Aysun Kaba

Önemli olan herkesin kendisine yakışanı bulması

23 Şubat 2020
Başarılı ve girişimci anne-kız, Zeynep ve Öykü Benli... Türk evlerinde geleneksel olarak giyilen terliklerden yola çıkarak, birbirinden şık ev ayakkabıları ürettiler. Bununla da kalmayıp, ayakkabıları aksesuar olarak tamamlayacak çantalar da ürettiler.

Zeynep Benli ve Öykü Benli ile 5 Soru 5 cevap

Markaları Fabula&Tales olarak isimlendirmelerinin de bir anlamı var. ‘Fabula’, Latince ‘öykü’ anlamına geliyor. ‘Tales’ ise dünden yarına doğru giden yolculuğu ifade ediyor. Zeynep ve Öykü Benli ile markaları ve moda üzerine bir sohbet gerçekleştirdik.
1-Fabula&Tales hikâyesi nasıl oluştu?
Zeynep Benli: Markamızın doğuşu aslında tipik bir gelenek ve göreneklerimize bağlılık hikâyesinden kaynaklandı. Hepimiz evlerimizi kurarken ilk önce temel ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz ve bu temel ihtiyaçlardan biri de terlik. ‘Evde güzel ve rahat terlikler olsun’, ‘gelen misafirlerimize şık terlikler verelim’ düşüncesiyle terlik arayışına geçip, istendiği gibi terlik bulamayıp, ayakkabıların altını silerek evde giymeye varan bir hikâyeden yola çıktık. ‘Güzel terlik bulamama’ sorununu çokça yaşamış biri olarak bir gün bu ayakkabılara benzer modellere rastladım ve çok beğendim. Tarz olarak bana çok uyan bu model ayakkabılarla, hayatımın hem rahat hem de şık olacağını düşündüm. Çocukluğundan beri çok zevkli olduğuna inandığımı kızım Öykü ile birlikte bu işin gelişebileceğini düşünerek ve tabi ki Öykü’nün de inanması ve bana destek vermesiyle bu işe girdik, üretime başladık.
2-Tasarımlarınızın el işçiliği olması ayrı güzel. Bu güzel ayakkabılarınızı ve çantalarınızı nasıl bir kombinle önerirsiniz?
Öykü Benli: Ayakkabılarımız içi deri, dışı kumaştan, altı da kösele ve tamamen el işçiliğidir. Biz ürünümüzü kısaca ‘sade şıklık’ olarak tanımlıyoruz. 3 ana modellimiz var, nakışlı, broşlu ve payetli.

Yazının Devamını Oku

4 Türk tasarımcının New York çıkarması

17 Şubat 2020
Ticaret Bakanlığı’nın desteği ve Türkiye Tanıtım Grubu’nun işbirliğiyle New York Moda Haftası kapsamında “Turkish Designers” (Türk Tasarımcılar) adlı bir karma defile düzenlendi.



Spring Studios’ta gerçekleşen defilede Aslı Filinta, Deniz&Begüm Berdan, Hakan Akkaya ve Simay Bülbül’ün 2020/2021 sonbahar-kış koleksiyonları tanıtıldı. Türk tasarımları ve yüzde 100 Türk kumaşlarıyla 4 ayrı Türk tasarımcı tarafından şekillenen defileye New York’lu modaseverler ile uluslararası medya kuruluşları büyük ilgi gösterdi. Amerikalı ünlü şarkıcı Cyn Santana ve top model Afiya Bennett de ön sıralardan izledi.
Ayrıca Hakan Akkaya’nın koleksiyon tanıtımında Deva East podyuma çıkarken, DB Berdan koleksiyon tanıtımında ise ünlü Amerikalı şarkıcı Lil Mama podyuma çıktı. Uluslararası basın ise, defileyi 4 Türk tasarımcının ‘New York çıkarması’ olarak yorumladı.

