MAHPERİ ALTIN UÇAR İLE 5 SORU 5 CEVAP
1-Kendinizden bahseder misiniz? Özellikle evde olduğumuz günlerde hayat nasıl geçti? Yeni proje var mı?
Çok genç yaşlarda çalışma hayatına başladım. Evden hep uzakta, çok yoğun geçti hayatım. Koronavirüs süreci bana olabildiğince evimi keşfetmemi, evde hayatın nasıl olabildiğini öğretti. Yine de herkese göre evde çok vakit geçiremedim denilebilir. Çünkü iki ayrı kanalda televizyon programlarımızı sürdürmeye çalıştık. Steril ortamları sağlayarak evde kalan ekranları başındaki seyirciyi bilgilendirmek adına da hali hazırda ekranda olan programlarımızın konseptini değiştirerek bilgi içeren yayınlar yapmaya gayret ettik. Yani bir nevi sorumlu televizyonculuk. Tabii ekip olarak mümkün olduğu kadar evlerimizden çalıştık, online bağlantılar yaptık ve çekim günleri stüdyomuzda olduk. Yeni proje hep var ama şimdilerde özgün format olan ‘40’ programımızın yurt dışında hayata geçecek olmasının heyecanını yaşıyoruz. Formatımız Almanya’dan sonra İngiltere ve İrlanda’ya satıldı. Çok yakın zamanda da İngiltere’nin en önemli kanallarından birinde ekranlarda görüyor olacağız.
Tüm bunlar dışında evde olduğum zamanlarda da kitap okuyup, müzik dinleyerek biraz da yoğun iş temposunda pas geçtiğim vakit ayıramadığım hobilerimi keşfederek zamanımı geçirmeye çalışıyorum. İki kızım var. Aleyna Lena ve Deniz Alya. Onlarla olmayı zaman geçirmeyi seviyorum. Birlikte çok eğleniyoruz, çok gülüyoruz.
ELVAN TIĞLIOĞLU İLE 5 SORU 5 CEVAP 1- Jaquette’in çıkış noktası nasıl oldu?
Jaquette markasını ortaya çıkarmadan önce işimle ilgili neredeyse her alanda çalıştım. Reklam, vitrin tasarımı, tanıtım, organizasyon gibi iş deneyimlerini farklı profesyonel şirketlerde edinirken bir yandan senaryo yazarlığı kurslarına gitmekteydim. İnsan hayatta kendini bir şekilde ifade etme ihtiyacı duyuyor. Kimi yazarak, kimi çizerek ya da şarkı söyleyerek veya doğurarak. Koleksiyonlarımın hepsi aslında bir dışa vurumdur. Ben de bir marka doğurdum. Jaquette ismi ve logosu için bir marka tasarımı ofisi ile çalıştım. Ceket giymeyi çok seven biri olarak çoğunlukla evden çıkarken ‘Jaketini aldın mı?’ diye seslenirdim. Kulağıma havalı geliyordu. Sonra işin profesyonellerinden öğrendim ki benim amatör ruhumla beğendiğim Jaket, ceketin Fransızca kelime karşılığıymış. Ve tabii ki yazılışı farklı ve ondan da Jaquette türemiş. Sundukları isimler arasından bunu seçtim ben de. Böylece serüvenimiz başlamış oldu ve altı yıldır devam ediyor.
2-Hangi renkleri ve modelleri bu sezon çok göreceğiz?Geçen yıl çevreci kumaş kullanarak, hayranı olduğum Jennifer Lopez’e tasarladığım kimono ile sürdürülebilir modaya adım atmıştım. Bu sene bunu Resort koleksiyonuma da taşıdım. Her sezon olduğu gibi hem benim hem Jaquette’in enerjisini temsil eden ‘sarı’yı ve doğanın tüm renklerini göreceğiz. Kimono&kaftan koleksiyonumuzda her sezon Jaquette’e özgü çizilen desenlerimiz ön planda. Bu desenleri ve renkleri şapka, yelpaze ve yeni plaj çantalarımıza da taşıyoruz. Takım almak isteyenler oluyor diye her parçayı desen ağırlıklı çalışmamaya dikkat ediyoruz. Geçen sene olduğu gibi bu sene de koleksiyonumuza elbise ve pareo etekler ekledik. Ayrıca bu sene Resort koleksiyonumuza limitli sayıda mayo ve bikini de ekledik.
3-Nasıl bir çalışma temponuz var, dinlenmeye vakit kalıyor mu?
SEVAL GÜNGÖREN İLE 5 SORU 5 CEVAP1- Seval Güngören neler yapıyor? Bu karantina günleri bizlere nasıl dersler çıkardı?
