“Geleceğimizi, kültürümüzü ve neslimizi iklim krizine karşı korumak …”

Türetim Ekonomisi Derneği Aralık 2015’te, ekolojik ve adil iş modellerinin toplumsal yararlarıyla ilgili bilinç yaratmak; araştırmalar yürütmek ve toplumu türetim ekonomisinin sürdürülebilir bir toplum inşası üzerindeki olumlu etkileri hakkında eğitmek hedefiyle kuruldu.

Derneğin amacı; araştırma ve analiz çalışmaları yapmak suretiyle, türeticiler ile üreticileri bir araya getirerek bir topluluk inşa etmekti. Böylece uluslararası türetim hareketine katkıda bulunulmuş; doğayla ve kendisiyle uyum içerisinde bir ekonominin harekete geçirilmesi ve geliştirilmesine katkı sağlanmış olacaktı.

Türetim Ekonomisi Derneği ekolojik ve sosyal açıdan adil bir dünyaya geçişi sağlamayı hedefliyor. Ve bu hedef doğrultusunda, üç aşamada gerçekleşecek bir sinerji yaratmaya çalışıyor.

İlk Aşama: Ortaya çıkmakta olan yeni ekonomik paradigmayla ilgili, türeticilerin değişmekte olan yaşam stilleri ile, ekolojik ve sosyal açıdan adil üretim yöntemlerini benimseyen üreticiler olmaları ve onların tedarik zincirleri ile ilgili araştırma ve analizler yapılması,

İkinci Aşama: Daha güçlü bir türetici tabanı oluşturulması ve hangi üreticilerin finansal olarak sürdürülebilir olabilecekleri konusunda eğitim verilmesi, işletmelerini geliştirilebilmeleri için çevrimiçi araçları daha etkin bir şekilde kullanabilmelerinin sağlanması,

Üçüncü Aşama: Türetim ekonomisini tanımlamak ve yaratmak için yurttaş kapasitesinin geliştirilmesi; ulusal ve uluslararası aktörleri bir araya getirerek büyük değişimin yaratılması için yeni bir sosyal ve ekonomik paradigmanın oluşturulması.

“Değişim Elçileri” Programı, 2023’te Türetim Ekonomisi Derneği tarafından başlatıldı. “Değişim Elçileri”, farklı şehirlerden üniversite öğrencisi gençleri bir araya getiren ve bulundukları şehirlerde iklim krizi ile mücadeleyi hızlandırmak için etki yaratılmasını destekleyen bir program. Programın amacı; farklı illerde halkın iklim krizi ile mücadele taleplerini duyurmak, kendi bölgelerinde iklim krizi ile mücadele adımlarını hızlandırmak, genç katılımcıların iklim ve çevre hakları konusundaki farkındalığını artırmak ve onları bu alanda hak savunuculuğu yapabilecekleri bilgi ve becerilerle donatmak.

2023’ten bu yana programa 14 şehirden (İstanbul, Ankara, İzmir, Muğla, Eskişehir, Konya, Kayseri, Erzurum, Şanlıurfa, Manisa, Denizli, Zonguldak, Nevşehir, Adana) 23 genç katıldı. Katılımcılar; kendi yaşadıkları şehir ve bölgelerde iklim risklerini araştırdılar, çözüm talepleri için 20 kampanya başlattılar ve 9 karar alıcı ile görüşerek karar alma süreçlerinde yer aldılar.

Bu program kapsamında Ankara’da oluşan “Değişim Elçileri Ankara” topluluğu ise, Türkiye’nin dört bir yanından Ankara’ ya okumak için gelmiş 23 gençten oluşuyor. Ankara’ da okuyan ve Türkiye’ nin çeşitli bölgelerini temsil eden bu gençler; başkent Ankara’da, Türkiye’nin politika merkezinde, iklim politikalarının oluşturulması ve uygulanması konusundaki süreçlerde aktif vatandaş olarak yer almayı hedefliyorlar. Türkiye’nin iklim krizi ile mücadele adımlarında karar alıcılar ile diyalog halinde olmak, süreçlere katkı vermek, seslerini duyurmak istiyorlar.

“İklim Öncüleri” de, iklim için sürdürülebilirlik odaklı sosyal etkilere öncülük eden bir gençlik inisiyatifi. Çocuklar ve gençler tarafından kurulan ve yönetilen İklim Öncüleri; geleceği mümkün kılan çocukların ve gençlerin akranlarıyla birlikte gelişip üretmelerine olanak tanıyan bir alan sağlıyor, onları yarattığı fırsatlarla buluşturuyor. Belediyeleri, sivil toplum kuruluşlarını, şirketleri ve bireyleri bir araya getirerek iklim kriziyle mücadele için gerekli ortamı oluşturuyor.