‘ÜLKEMİZ ADINA GURURLUYUZ’

Yazının Devamını Oku

Sofralar da stil olmalı

9 Şubat 2020
Kadınlar, her sektörde olduğu gibi yemek sektöründe de başarılı işler ortaya koyuyorlar. İpek Develi de başarılı işler ortaya koyan isimlerden biri.

İpek Develi İle 5 Soru 5 Cevap

Mimarlık eğitimini tamamladıktan sonra, kendisi gibi yemeğe meraklı arkadaşı Özlem hanım ile İstanbul’da bir restoran açtı. “Hayalinizi gerçekleştirmeniz her zaman mümkün” diyen İpek Develi, sofra lezzetlerinin yanı sıra mekânlarının da stil olmasına özen gösteriyor. Stilin sadece iyi giyinmek olmadığını, mekanların da stil olması ve stil sofralar kurulması gerektiğinin altını çizen İpek Develi, Gaziantepli olmanın verdiği avantajı da kullanmış. “Bölgemizin mutfak kültürü malum, yemek yapma, misafir ağırlama kültürü, hamurumuzda var” diyen sevgili İpekle keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.
1- İpek Develi neler yapıyor?
Elbette önceliğim ikizlerim ve ailem. 3 yıl önce evlenip, Erhan ve Arif’in hayatımıza girmesi ile birlikte çok yoğun olduğum iş hayatım doğal olarak ikinci sıraya gerilemiş oldu. Ancak, ‘Sırçacı 14’ yaklaşık 7 yıldır emek verdiğim ve tabiri yerinde ise neredeyse birbirimizi büyüttüğümüz çok şirin ve insanların huzur bulduğu bir mekân oldu. Mesleğimi çok seviyorum. Mekânımı çok seviyorum. Tabiyatıyla başarılı olmak için çok zaman ve çok emek veriyorum ve çok severek çalışıyorum.
Burası her ne kadar butik bir işletme gibi görünsede, görünmeyen çok önemli bir yönü daha var catering hizmetimiz. Bu alanda geniş lokasyonlara çok kapsamlı ve çok zengin hizmet verebiliyoruz. Doğal olarak beklentilerin yükselmesi ile birlikte büyüyen ve sorumlulukları genişleyen bir hizmet sektöründeyiz. Biz de, yükselen bekletilere karşı hem kendimizi geliştiriyor hem de heyecanla işimize devam ediyoruz.
2- Markanız nasıl oluştu?
Mimarlık eğitimimi tamamladıktan sonra İtalya’da Hospitality Management master yaparak İstanbul’a döndüğümde, 2 yıl özel sektörde çalıştım. İtalya’da aynı okulda okuduğum cok yakın arkadaşım Özlem ile kafa kafaya verdik ve dedik ki ‘kendi cafe-restaurant’ımızı açalım. Kurumsal hayatı bırakıp 2012’de öyle yola çıktık, ‘Sırçacı 14’ markası ise arkadaş gruplarınca çok ziyaret edilip çok brownie-çok yemek sipariş verilince arkadaşım Özlem’in ev adresi sokak adı Sırçacı, kapı numarası 14 bizim mekânın ismi oldu doğal olarak.

Yazının Devamını Oku

Stil, kendine özgü dokunuşlar yapmaktır

2 Şubat 2020
İmza attığı pek çok projede ikonik tarzıyla öne çıkan Nil Ninat, Milano’da moda ve tasarım eğitimi aldı. Avrupa’da katıldığı moda haftalarında, stiliyle dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Türkiye’ye döndükten sonra blog macerası başlayan Ninat, başarılı bir stil danışmanı ve influencer. Moda trendlerinin etkisiyle insanların birbirini kopyalayan giyim tarzını benimsediğini söyleyen Ninat, “İnsanın trendleri takip ederken, kendine özgü, göze hoş gelen ufak dokunuşlar yapması, stil sahibi olmak adına atılmış doğru adımdır” diyor.

NİL NİNAT İLE 5 SORU 5 CEVAP

 1- Nil Ninat neler yapıyor? Biraz tanıyalım?

İzmirliyim, üniversite yıllarıma kadar İzmir’deydim. Bahçeşehir Üniversitesi İç Mimarlık bölümünü kazanınca İstanbul serüvenim başlamış oldu. Ancak modaya duyduğum ilgi, beni eğitimime burslu kazandığım Milano Istituto Europeo Di Design okuluna devam etmemi sağladı. Blog çalışmalarıma da bu süreçte adım attım. Şu an stil danışmanlığı (styling) yapıyorum. Yaptığım işte aktif olmayı ve her zaman kendimi geliştirmeyi seviyorum. Bu nedenle Paris, Milano, Kopenhag, New York gibi şehirlerdeki moda haftalarına katılıp yeni trendleri, hem yaptığım çalışmalara hem de sosyal medyadaki takipçilerime aktarmaya çalışıyorum.

2- Sosyal medya sizin için ne ifade ediyor? Sosyal medya platformlarından hangisi daha çok ilgi çekiyor?

Sosyal medyanın yadsınamaz bir gücü var. Mesleğimin merkezi sosyal medya olarak başladı. Yaşadığımız çağ, büyük bir hızla durmadan yeniden şekilleniyor. Zamanı daha kaliteli ve doğru kullanmak zorunlu hale gelince, kısa sürede geniş kitlelere ulaşmak için sosyal medya en güçlü araç durumunda. Ben de aktif bir sosyal medya kullanıcısı olarak, doğru ve kaliteli paylaşımlar yapmaya çalışıyorum. Sosyal medyada Instagram başı çekiyor diyebilirim.

3- Türkiye’de stilini beğendiğiniz isimler dersek, kimleri söylersiniz?

Yazının Devamını Oku

Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nda Anadolu kültürüne selam

26 Ocak 2020
Genç tasarımcı Bünyamin Aydın’ın Paris sunumu çok ses getirdi.

Aydın, Les Benjamins markasıyla 2020 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nu Paris Moda Haftası’nda ‘Vahşi Doğu (Wild Wild East)’ adıyla tanıttı. 30 yıllık hayatında yaşadığı kişisel dönüm noktalarından ilham alan Aydın, Rock and Roll yıldızı olma hayalleri uzak bir anı haline gelmiş olsa bile, bu hayali koleksiyona gençliğinin güçlü enerjisi halinde yansıyor.

Les Benjamins’in Türkiye kökenlerinde yatan Anadolu rock kültürünün meditative ruhunun ortaya çıktığı koleksiyonda, Doğu’nun vizyonu zihin açıcı Batı fenomenine bir köprü oluşturuyor. Her bir parça ve detayda Les Benjamins dünyasında reddedilemez bir evrime işaret eden Wild Wild East ile Bünyamin Aydın, kadın ve erkek giyim ve aksesuarlarda çağdaş ve zengin bir koleksiyon sunuyor.
Koleksiyon, otantik teknik ve inovatif kumaşların tercih edildiği çok yönlü ve ‘casual’ parçalar, buz grisi, soluk sarı, nar çiçeği ve mavi renkler ile Anadolu kültürüne selam niteliği taşıyor. İstanbul’un kırmızı laleleri, kadife kumaş veya gömlek desenleri üzerinde canlanırken, Les Benjamins’in imzası haline gelen halı deseni jakarlı elbise, eşarp ve kazaklarda ortaya çıkıyor.

Gri yün takım elbise ve hardal rengi dış giyim parçalarında yer alan kakma örgü ve baskılarda Nemrut Dağı ve Kaçkar Dağları’ndan ilham alınırken, koleksiyondaki her bir parça 70’lerin vinil plak kapaklarının psikedelik grafiklerini hatırlatıyor. Rock ruhu, yumuşak deri trençkotlar, bootcut paça ve saçaklı kol kesimleri, kristal işlemeler ve peluş kürk gibi arketipik detaylar ve silüetlerde öne çıkıyor.

DR FATİH ŞİRİN İLE 5 SORU 5 CEVAP

Yazının Devamını Oku

LeShow İstanbul’da Hakan Akkaya’nın zafer koşusu

19 Ocak 2020
Bu sene ikincisi düzenlenen LeShow İstanbul Deri ve Moda Fuarı, moda dünyasının dahi çocuğu, dünyaca ünlü modacımız Hakan Akkaya’nın defilesiyle açıldı.



