Aysun Kaba

Aslını keşfet

11 Ekim 2020
Bizler her zaman bir arayış ve keşfetme merakı içinde olduk. Sürekli araştırmak, yenilikler öğrenmek isteriz. Ama çevremizi keşfetmeden önce yapmamız gereken ilk şey kendimizi keşfetmektir. Kendimizi keşfetmek, içimizde derinlerde saklı olan özelliklerimizi ve yeteneklerimizi de ortaya çıkartmaktır. Bazen kendimizi keşfederken mutlaka bir yardım eli de almamız gerekebilir. İşte sevgili Senem Ataseven de, “Aslını keşfet... En değerliniz ve dönüp dolaşıp gideceğiniz tek kişi kendinizsinizdir” diyor. Profesyonel koç ve eğitmen Senem Ataseven işine aşık biri ve kişinin içindeki potansiyeli keşfetmesine, en üst seviyelere çıkartmasına, kendisini keşfetmesine yol arkadaşlığı yapıyor.

SENEM ATASEVEN İLE 5 SORU 5 CEVAP1-Sanem Ataseven neler yapıyor?

Kendi keşif yolculuğumda ben de kim olduğumun cevabını birçoğumuz gibi yanıtlamakta zorlanıyordum. Koçlukla tanıştıktan sonra, kendimle ilgili keşfettiğim her şey, beni çok heyecanlandırdı. Neyi niye yaptığımın, ulaşmak istediğim hedefe hangi yollarla, nasıl varacağımın, bugüne kadar farklı bakış açıları ile göremediklerimin farkına vardım. Bu yaşadığım olağanüstü duygu, bu mesleği seçmemi sağladı. Amacım; tüm insanların bu harikulade yolculuğa çıkarak kendi öz farkındalıklarıyla hayatlarını ileriye taşımaları. Bu mesleği seçtiğim andan itibaren kendi öz farkındalığımı elde ettim. Kim olduğumu, neleri yapabileceğimi, değerlerimi ve güçlü yanlarımın neler olduğunu keşfettim. Evet; bilgiyi paylaşmak, öğrenmek, öğretmek bunlar benim değerlerimdi. As Koçluk Danışmanlık merkezimi kurarak bireysel ve kurumsal alanda çalışmalar yapmaktayım. Bununla birlikte kişisel gelişim eğitimleri ve seminerler düzenlemekteyim.

2-Kariyer koçluğuna ilgi nasıl? Kariyer yolculuğunun önemini sizden öğrenebilir miyiz?

Gelecekteki kariyerini belirlemek konusunda kararsız olan, kariyerini değiştirmeyi arzulayan veya mevcut kariyerlerinde daha başarılı olmayı hedefleyen bireylere destek olmak ve bu süreçte karşılaşılan problemlere, ortak çözümler geliştirmeyi amaçlayan bir koçluk türüdür. Hangi yaşta olursa olsun, kişilerin sahip oldukları potansiyeli fark etmelerini sağlayarak, maksimum verimle ve keyif alarak yapabilecekleri iş alanlarına yönelmeleri konusunda, farklı bakış açıları ortaya koymaktadır. Potansiyelin kapasiteye dönüşmesi, kapasitenin performansı arttırması, performansın da başarılı ve mutlu bir kariyere ulaştırması için, gerekli olan gelişim alanlarına ışık tutmaktadır. Güçlü sorular yardımıyla, doğru bir kariyer planı oluşturmaya ve bu planın hayata geçirilmesi aşamasında, danışanlara yardımcı olmaktadır.

Yazının Devamını Oku

Stil kişinin kendi olmasıdır

4 Ekim 2020
Cansın Hacısoyu genç, başarılı bir girişimci. Geleneksel ve modern tıp uygulamalarının birlikte sunulduğu sağlıklı yaşam merkezi Vitalica Wellness’ın kurucularından. Bir yandan üç kızını büyütürken diğer yandan kendi sektöründe başarılı adımlar atan Cansın Hacısoyu, şıklığıyla da dikkatlerden kaçmıyor. “Benim için stil, kişinin kendi olmasıdır” diyen Cansın Hacısoyu, zamansız kullanabileceği parçalar almayı tercih edenlerden. Sevgili Cansın ile hedeflerini ve modayı konuştuk.

