2018
“Darkest Hour” (En Karanlık Saat) filminde İngiliz devlet adamı Winston Churchill’i canlandıran Gary Oldman, başarılı performansıyla bu yıl neredeyse tüm ödülleri topladı. Ve sonunda kariyerinin ilk Oscar’ına da ulaştı. ‘En iyi erkek oyuncu’ seçilen ünlü yıldız, törenden hemen önce Los Angeles’ta Barbaros Tapan’a konuştu.

Öncelikle tebrik ederim, bu sene “en iyi erkek oyuncu” ödüllerinin tek sahibi sizsiniz (Golden Globe, SAG, Bafta, Critics Choice) ve şimdi de sırada Oscar var... Ödül sezonunun başlamasıyla birlikte nasıl bir süreç geçirdiniz?

- Kalabalıkla aram pek iyi değil. Fakat öyle coşkulu, çılgın, heyecanlı bir dönem yaşıyorum ki şikayet etmem mümkün değil.

“Darkest Hour”da Winston Churchill’i canlandırdınız. Filmde Churchill’in kendine çok güvenen bir lider olmasının yanı sıra hassas bir yapısı olduğunu görüyoruz...

- Evet! Winston kolay ağlayan biriymiş. Londra’da bombalanan yerlere gider, halkla sohbet edermiş. Onlarla konuşurken çoğu zaman gözyaşlarına engel olamazmış. Aslında bu duygusal yapısıyla ilgili Winston’a ait çok güzel bir hikayem de var...

Bizimle de paylaşır mısınız?

- Churchill’ler arkadaşlarıyla bir gece masanın etrafında oturmuşlar, “kendin olmasaydın kim olmak isterdin” oyununu oynuyorlarmış. Winston, sıra kendisine geldiğinde duraklamış, eşi Clementine’ye dönmüş ve “Bayan Churchill’in ikinci kocası olmak isterdim” demiş. Bu cümle, karısına olan sevgisine, duygusallığına, ilişkilerine ve evliliklerine dair çok şey anlatıyor bence, çünkü 56 yıllık bir evlilik söz konusu...

Gary Oldman, her çekim öncesinde 4 saat süren bir makyajla Winston Churchill’e dönüştü.

Yazının Devamını Oku

Vücudumu ve ruhumu işime kiralıyorum

4 Mart 2018
Başrollerini Jennifer Lawrence, Joel Edgerton’ın paylaştığı, Francis Lawrence’ın yönettiği “Kızıl Serçe” (Red Sparrow) filmi önceki gün vizyona girdi. Jennifer Lawrence ile Barbaros Tapan, Los Angeles’ta Kelebek için buluşup filmi konuştu. İşini tutkuyla yaptığını belirten oyuncu, kendisiyle ilgili merak edilen her şeyi yanıtladı.

Yeni filminiz vizyona girdi, gişede bol şans! "Red Sparrow"la ilgili neler anlatmak istersiniz?

- Film biliyorsun Jason Matthews’ün aynı isimli kitabından uyarlandı.

Kitabı yazan kişi de gerçek bir CIA ajanı ve tüm kariyerini Amerika-Rus ilişkileri ile casusluk üzerine yapmış.

Filmde hikaye ve karakterler kurgu olsa da filmden sonra daha önce hiç bilmediğim şeyler öğrendim...

Yönetmeniniz Frances Lawrence’a filmdeki çıplaklığı sorduğumda, sizin sınırlarınızı zorlamaya hazır olduğunuzu söyledi...

Çıplaklık sizin için sınırları zorlamak demek mi yani?

- Öyleydi çünkü çok uzun yıllar filmlerimde seksüel olarak görünmek, vücudumu sergilemek istemedim...

Bu durum beni rahatsız ediyordu.

Yazının Devamını Oku

Oscar menüsünde kebap

2 Mart 2018
Ünlü aşçı Wolfgang Puck, bu yıl 4 Mart gecesi gerçekleşecek olan Oscar Ödül Töreni’nin yemek menüsüne üç Türk lezzetini ekledi. 90 yıllık Oscar tarihinde menüde ilk kez Türk yemeklerinin de yer aldığını belirten şef, sadece Oscar’a özel İstanbul’daki restoranı Spago’dan şef Cihan Kıpçak ve Yiğit Mirzaoğlu’nu Los Angeles’a getirdiğini söyledi.

 

◊ Türk yemeklerini bu sene Oscar menüsüne eklemeye nasıl karar verdiniz? Yakın dostunuz Demet Sabancı Çetindoğan Adanalı, eminim onun da etkisi olmuştur...
- Olmaz mı, tabii ki oldu... Türkiye’ye çok sık geliyorum. Her geldiğimde genç şefleri yaratıcı yemekler yaparken görüyorum. En son İstanbul’dayken Spago’daki şefim Cihan’a (Kıpçak) “Neden Türk yemeklerini menüye eklemiyoruz” dedim. İnsanlar şaşıracak çünkü Türk mutfağı burada bilinen bir mutfak değil...



İtalyan hatta Yunan yemekleri biliniyor ama Türk yemekleri bilinmiyor. Şahsen en güzel kuzu etini ve balıkları Türkiye’de yedim. Her şey bir tarafa, baharatlar apayrı bir konu... Mısır Çarşısı başlı başına muhteşem bir yer... Benim için çok özel bir şehir İstanbul.
Bu yüzden “Türk mutfağını neden tüm dünyaya göstermeyeyim” diye düşündüm. Ve 3 farklı Türk lezzetini bu sene menümüze eklemeye karar verdim. Adana kebap, içli köfte ve kabak tatlısı, bu sene Oscar menüsünde dünya yıldızlarına servis edilecek. Adana kebabını mesela çok seviyorum.

Yazının Devamını Oku

Bu kez 20 kilo aldım! Her rolün adamı...

25 Şubat 2018
Başrolünde dünyaca ünlü yıldız Christian Bale’in oynadığı “Hostiles”, Türkiye’de 30 Mart’ta “Vahşiler” adıyla vizyona giriyor. Barbaros Tapan, Los Angeles’ta Bale ile buluştu, Kızılderililerin çektiği acıları yansıtan filmin detaylarını konuştu.

Her filminizde farklı kültürlerin içine giriyorsunuz, bu yeni filmde de Kızılderililerin arasındasınız. Filmden önce neler biliyordunuz Kızılderili kültürüne dair?

- İngiltere’de büyüyen biri olarak, çok fazla bilgim olduğunu söyleyemem. O yüzden Kızılderili şefi Phillip Whiteman ile çalıştım. Klişe olacak ama kültürlerine hayran kaldım. Whiteman’in büyülü sözleri var, çok hisli bir adam ve duygularını hem çok iyi yansıtıyor hem de çok iyi anlatıyor.

Size onların dilinde konuşmayı Whiteman mi öğretti?

- Evet. Ama öğretmeyi kabul etmesi pek kolay olmadı. Kendimi ispat etmem gerekti.

Neden?

- Ben sadece sesleri nasıl çıkarmam gerektiğini öğretmesini istedim, kabul etmedi. “Çok vaktimiz yok, sahneleri çalışmam lazım” dedim, yine de o şekilde asla öğretmeyeceğini söyledi. Önce kültürlerini öğrenmemi istedi, sonra beni defalarca testten geçirdi. Okul testi gibi değil, resmen sınadı beni. Sınavından geçtiğime kanaat getirince de derslere başladık.

Yazının Devamını Oku

 Yeni nesil kahramanlar

18 Şubat 2018
‘Marvel sinematik evreni’ne hızlı bir giriş yapan “Black Panther”in (Kara Panter) başrol oyuncuları Michael B. Jordan, Lupita Nyong’o ve Chadwick Boseman, setten sonra bu kez Kelebek röportajı için bir araya geldi. Üç ünlü oyuncu, Los Angeles’ta Barbaros Tapan’a konuştu; hem filmin perde arkasını hem de haklarında merak edilenleri anlattı. 

CHADWICK BOSEMAN: KAVGA SAHNELERiNDE ÇALAN DAVULLAR BENi GAZA GETiRDi

 ◊ “Black Panther”, aslında “Captain America: Civil War” ile Marvel’ın sinematik evrenine giriş yaptı. Ardından dev bir bütçe ile solo olarak izleyici karşısına çıktı. Neler söylemek istersiniz filmle ilgili?

- Marvel yapımı olması zaten filmin boyutlarını anlamak açısından yeterli. Ama onun yanı sıra siyahi kast, siyahi süper kahraman, harika bir yönetmen, özel efektler ve teknolojinin son noktası diyebilirim. Her açıdan gurur duyduğumuz bir film oldu.

 

◊ Filmde Kara Panter’in babasıyla ilgili çok güzel sahneler var. Filmden yola çıkarak, sizin anne-babanızla ilişkinizi sormak istiyorum...

- İkisi de bizim için ellerinden geleni yaptı. Zengin değildik. Her istediğimizi almasalar da ihtiyacımız olan her şeye sahiptik. Annem çok disiplinli bir kadındı, okul tatilde bile olsa belli sayıda kitabı okumamızı isterdi. Ayrıca her yalanımızı yakalardı. Güney Carolina’lıyım. Yaşadığım yerden birinin çıkıp Hollywood’a gelmesi ve sinema yıldızı olması neredeyse imkansız bir şey. Ama ailem hep hayallerimin arkasında durdu ve bunun mümkün olmasını sağladı.

◊ Çekimlerde sizi en çok etkileyen sahnelerden bahseder misiniz biraz?

- Herkes kral olduğumu biliyor, bu epik bir şeydi bence. Kavga ederken davulların çalması gerçeküstüydü, içimde açıklayamayacağım bir neşe yaratıyordu. Davullar çalarken resmen kalp atışlarım hızlanıyordu, gaza geliyordum. Başka neler vardı... Mesela göğsümden mızrak çıkarmak, bütün kavga sahneleri, hatta bütün koreografi bence gerçeküstü ve etkileyiciydi.

Yazının Devamını Oku