İstanbul Kongre Merkezi’ndeki fuarda, styling’i Anıl Can’ın üstlendiği koreografisi Capsule Production Design’dan Özgün İnanç Gülle tarafından yapılan Hakan Akkaya imzalı 400 parçadan oluşan LeShow İstanbul ‘Glamour’ koleksiyonu tanıtım defilesinde baş manken olarak ünlü model Çağla Şıkel, koleksiyonun tanıtım filmi yüzü olan ünlü oyuncu Tuğba Ünsal ve 40 model podyuma çıktı. 

Defilede iki ayrı tasarımla podyuma çıkan Çağla Şıkel, nefesleri keserken güzelliğiyle herkesi kendine hayran bıraktı. Koleksiyonun tanıtım filminde oyunculuk performansıyla göz dolduran Tuğba Ünsal, defilenin ikinci yarısında söz ve müziği kendisine ait ‘I am Super Human’ adlı şarkısını ilk kez seslendirdi.
Hakan Akkaya defilenin kapanışını ise büyük beden mankenler Su Alandağlı ve Melek Kaçan ile podyuma çıkarak yaptı
Büyük beden modeller Su Alandağlı ve Melek Kaçan, Akkaya’nın tasarımı özel kostümlerle podyuma çıkarak, ‘Kadın bedenlerine özgürlük’ mesajı verdi.

Yazının Devamını Oku

İçinde iyi hissettiğim şeyler ‘benim modam’

12 Ocak 2020
Tanla Özuzun... İş hayatına bankacılık sektörüyle adım atan, 2 yıllık bankacılık tecrübesinin ardından “Parayla pulla işim olmaz” düşüncesiyle istifa edip fotoğraf ve moda sektörüne yöneldi.

Tanla Özuzun ile 5 Soru 5 Cevap

Sevgili Tanla, hem iyi bir moda fotoğrafçısı hem moda sektöründe satın almada görev yapmış hem de seramikten muhteşem küpeler ve kolyeler tasarlayan bir sanatçı. Modanın bir algı yanılsaması olduğunu söyleyen Tanla, “İçinde kendimi iyi hissettiğim şeylerin ‘benim modam’ olduğunu düşünmek istiyorum” diyor. Sevgili Tanla Özuzun’la moda yolculuğunu konuştuk.

1-Tanla Özuzun moda yolculuğuna nasıl başladı?
Vakko Couture’de satın alma yaptığım 5 sene, moda yolculuğuna başlamak için çok güzel bir deneyim oldu. Daha sonra ilk online moda dergilerinden biri olan Blank-Mag’ın kuruluşunda yer aldım. Uzun zamandır yaptığım fotoğrafçılık sayesinde de modayla yakın mesafede kalmaya devam ettim. Son bir senedir de hobi olarak başladığım seramik sayesinde çok severek yaptığın Tanti Ceramics markasını kurdum.
2-Seramikten takıların nasıl bir hikâyesi var?
Yakın bir arkadaşım bana Picasso’nun karısı Jacqueline’e yaptığı üzerinde seramikten suratların olduğu bir kolyenin fotoğrafını gösterdi ve ona da yapmamı istedi. Denemek için yaptıklarım zamanla benim ve çevremdekilerin çok hoşuna gitmeye başladı. Yaptıkça daha farklı şeyler üretmeye başladım. İlk başta Metallicdirt markasıyla, seramik kısımlarını benim yaptığım, metal kısımlarını da arkadaşım Münire’nin yaptığı bir koleksiyon oluşturduk ve onun dükkânı Maezae’de satışa sunduk. Daha sonra, tasarlamaktan ve ortaya çıkanlardan o kadar büyük bir zevk almaya başladığımı fark edince de yoluma yalnız devam etmeye ve Tanti Ceramics’i kurmaya karar verdim. Küpeleri ve kolyeleri yaratma süreci benim için eşsiz bir mutluluk, hayatta bundan daha çok yapmak istediğim bir şey yok gibi.