CANSIN HACISOYU İLE 5 SORU 5 CEVAP1-Neler yapıyorsunuz? Sizi tanımak isteriz.

Ben öncelikle anneyim, dünya tatlısı üç tane kızım var. En büyük amacım onları hayata en iyi şekilde hazırlamak. Severek yaptığım bir işim var. Myc Partners grup şirketi yönetim kurulu üyesiyim. Grup bünyesinde genel bir sigorta şirketi, genel hastane, dört estetik hastanesi, iki Wellness Klinik’ten oluşan sağlık grubu, inşaat şirketi ve bodrumda resort hotel var. Ben Wellness’tan sorumlu yönetim kurulu üyesiyim. Bundan sonra yurt dışında Amerika, İngiltere ve Almanya’da olmak üzere Vitalica Wellness klinikleri oluşturmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda Vitalica Cafe olacak şekilde bir iş modeli geliştiriyoruz.

2- Sağlık merkezinizde en son yenilikler neler oldu?

Le Meridien Bodrum Beach Resort Hotel içinde bulunan Vitalica Wellness Kliniği 2 bin 500 metrekareden 10 bin metrekareye çıkarıldı. Vitalica Wellness’ın diğer bir yatırımı olan Maçka Residences İstanbul’da 2 bin 500 metrekarelik kliniğinde yeni programları ve daha kapsamlı içerikleri ile hizmet veriyor.

Yazının Devamını Oku

Stil sahibi içinden geldiği gibi giyinir

27 Eylül 2020
Genç moda girişimcisi Sinan Odak... İki farklı üniversitede sivil havacılık ve ekonomi eğitimi aldıktan sonra ilgisi olduğu modaya yöneldi. Sokak giyimine merakı ve girişimciliği tasarımcılık yolunda adımlar atmasını sağladı. Belli kalıplar içinde kalmadan sokak modasının rahatlığını tasarladığı The Slash markasını kurdu. “İçimizden geldiği gibi giyindiğimiz zaman gayet güzel bir stil sahibi olacağımıza inanıyorum” diyen Sevgili Sinan ile girişimciliğini, hedeflerini ve modayı konuştuk.

SİNAN ODAK İLE 5 SORU 5 CEVAP

1- Sizi tanıyabilir miyiz?

Merhaba ben Sinan Odak, moda girişimcisiyim. İki farklı üniversitede sivil havacılık ve ekonomi eğitimi gördüm. Bu süreçlerde farklı disiplinler edinerek Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminde aktif olarak yer aldım, birçok genç girişimciyi destekleyerek girişimciliği yaymaya çalıştım ve kendi teknoloji girişimlerimi kurdum. Tüm bunların ardından, yıllardır hayalim olan The Slash’i hayata geçirdim.



Yazının Devamını Oku

Haydi detoksa var mısınız?