Ulaşılan kişi sayısı 30.000+, gönüllü sayısı 50 şehirden 500 Genç ve kampanyaların toplam imza sayısı 120.000’ in üzerinde.

İklim Öncüleri, iklim kriziyle kesişimsel ve kapsayıcı bir şekilde mücadele ederken, bireysel ve toplumsal farkındalığı artırıyorlar; kitleleri harekete geçiriyorlar, sürdürülebilir ve etki odaklı çözümler üretiyorlar. Ve çok paydaşlı ortaklıklar geliştirerek, gelecek nesiller için yaşanabilir, daha iyi bir dünyayı mümkün kılacak değişime öncülük ediyorlar.

5 Haziran Dünya Çevre Günü kapsamında, iklim adaleti talep eden gençler seslerini karar vericilere duyurdular. “Güçlü Bir İklim Hedefi” çağrısıyla yola çıkan İklim Öncüleri ve Değişim Elçileri Ankara ekipleri, change.org platformunda yürüttükleri kampanyalarına gelen 10 binden fazla imzayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na teslim ettiler. Türkiye'nin iklim krizinden en çok etkilenen bölgelerden biri olduğunu vurgulayan genç iklim aktivistleri, aynı zamanda, bilimsel temelli ve iddialı bir Ulusal Katkı Beyanı’ nın verilmesini talep ettiler. Gençler daha önce de Bakanlığa açık bir mektup sunarak, iklim krizinin yalnızca çevresel değil aynı zamanda sosyal bir adalet ve demokrasi meselesi olduğunu hatırlatmış ve görüşme talebinde bulunmuştu.

Gençler, iklim krizinin etkileri karşısında gelecekleri için endişeli olduklarını dile getirirlerken. adil, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir dünya için mücadelelerini sürdüreceklerinin altını çizdiler. Dünya Çevre Günü vesilesiyle yapılan çağrıda, “Güçlü bir iklim hedefi, gençlerin geleceği için taahhütnamedir” mesajı öne çıktı:

“Biz gençler olarak; 5 Haziran Dünya Çevre Günü yaklaşırken binlerce imzayla desteklenen ‘Güçlü Bir İklim Hedefi’ kampanyamızın taleplerini Çevre, Şehircilik Bakanlığı’na teslim ettik. Çünkü Türkiye'nin mevcut iklim politikaları, iklim krizinin aciliyetine henüz yanıt vermiyor.

İklim krizinin etkilerini her geçen gün daha fazla hissediyoruz. Tarım alanlarımız kuruyor, ormanlarımız yanıyor, sağlığımız tehdit altında.

Türkiye'nin Paris İklim Anlaşması kapsamında taahhüt ettiği sera gazı emisyonlarını 2030 yılına kadar %41 azaltma hedefi, emisyon artışı üzerinden bir azaltım vadediyor. Bizler ise iklim krizinin yıkıcı etkilerini hâli hazırda yaşayan Dünya'mıza bakıyoruz ve diyoruz ki: İklim krizi ile mücadele için emisyonların bugünden itibaren mutlak olarak azaltılmasının hedeflenmesi şart.

Güçlü bir iklim hedefi gençlerin geleceği için de bir taahhütnamedir. Bu nedenle, Türkiye tarafından daha güçlü bir Ulusal Katkı Beyanı sunulmasını ve iklim krizi ile mücadelede daha etkili adımlar atılmasını talep ediyoruz. Bu da Türkiye'nin Ulusal Katkı Beyanının emisyonların mutlak azaltımı üzerinden tasarlanmasını, başta kömür olmak üzere fosil yakıtlardan çıkış için bir yol haritası içermesini ve bu dönüşümden etkilenecek tüm taraflar için adil geçiş mekanizmalarının kurulmasını içeriyor.

Daha adil bir dünya ve nefes alabileceğimiz sağlıklı yaşam alanları için hakkımız olanı talep etmeye, sesimizi duyurmaya devam edeceğiz.”

Gençler soruyorlar: “Bereketiyle yüzyıllardır medeniyetlere hayat veren Anadolu toprakları iklim krizi yüzünden yok olmaya mahkum mu?”  Ve diyorlar ki: “Bu topraklar, binlerce yıllık tarihimizin ve medeniyetimizin mirası. Anadolu’yu korumak, yalnızca çevreyi değil; geleceğimizi, kültürümüzü ve neslimizi iklim krizine karşı korumak demektir.”

Sanırım, Onlar’ a kulak vermeliyiz…

Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileğiyle…