Paylaş
Söz veren bakan
Vakıflar Genel Müdürlüğü eskiden bir bakanlıktı. Şaşılacak bir şey yok, çünkü Vakıflar, Türkiye'nin Hazine'den sonra en büyük gayrimenkul imparatorluğu. Sonradan bir genel müdürlük oldu. Artık bir devlet bakanına bağlanıyor. Bu hükümette de ANAP'lı Yüksel Yalova'ya bağlandı.
Her yeni bakan gibi o da ilk günlerinde gösterişli bir iki jest yaptı.
Vakıflar'a bağlı tarihi eserlerde, İstanbul'un camilerinde filan gezdi, her gittiği yer perişan haldeydi, o da büyük büyük sözler verdi. Yaptıracağız, bakacağız, onaracağız vs.
Galiba her evkaf nazırı işe başladığında bu tür sözler veriyor. Sonra kazın ayağının öyle olmadığını anlayıp susuyor. İşler de eskisi gibi gidiyor. Daha doğrusu gitmiyor.
Bazen, bu yetkisiz bakanlara acıdığım oluyor. Vakıflar'ın gelirini devlet ne yapıyor bilmiyorum, ama tarihi eserler için harcamadığı kesin.
Ancak nazır bey süs gibi dururken Sinan'ın camileri elden gidiyor. Diğer camilerden vazgeçtim, bari onun eserlerine kayıtsız kalmayalım!
Güzelce Kasım Paşa Camii'nin minareleri bile ortada yok! Mihrimah Sultan Camii bir gün insanların başına yıkılacak. Ayıp değil mi?
OKUL SORUNU
Biber Catering sözünü tutmadı
Biber Catering yemek firmasının Erenköy, Profilo ve Ataşehir İlköğretim Okulları'nın yemek işini aldığını, sonra çocukların zehirlendiğini, okullarla firmanın ilişkisinin kesildiğini, ancak şirketin velilerden peşin peşin aldığı senet ve çekleri iade etmediğini yazmıştık.
Biber Catering'in avukatları bir açıklama yollayarak, bizi ‘‘yargısız infaz’’ yapmakla suçlayıp, velilere de senetlerinin muklaka iade edileceğini, kullanılmayacağını bildirdiler.
Ama veliler firmanın senetleri hala iade etmediğini bildiriyor.
Düşünüyorum, niye gazeteciler yargısız infaz yapıyor diye. Nedenini buldum: Ülkede hiçbir zaman yargılı infaz yapılamıyor da ondan. Yolsuzluk, usulsüzlük yapanlar mahkemeden ellerini kollarını sallayarak çıkıyor.
Paylaş