Bahar Akıncı

Yalınayak Koleji

19 Mart 2012
Hindistan’ın Rajasthan bölgesinde bulunan sıra dışı bir üniversite, çoğu okuma yazma bilmeyen köylü kadın ve erkekleri, kendi köylerinin güneş enerjisi mühendisleri, sanatkarları, diş hekimleri ve doktorları olarak yetiştiriyor.

Bu “çılgın projeyi” hayata geçiren ise soylu bir Hint ailesinden gelen, Hindistan ve İngiltere’nin en pahalı okullarını bitiren sonra da ailesini komaya sokarak 1972 yılında Hindistan’ın en fakir köyüne yerleşen Bunker Roy isimli bir yeni yetme.
Köye yerleşir yerleşmez köyün ileri gelenleri etrafına toplanıyor. “Evladım senin burada ne işin var, bize söylemediğin bir sorunun mu var?” Hayır, diyor Bunker Roy ve ekliyor, “Ben burada yoksullar için bir üniversite kuracağım. Ve bu okulda sadece yoksulların günlük hayatta işine yarayacak bilgiler öğretilecek.”
Yaşlılar Roy’a derin ve anlamlı nasihatlerde bulunuyorlar. Bakıyorlar ki, genç adam vazgeçecek gibi değil, içlerinden birisi şu istekte bulunuyor:
“O zaman, lütfen kuracağın okula diplomalı ve kalifiye birini getirme.”
Bu yüzden bugün, Yalınayak Koleji dünyada master ya da doktora diplomanız varsa öğretmen ya da öğrenci olarak kabul edilmeyeceğiniz tek üniversite. Burada eğitim görebilmeniz için en önemli şart üniversiteden ayrılmış ya kovulmuş olmanız.
Ellerinizle ve haysiyetinizle çalışmak zorundasınız. Topluma sunacağınız bir yeteneğiniz olduğunu göstermek zorundasınız.
İşte böyle bir oluşumla kurulan Yalınayak Koleji (Yurt dışında kolej eğitimi bizim üniversite eğitimimize denk) “profesyonel” kelimesinin tanımını yeniden yapıyor.

Yerde yemek yeyerde çalış-yerde uyu!

Yazının Devamını Oku

İzmirli internet başına!

17 Mart 2012
ALTIN ÖRÜMCEK, Türk internet dünyasının altın portakalı, hatta biraz daha ileri gidersek Oscar’ı sayılabilecek bir yarışma.

En sıkı tarafı tamamen bağımsız. Yani bugüne dek bir al gülüm ver gülüm durumu olmayan ender yarışmalardan. 2002’den bu yana Türkiye’de tasarlanan internet sitelerini, girişimcileri, yeni markaları, ajansları ve tasarımcıları yüreklendirmek ve ödüllendirmek için düzenleniyor.
Finalistler 48 kişilik bir jüri topluluğunca oylanıyor. Kazananlar ise, en sonda halk oylaması ile belirleniyor. Bir web sitesinin kendi kategorisinde finalist olabilmesi için o web sitesinin, tasarım, navigasyon, içerik, teknoloji, etkileşim, pazarlama, yaratıcılık/yenilik, gizlilik politikası/bilgi güvenliği, genel deneyim/ kullanılabilirlik gibi basamakları başarı ile atlaması gerekiyor.
DOGOSTORE, İzmirli bir tasarım markası. İzmirli tasarımcılarla, İzmirli beyin takımı ile İzmir’de üretim yapıyor. Çoğumuz bilmesek de DOGOSTORE’un internet üzerinden ciddi bir fan kitlesi var.
Tamamen kendi küçük bütçeleri, büyük yaratıcılıkları ile tasarladıkları web siteleri işte bu Türkiye’nin en önemli ve bağımsız web tasarım yarışmasında finale kaldı.
Başlangıçta kendileri de inanamadı.
Çünkü, İzmirli DOGO; finalde (e-ticaret dalında) Limango, Biletix, Gitti Gidiyor ve THY ile yarışacak. Dile kolay. Değirmenlere karşı bir DOGOkişot!
Bu cesur İzmirli’ye oy vermeniz için tek yapmanız gereken www.facebook.com/altinorumcek linkine tıklayarak halk oylamasına katılmak!

Yazının Devamını Oku

Malulen emekli

12 Mart 2012
8 Mart fırtınasının dinmesini bekledim bu yazıyı yazmak için.

Güzel bir söz söylemek için.
Yazılar okudum “dünyaya erkek olarak gelmek vardı” diye.
Fotoğraflar gördüm, sırtından bıçaklanmış kadınlar, alnının çatından
vurulmuş kadınlar. Videolar izledim, gördüğü acımasız şiddeti ardında
bırakmaya çalışırken sokak ortasında öldürülen kadınlar.
Söyleyeceğim güzel söz kursağımda kaldı.
Ve sonra şunu düşündüm. Aşka sırtımızı döndüğümüzden beri hep bunlar.

Yazının Devamını Oku

Konak Sineması’nda neler oluyor?

10 Mart 2012
TORİNO seyahatimden büyülenmiş bir halde döndüm ki, bir de ne göreyim?

Başta eski okulum Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencilerinden tutun da İzmir’deki sosyal toplum kuruluşlarına kadar pek çok kişi ve kurumdan mail yağmış. Konu başlıklarında ise şöyle kelimeler göze çarpıyor: Acil! Tarihi! Kapanmasın! Konak Sineması!
Durun yahu dedim, ne oluyor? Gerçek, mailleri okuyunca açığa çıktı. Tarihi Konak Sineması borçlarından dolayı kapanmak üzere! 2009-2011 arasında iki sene kapalı duran 60 yıllık Konak Sineması, İzmir Sinema ve Görsel Sanatlar Derneği’nin yoğun uğraşları sonucunda tekrar açılmış ve İzmirlilerin anılarını süsleyen sinema yeni kuşaklara yeni anılar bırakmaya başlamıştı. Ancak ne yazık ki, İzmir Sinema ve Görsel Sanatlar Derneği çıktığı bu anlamlı yolda yalnız kalmış. Şu ana kadar hiçbir kurum ve kuruluştan yardım-destek gelmemiş ve sinema, tadilat–ses sistemi–ışık– izolasyon vs. için harcanan paranın altında kalmış. Ve en sonunda da tadilatı yapan şirket tarafından mahkemeye verilmiş. İcra memurları kapıda, haciz ha geldi ha gelecek (ben bu satırları yazarken belki de geldi bile). Kendimi davayı açan şirketin yerine de koyuyorum, belki onlar da bu tadilat için pek çok yere borçlanıp, çeşitli rakamların altına imza attılar.
İşte, İzmir’in sorunu bu. Çıktığınız yolda tek başınıza kalakalmak. Büyük umutlarla açılan, yenilenen mekanların kaderlerine ve yalnızlığına terk edilmesi. Eminim tarihi Konak Sineması, Kemeraltı yerine Çeşme’de olsaydı kaderi çok daha farklı olurdu.
Belki yine de bir umut ışığı vardır, kim bilir? Bin kilometre ötedeki Emek Sineması için galeyana gelen İzmirliler olarak belki Konak Sineması için de harekete geçeriz. Belki bu hashtag’le bir twitter üzerinden bir zincir başlatabiliriz: #konaksinemasikapanmasin

Asmaçatı’da Aygaz Çocuk Şenliği

Balçova’da açılan “Asmaçatı Alışveriş ve Buluşma Noktası”, mart ve nisan ayları boyunca Aygaz sponsorluğunda cumartesi günleri çocuklar ve yetişkinler için birbirinden farklı şenliklere ev sahipliği yapacak. Tüm ziyaretçilerin ücretsiz olarak katılabileceği etkinliklerin ikincisi bugün gerçekleştirilecek. Ziyaretçiler, yüz boyama ve sosis balon çiftliği, ip baskı ve takı tasarım atölyesi etkinliklerinde keyifli saatler geçirecek.
www.asmacati.com.tr

Harley Davidson’dan bahar partisi

Yazının Devamını Oku

Kendini yeniden tasarlayan şehir

5 Mart 2012
GEÇEN haftaki yazımı, eğer yeni dünya düzeninde trend yaratabilen şehirlerden olamazsanız, dünya markası olabilmek için işiniz zor diye bitirmiştim.

Bu kural, İzmir için de, Mersin için de, Trabzon için de Konya için de geçerli. Hele ki, EXPO adaylığı sürecinde olan İzmir için hem de nasıl geçerli!
Şimdi sizden kilometrelerce uzaktayım. Tarihi çok eski, ama bakış açısı tam da dediğim yönde gelişmiş bir şehirdeyim. THY’nin yeni uçmaya başladığı bir destinasyon olan Torino’dayım. İstanbul’dan direkt Torino’ya haftada 3 gün karşılıklı sefer var. Bu arada, THY demişken havalanında bir İtalyan’ın bana söylediği şu cümleyi de belrtmeden geçmeyeyim:

“Ne kadar şanslısın THY ile uçuyorsun ben Milano için Türkiş Eyirlayns’tan yer bulamadım...” İşte Türk Hava Yolları’nın dünyada geldiği nokta.
Beni Türkiye’den alıp buralara atan, sadece 12 yıl içinde dünyanın en önemli çikolata festivali haline gelen “Festival di Ciccolato”. Buraya dikkat! Fuar demiyorum. Tüm şehrin sokaklarına yayılmış, halk için yapılan bir festivalden bahsediyorum.
Önceleri sadece Torino ve Kuzey italya’dan çikolata üreticilerinin katıldığı festivale; kısa bir zaman içinde halktan ve turistlerden büyük talep olduğunu gören dünya markaları da katılmaya başlamış.
Geçen yılın bilançosu ise şu... Festivalin düzenlendiği 2 hafta içinde resmi rakamlarla 560 bin, gayrı resmi rakamlarla 700 bin ziyaretçi! Üstelik bu yıl da Avrupa’daki krize rağmen; durum pek farklı değil. Otellerde yer bulmak imkansız, restoranlar ağzına kadar dolu, şehir, caddeler, sokaklar, mağazalar cıvıl cıvıl.
Ama tüm bunlar kenti “sen-ben-bizim oğlan” zihniyeti ile değil, “sen-ben-elin oğlu” zihniyeti ile yeniden kurgulayan akılların ürünü.

Festivaller ve tematik müzeler kenti

Yazının Devamını Oku

Gelecek için girişimcilik girişimcilik için İzmir

3 Mart 2012
ŞU hayatta en çok desteklediğim projelerin başında girişimcilik var benim. Hele ki, İzmir’de olursa tadından yenmiyor.

İşte, Güzelyalı Rotact Kulübü ve Ege Üniversitesi İİBF’nin ortaklığındaki 2. İzmir Girişimcilik Zirvesi, 10 Mart 2012 Cumartesi günü İzmir AKM’de başlıyor. Geçen yılki zirveye 350 kişilik bir katılım olmuş. Bu yıl beklenen rakam ise 600 kişi civarında.
Zirvenin ana sponsorluğunu İzmir’den çıkan bir girişimcilik başarısı olan DOGO – www.dogostore.com üstleniyor. Konuşmacı konuklar yine alanlarında uzman kişilerden oluşuyor.

Örneğin; Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Erhan Erkut ve Turkcell Girişim Fabrikası Direktörü İhsan Elgin, Markafoni, Misspera ve Zizigo gibi alanında en popüler alışveriş sitelerinin kurucu ortağı Tolga Tatari, e- tohum kurucusu Burak Büyükdemir, indirdik.com kurucusu Mustafa Acet, pembepanjur.com kurucusu Haluk Akın, oyuncakdenizi.com kurucusu Serkan Hondur, Galata Taşımacılık CEO ve TechnoGym Türkiye Temsilcisi Vittorio Zagaia, sosyalmedya.co kurucusu Fatih Güner ve bence büyük guru Alemşah Öztürk...

Zirvenin sürprizi ise Asansör Konuşması Yarışması’nın İzmir’de ilk defa düzenleniyor olması. Katılımcılardan aşağıdaki web sitesine başvuru yapan şanslı 10 girişimci, fikirlerini ‘Konuşmacı Konuklara’ aktarma ve sürpriz hediyeler kazanma fırsatı yakalayacaklar! Ayrıca, kura ile seçilecek 20 kişiye ertesi gün JCI İzmir Şubesi tarafından ‘İş Planı Eğitimi’ alma imkanı sağlanacak.
2. İzmir Girişimcilik Zirvesi’ne kayıt için www.izmirgirisimcilikzirvesi.com adresini tıklamanız yeterli.
Gelelim bu hafta sizin için seçtiğim diğer etkinlik ve kültür sanat hadiselerine...

Evlerin şefleri, sushi öğreniyor

Swissôtel Büyük Efes, dostlarınız ve ailenizle paylaştığınız sofralarınızı şölene dönüştürmek için cumartesi günleri saat 12.30-15.00 arasında başaşçı Wolfgang Goedl liderliğinde yemek kurslarına başlıyor. Café Swiss’te düzenlenecek kurslara katılım bedeli malzemeler dahil 50 TL. Ben geçen yıl katılmış ve çok eğlenmiştim. İlk kurs bugün ve sushi yapımı üzerine. Ayrıntılı bilgi için (0.232) 414 52 12

Yazının Devamını Oku

Sen, ben, bizim oğlan

27 Şubat 2012
HEP savunduğum bir görüş var.

İzmir’i kalkındıracak olan İzmirli değil!
İzmirli’nin, İzmir’de para harcamasını beklemek beyhude.
Ahmet’ten aldığım parayı Mehmet’e vererek, Mehmet’ten bana gelen parayı tekrar Ahmet’in ürününü alarak dönmüyor bu şehrin ekonomisi.
Bu durum artık ayan beyan ortada.
İzmir’i dışarıya açmanın vakti çoktan geldi de geçiyor.
Sadece yurt dışı değil kastım.
İstanbullu’nun, Ankaralı’nın, Antalyalı’nın sadece tek bir hafta sonu için bile İzmir’e gelmesini sağlamak. Yüksek gelirli, yemesini içmesini seven, tarihe ve kültüre meraklı kesimin; seyahat destinasyonları arasına İzmir’i de katabilmek marifet.

Yazının Devamını Oku

Şehir ışıkları

25 Şubat 2012
Bahar gelsin, bir daha hiç gitmesin.

BİR kere güneş, karşımıza geçsin ve gülümsesin şöyle bir.
Yüzümüzü ona dönelim. Yanaklarımızı, alnımızı sıcacık yapsın.
İçimiz ısınsın. Gözlerimizi kırpıştıralım. Gözlerimizi kapayalım.
Güneşi içimize çekelim. Nerede kaldın diyelim. Çok bekledik, çok.

Sonra hep birlikte yayılalım caddelere, sokaklara.
Dostları görelim. Özlediklerimize sıkı sıkı sarılalım.
Bir an için “İzmir’den bir şey olmaz dostum” söylemine son verelim.

Belki biz bu lafı unutursak, o da bizi unutur.

Yazının Devamını Oku