Yirmi yıldır güzellik sektöründeyim. Şu anda ise 11 yıldır kendi kurucusu olduğum Medilaser İstanbul Güzellik Merkezi’ni işletiyorum. Karantina döneminde bol bol kendimi dinledim. Sosyal medyamı daha aktif kullanarak, danışanlarımızla hep iletişim içinde olduk. Olabildiğince hayatın her alanında sadeleştik. Kendimizi bir sistemin kölesi olarak, materyal şeyler için ne kadar paraladığımızı ve kendimizi hiç düşünmediğimizi, ilişkilerimizi ne kadar çabuk çarçur ettiğimizi ve sağlığımızın kıymetini anladık.
2- Kadınlarımıza evlerde yapacağı cilt bakımı ve makyaj konularında ip uçları verir misiniz?
Evde yapılacak en önemli bakım, öncelikle cilt temizleme ritüelimiz. Gece yatmadan cildin temiz olması, sağlıklı bir cilt için çok önemli. Yıka, tonikle, nemlendir. Bu üç aşamaya çok dikkat etmeliyiz. Bir tanesi bile eksik olmamalı. Hatta 30 yaş sonrası nemlendirici öncesi, cildin ihtiyacına göre belirlenen bir serum buna mutlaka eklenmeli. Gece iyi temizlenmiş bir cilde, sabah uyandığımızda aynı işlemi yapmak zorunda değiliz. Sadece duru suyla yıkamayı tavsiye ederim, çünkü cildin kendi yağına da ihtiyacı var. Ve en önemlisi kullandığımız ürünlerin tavsiye üzerine değil de uzman kişilerin bizim cilt yapımıza ve cildin ihtiyacına göre belirlenmesi gerekir. Bir başka önemli konu, tonik her zaman atlanır, fakat aslında tonik yıkamadan sonra cilde yapışan kiri ve tozu çok güzel arındırır ve arkasından sürülen nemlendiricinin daha derine inmesini sağlar.
Makyaj konusunda en iyi tavsiyem, iyi temizlenmiş ve nemlendirilmiş cilde, belki çok malzeme ile fakat her şeyi çok az oranda sürmek. Bazen yaptığımız en büyük hata, yüzümüzdeki lekeler veya çilleri tamamen kapatma isteği ile fondöten uygulamasını maske gibi yapmak ve abartmak. Aslında bütün makyaj ürünlerini cildimize az oranda kullandığımızda hem cildi yormamış oluyoruz hem de daha temiz bir görüntüye sahip oluyoruz. Bırakın lekeler çiller az oranda görünsün zaten sizi doğal yapacak olan onlarla barışık olmanız.
CENK ESERTEPE VE MEHMET TOPBAŞ İLE 5 SORU 5 CEVAPHayal güçlerinden esinlenerek tasarladıkları ürünler cesur, yenilikçi ve stil sahibi kadınlara hitap ediyor. İstanbul Nişantaşı’ndaki tasarım atölyeleri ise görülmeye değer. Sohbetimizi Cenk Esertepe ile gerçekleştirdik. Sevgili Mehmet Topbaş ara ara katılsa da önemli bir toplantısı için hazırlık yapıyordu. İki Türk tasarımcının özellikle Londra’da tasarımlarının çok ilgi görmesi büyük mutluluk.
1. JCM London markanızın oluşum hikâyesini öğrenebilir miyiz?
Türkiye’nin sayılı altın firmalarında 16 yıl çalıştıktan sonra 2008 yılında Londra’ya yerleştim. Yeni bir şeyler yapmak istiyordum, fashion jewelry’e yöneldim. O dönemde Londra’nın ünlü büyük mağazaları için küçük çalışmalar yapıyordum, her şey yolunda gidince ‘neden olmasın’ dedim ve kendi markamı hayata geçirdim.
Koronavirüs salgını tedbirleri kapsamında sokağa çıkma kısıtlamasının getirildiği bu bayramda, büyüklerimizi ziyaret etmeye gidemesek de, evimizde kaldığımız süre içerisinde kendimize özen gösterelim. Evden çıkamasak bile, çıkıyormuş gibi giyinelim, sabah ilk işimiz büyüklerimizi aramak olsun ve mis gibi kıyafetlerimizi giyinelim, güzel sofralar kuralım, ailece birbirimizle bayramlaşalım. Sevdiklerinizle birlikte nice bayramlar dilerim.
***
Nefes almak bayramdır mesela; günün birinde soluksuz
kalınca anlar insan...
Görmenin nasıl bir bayram olduğunu karanlık öğretir;
sevmeninkini yalnızlık...
Sızlamayan her organ, hele de burun direği bayramdır.
Bugüne kadar devlet adamlarından iş insanlarına, hatta Hollywood yıldızlarına kadar birçok tanınmış isme smokin diken Kordonciyan, yerli-yabancı film ve dizilere de smokin ve frak hazırlıyor. Dört kuşaktır smokin diken bir ailenin ‘Altın Makas’ oğlu Levon Kordonciyan. Karantina günlerinde neler yapıyor, smokin ve Atatürk’ün giyim tarzını konuştuk.
1- Evde geçirdiğiniz bu günlerde neler yapıyorsunuz?
Öncelikle ailemin sağlıklı ve huzurlu kalması için motivasyonumu ve moralimi yüksek tutuyorum. Aile fertlerimi, dostum ve arkadaşlarımı sık sık arayıp konuşarak ve dertleşerek irtibatımı kesmemiş oluyorum. Küçüklük zamanında oynadığımız oyunları kızımla oynamaya başladım. Mesela yoldan geçen arabaları sayarak kızımla yarışma düzenliyoruz. Ev ekonomisinin önemini daha çok anlayıp elimizdeki imkânları değerlendirip birçok çeşit yemek yapıyoruz. Eşimle karşılıklı gündüz kahvesi içerek sohbet ediyoruz.
2-Beyler için evde şıklık için neler tavsiye edersiniz?
Sabah uyandığımızda artık sinek kaydı traş olmalıyız ki moralimizi yerine getirelim. Kıyafetlerimizi kendimiz ütüleyelim ve onları giyerek mutlu olalım. Dolabımızı açıp düzenleyelim sakın hiçbirini atma fikrini aklımızdan geçirmeyelim, ihtiyacı olan kişilerle paylaşalım. Zaman paylaşma ve ekonomi zamanı.
3- Erkeğin makyajı smokini midir? Smokin bir Amerikan kültürü müdür? Bonjour, redingot, jaketatay, frak, smokin nerelerde giyilir?
Smokin, frak, redingot, jaketatay ve bonjour erkeğin estetiğidir. Bu kıyafetleri tamamlayan aksesuarlar da erkeğin makyajıdır. Bunlar, papyon, kuşak, kol düğmesi, yelek, kravat, yaka iğnesi, fular, ipek çorap, rugan ayakkabı.
MURAT TÜRKİLİ İLE 5 SORU 5 CEVAP‘Moda’ ve ‘Ankara...’ Bu iki kelime, Ankara’dan çıkıp adını tüm dünyada duyuran sevgili Murat Türkili’yi akıllara getirir.
Dile kolay, 1990 yılında gelen bir iş teklifi üzerine girdiği Beymen çatısı altında tam 30’uncu yılı. ‘Beymen Artistik Direktörü’ olarak işin tam olarak beyni. Ayrıca, her bir yeni sezonun yükü de stresi de onun omuzlarında. Ve tabii tüm bunların yanında her zaman her koşulda tam bir Ankara aşığı.
Modayı yakından takip eden okurlarımız hatırlayacaktır. Beymen Artistik Direktörü Murat Türkili ile daha önce Beymen Collection 2019 İlkbahar/Yaz kadın koleksiyonu üzerine konuşmuştuk. Bu defa ise durum biraz farklı. Koronavirüs salgını nedeniyle artık her şeyin değişime ve dönüşüme girdiği bu dönemde, Murat Türkili ile ‘online röportaj’ yaparak, karantina günlerini nasıl geçirdiğini konuştuk.
Şimdiye kadara onu hep işiyle, 30 yıldır çalıştığı Beymen’e kattıklarıyla tanıyan okurlarımız içen Murat Türkili’ye, şu beş soruyu yönelttim. İçtenlikle yanıt verdi. İşte anlattıkları...
MELTEM KAZAZ’LA 5 SORU 5 CEVAP
ÖĞÜN SAYIMI İKİYE İNDİRDİM KESİNLİKLE ABUR CUBUR YEMİYORUM
* Malum, zor bir süreç geçiriyoruz ve evlerimizdeyiz. Peki siz karantina günlerinizi nasıl geçiriyor, neler yapıyorsunuz?
İnsanlık olarak büyük bir sınavdan geçtiğimiz bu günlerde yaşadığımız süreci hem bedenen hem de psikolojik olarak sağlıklı bir şekilde atlatmaya ilk gün karar verdim. Uyulması gereken kuralların tamamına, hem kendim hem de ailemin sorgusuz uymasını sağlamak birinci önceliğim oldu. Bununla birlikte özellikle kendim için istisnasız bir program belirledim. İstisnasız diyorum, çünkü insan rehavetin büyüsüne çok çabuk kapılıyor. Normal zamanlardaki gibi her sabah 06.30’da uyanıyorum. Evim ormanlık bir arazi içinde ve şehirden uzak olduğu için her sabah ormanın içinde yürüyüş yapma şansına sahibim. Böyle bir zamanda bunun değerini çok daha iyi anlıyor ve şükrediyorum. Öğün sayımı ikiye indirdim ve kesinlikle abur cubur yemiyorum. Yürüyüş yaparken değişmez rutinim, farklı konu başlıklarından podcast’ler dinlemek. İnanılmaz yetenekte, inanılmaz tecrübeye sahip insanlardan dinlediğim podcast’lerin hepsi ufuk açıyor. Bunun dışında yaptıklarım ise hemen hemen herkesle aynı sanırım. Günlük yemek listesini planlamak, kitap okumak, puzzle yapmak, sosyal medyada sörf etmek ve film izlemek...