Yazının Devamını Oku

Yetenekli ve yenilikçi gençler moda sektörünün geleceği için önemli

5 Ocak 2020
Sevgili Seda Lafçı, İstanbul Moda Akademisi (İMA) Direktörü...

Moda sektöründe uzun yıllardır emek sarf eden, gençleri doğru yönlendiren Lafçı için İMA’nın ‘her şeyi’ dersek tam yerinde olur. Türk tekstili ve hazır giyiminin uluslararası arenada tanıtımı ve pazarlaması için önemli stratejiler geliştirdi. 1992’de ilki yapılan Genç Moda Tasarımcıları Yarışması onun süpervizörlüğünde gerçekleşti. 2003-2008 yılları arasında Türk İhracatçılar Birliği’nde genel sekreter yardımcılığı yaptığı dönemde, tasarımcıları ve üreticileri bir araya getirerek, uluslararası pazarda Türk markalarının gelişmesinin önünü açtı. İMA ve genç modacıları konuştuğumuz Seda Lafçı, “Gençlerin başarılı olabilmek için çok çalışmaları, moda endüstrisinin yoğun temposuna hazır olmaları gerekli” diyor.

SEDA LAFÇI İLE 5 SORU 5 CEVAP

 1- New Gen’i nasıl tanımlarsınız? New Gen, Türk moda sektörü için neden önemli?

Türkiye moda sektörünün dünyada rekabet edebilirliğini arttırmak üzere moda tasarımcılarına, deneyimlerini güçlendirmesi ve markalaşmalarının sağlanması için profesyonel destek ve rota sunan bir platform New Gen.
Hazır giyim sektörü, ihracat açısından lokomatif sektörler arasında ve Türkiye dünyanın en önemli hazır giyim üreticilerinden biri. Bununla birlikte Türkiye’de tasarım endüstrisi yeni gelişiyor ve yaratıcı, marka yaratma potansiyeli yüksek olan tasarımcılara ihtiyacı var. Yetenekli, uluslararası pazarlar farkındalığı olan, yenilikçi, risk alabilen ve gelecek vaat eden genç tasarımcılar moda sektörünün geleceği için önemli. Sektörü geleceğe taşıyacak genç moda tasarımcılarının ve endüstrinin diğer alanlarında sektörün ihtiyaç duyduğu niteliklerde profesyonellerin yetiştirilmesine ihtiyaç duyuluyor. Biz de genç tasarımcılarımızı destekleyerek yaratıcı endüstrinin gelişimini daha da artıracağımızı düşünüyoruz.

2- Gençler moda sektöründe hedefleri konusunda bilinçli mi?

Ülkemizde moda endüstrisinin yaratıcı ekonomide önemli payı her geçen yıl artıyor. Endüstrideki bu büyüme gençlere yeni olanaklar sağlamaya başladı. Moda ekosistemini oluşturan alanlarda farklı iş kollarının ortaya çıkması meslek edinme noktasında moda alanına yönelik talebi de artırıyor. Gençler moda sektöründe yer almak istediklerini bilseler de sektörün ne tarafında ilerlemek istediklerini bazen kestiremeyebiliyorlar. Yeteneklerinin farkına varma ve kültürel bilinçlenme İMA’nın en önem verdiği değerler arasındadır. Bu nedenle düzenlenen çeşitli konularda seminerler ve workshoplar ile, müzelere, galerilere, sektörün önde gelen tasarımcılarının stüdyolarına, moda dergilerine, fotoğrafçılarına, fabrikalara, moda fuarlarına yapılan gezilerle, çeşitli etkinlikler ve yarışmalarla öğrencilerimizin kişisel gelişimlerine katkı sağlarken, sektörü tanımalarına ve meslek dallarıyla ilgili bilgi sahibi olmalarına destek oluyoruz.

3- İMA öğrencisi olmak için gerekenler neler?

Yazının Devamını Oku