20 Eylül 2020
Ne abartının, ne israfın, nede doyumsuzluğun olmadığı vakitler! Ah eski günler...

Yani günümüz yaşantısının tam tersi, eskiden herşeyin kıymeti başkaydı ama huzur, mutluluk ve şükür de vardı. Eğer siz de hayatın sizi yorduğunu düşünüyor, bir şeylere yetişmek için bin parçaya bölünüyor, minimalist yaşamla gelen mutlulukla tanışmak istiyorsanız, bunun için harekete geçmeniz gerektiğini bilmelisiniz. İşte ‘ne kadar az, o kadar çok’ felsefesini benimseyebilmek için yapmanız gerekenler:
*Fazlalıklarınızı düşünerek başlayın. Ve tabii ki burada fazlalıklardan kastım; evinizdeki gereksiz eşyalar. Hani “Bir gün giyerim, bir gün mutlaka kullanırım, zayıflayınca giyerim, fiyatı çok düşmüş mutlaka bir yerlerde değerlendiririm” diye satın aldığınız eşyalar. Neden hiç kullanmadığınız ya da hiç kullanmayacağınız eşyaların size yük olmasına izin veresiniz ki? Onları saklamak, temizlemek, düzenlemek için boş yere zaman ve para harcamanıza ne gerek var? İşte bunun farkına varmalı ve hemen şimdi bütün eşyalarınızı gözden geçirerek kökten temizlik yapmaya başlamalısınız.
*‘Ne kadar az, o kadar çok’ felsefesini benimseyebilmek için yapmanız gereken bir diğer şey de yerine koyma prensibine göre hareket etmeniz. Yani yeni bir şey aldığınızda bir diğerinden kurtulmanız gerekiyor. Çünkü minimalizm felsefesinin kurallarından bir tanesi de bu. Gelen bir şey, gitmesi gereken bir şey anlamına geliyor.

BERRİN PEHLİVAN İLE 5 SORU 5 CEVAP

HER YILIN DEĞİŞEN FARKLI BİR MODASI VAR

Berrin Pehlivan...Belçika doğumlu, Almanya’nın Köln şehrinde uzun süre sağlık sektöründe çalıştıktan sonra İzmir Alaçatı’ya yerleşerek butik otel işletmeciliğine başladı. Başarılı bir işletmeci olan Berrin Pehlivan, aynı zamanda modayı yakından takip eden ama yormadan, çabalamadan stil yaratmayı seven birisi. İşletmeleride gittiğinizde sizi özel hissettirmeyi seven, konforunuz, hijyeniniz, içtiğiniz kahvenizin sunumu, otellerinde bir stili olması gerektiğini savunan tam bir girişimci, aynı zamanda bir iş insanı. Sevgili Berrin Pehlivan ile işini ve modayı konuştuk.

Yazının Devamını Oku

Modaya küçük bir mola gidiyoruz Moldova’ya

13 Eylül 2020
Sevgili okurlar... Bu haftalık ‘modaya’ sizden küçük bir ‘mola’ istiyorum. Çünkü sizi bu defa futbolun yeşil sahalarına götürüp, Türkiye için ‘gurur’ duyulması gereken biriyle tanıştıracağım. Evet, o isim Engin Fırat...

ENGİN FIRAT’LA 5 SORU 5 CEVAP

“Nereden çıktı bu futbol aşkı şimdi?” diye düşünenlerdenseniz eğer, öncelikle şunu söylemeliyim:
Engin Fırat, Moldova Milli Takım Teknik Direktörü.
Şurası ise çok önemli:
Avrupa’da ilk defa bir Türk teknik direktör bir yabancı milli takımı çalıştırıyor.
İşte ilk dikkatimi çeken bu oldu.
Sonra baktım ki böylesine kıymetli bir isim hakkında maalesef ülkemizde çok az sayıda haber var.

Yazının Devamını Oku

Çanta kıyafete neşe katar

6 Eylül 2020
Hayatımızdaki vazgeçilmezlerimizden biri de hiç kuşkusuz çantadır. Taşınması ve saklanması gerekli eşyalarımızı koyduğumuz, yanımızdan hiç ayırmadığımız aksesuarımızdır. Giyimi tamamlayan aksesuarlar içinde oldukça önemli bir yeri olan çantanın insan yaşamındaki önemi tartışılamaz. Blinq markasının kurucuları Aslı İlkbahar ve Burcu İsmailoğlu İpek kardeşler, bir seyahat aşığı, gezdikleri, gördükleri, etkilendikleri her şeyden ilham alarak o güzel, sade ve konforlu çantaları ortaya çıkıyor. Çantalarında, bizlerle bir seyahat zevkini paylaşıyor, çantaları bizi Akdeniz sahillerine götürüyor. Başarılı iki kardeşle ile moda yolculuklarını konuştuk.

ASLI İLKBAHAR VE BURCU İSMAİLOĞLU İLE 5 SORU 5 CEVAP1- İki başarılı kız kardeş Aslı İlkbahar ve Burcu İsmailoğlu İpek, moda yolculuğuna nasıl başladı?

Seyahat yolculuğu ve yeni yerler, kültürler keşfetme tutkusu diyebiliriz aslında. Seyahatlerden aldığımız ilhamla ve bunu bir şekilde paylaşabilme aşkıyla başladı. Ve tabi her gittiğimiz yerden oraya ait, bir şeyle döndüğümüzü fark edince. Tasarımcı değiliz, öyle bir iddiamız yok ama müthiş bir seyahat zevki ve gözümüz var. Bunu paylaşmak istedik açıkçası.



2- Neden çanta?

Yazının Devamını Oku

Stil sakin şıklıktan doğan uyumdur

30 Ağustos 2020
Denizli’nin Buldan ilçesi, dokumacılığıyla geçmişten günümüze adını duyuran bir yer.

Bizlere bağımsızlığımızı armağan eden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü saygı ile anıyor, tüm ulusumuzun 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı en içten dileklerimle kutluyorum.SEREN DÖNMEZ İLE 5 SORU 5 CEVAP

Kent tarihi kadar eski olan dokumacılığın kökleri M.Ö. 2. yüzyıla kadar uzanıyor. Buldan dokumaları evimizin her köşesinde yer aldığı gibi kıyafetlerde de kullanılıyor. Buldan’da birçok işletme geçmişinden aldığı dokuma kültürünü modernize ederek ürünlerini bizlere sunuyor. Seren Dönmez de bu alanda faaliyet gösteren isimlerden biri. Ailesinin kurduğu Buldan’s markası ile ilçenin geçmişten gelen dokularını kendi gustosuyla harmanlıyor. Koleksiyon yelpazeleri ise oldukça geniş, nevresim takımları, yatak örtüleri, koltuk şalları, havlu, bornoz, şal, fular, plaj kıyafetleri... “Stil sahibi olmak detaylarda gizlidir” diyen Sevgili Seren ile Denizli’yi, Buldan’ı, dokumacılığı ve modayı konuştuk...



1- Her başarılı işlerin bir hikâyesi vardır. Sizin hikâyeniz nasıl başladı?

Biz ikinci kuşak bir aile şirketiyiz. Markamız 1998’den beri var. Babam İhsan Dönmez markamızın kurucusu, tırnağıyla kazıyarak buralara gelmiş, vizyoner ve kabuğuna sığmayan bir insan. Ev tekstili alanında tasarım ve konforu bir arada sunan bizim deyimimizle, ‘ruhu olan’ niş ürünler üretiyoruz. En kaliteli kumaşları, tasarımsal dokunuşlarla ev tekstili, banyo tekstili, ev giyimi, plaj tekstili ürünlerine dönüştürüp yurt içi ve yurt dışında birçok özel noktada tüketicilerimizle buluşturuyoruz. Bunların içinde hayatımızda en çok vakti içinde geçirdiğimiz nevresim takımlarından, plajlarda şıklığımızı tamamlayan plaj peştemallerine, plaj elbiselerine kadar geniş bir ürün gamımız var. Hâlâ markamıza adını veren Denizli’nin Buldan ilçesinde yaşıyoruz ve üretim yerimiz burada. Buldan’da dokuma kültürü M.Ö 2000’li yıllara dayanıyor. Buldan’s markası, Buldan’ın geçmişten gelen dokularını modernize ederek kendi gustosuyla harmanlıyor. Şu an yurt içinde 40 noktada corner ve bayiilerimiz var. Yurt dışında 15 ülkeye ihracatımız gerçekleşiyor.

Yazının Devamını Oku

Ayakkabı bir kıyafetin en büyük tamamlayıcısı

23 Ağustos 2020
Serena Uziyel... Onun için bir ayakkabı koçu diyebilirim. Sınır tanımayan hayal gücünün yanı sıra mesleki tecrübesiyle tasarladığı ayakkabı ve çantaları, dünyada da ses getiriyor, trend oluşturuyor.

SERENA UZİYEL İLE 5 SORU 5 CEVAP

Calvin Klein, Donna Karan, Alberta Ferretti gibi markalarda çalışarak deneyim kazanan Uziyel’in tasarımları, uluslararası markalarla yarışıyor ve yüksek zevkleri olan birçok kişi hatta dünya starları tarafından tercih ediliyor. Sevgili Serena Uziyel’in bu başarısı Türkiye için de gurur verici. Kendi adını verdiği markasıyla tasarımlarını beğeniye sunan Serena, “Ayakkabı, bütün duruşunuzu değiştirir ve sizin özelikleriniz hakkında çok fazlı ipucu verir” diyor.
1-Serena Uziyel’i kurma hikâyenizden bahseder misiniz?

New York’ta Parsons School of Design’da moda ve iletişim tasarımı dalları üzerinde eğitim aldıktan sonra, sadece kıyafet tasarlamak istemediğimi ama modaya dokunmak ve detaylarla oynamak istediğimi keşfettim. Bu süreçte stajlarımı Calvin Klein, Donna Karan, Alberta Ferretti, Moschino gibi markaların çanta ve ayakkabı bölümlerinde yaptım, bunu çok sevdiğimi anladım. Özellikle ayakkabıyla kurduğum bağ, iki yıl önce kaybettiğimiz Floransa’da ayakkabı sektöründeki herkesin bildiği ve benim de mentorum olan Guiseppe adındaki zanaatkara dayanıyor. Floransa’da karşılaşıp benimle ayakkabı dünyasına ait eşsiz bilgilerini paylaşmasıyla başlayan yolculuğumuz, ayakkabı yapımının tüm inceliklerini bana göstermesiyle devam etti. Zanaatkar kişiliği ve en küçük detaylara kadar verdiği önem sayesinde Guiseppe’den bir ayakkabının nasıl bir zarafetle inşa edildiğini öğrendim. Ve çalıştığım markalar sayesinde birçok deneyim kazanıp, kendimi geliştirmeye hep devam ettim. Birikimlerimden yola çıkarak makineleşmiş lüks dünyasında, atölyelerde zaman geçirerek, unutulmaya yüz tutmuş, el emeğiyle oluşan birçok farklı işleme tekniğini modernleştirerek hayata geçirmeyi hedefleyerek başladım. Kendi markamı kurmamla birlikte hayallerim şekil kazandı.
2-Koleksiyonunuzu tasarlarken ilham panonuzu neler süsledi?

Çok sık seyahat ediyorum; gezmeyi, yeni yerler keşfetmeyi, yeni kültürler tanımayı ve o hayatlara dokunmayı çok seviyorum. Kısacası seyahatten besleniyorum. Sırtımda çantam, elimde karalama defterim ile gezinirken karşılaştığım ve 5 duyumla tadabildiğim birçok öge tasarımlarıma ilham kaynağı oluyor. Yine bir İtalya seyahatimde, Umbria’da 1200’lü yıllardan kalma bir manastır ile karşılaşmam son koleksiyonum için önemli bir ilham kaynağı oluşturdu. Püsküller, halatlar, değerli taşlar, antik altın ve gümüş materyallerin saten, deri ve rafya gibi dokularla bütünleştiği; fildişi, roze ve yakut tonların hâkim olduğu bu koleksiyonda mekânın yansımaları açıkça hissediliyor.
3-Stil sahibi olmanın kodları nelerdir?

Bir koddan daha çok içten gelen bir ses olduğunu düşünüyorum. Gördüklerimiz, duyduklarımı, kokladıklarımızı, hislerimizi kendimize göre yorumlayıp dışa yansıtmamız olarak düşünüyorum.

Yazının Devamını Oku