Paylaş
Allah için söylemek gerekirse konuşmayı sadece bu sözlerle sınırlı tutmak çok iyi düşünülmüş bir strateji… Vurucu, dikkat çekici, tüm söylentilere karşı güven verici, iddialı bir çıkış.
Düşünün; Kılıçdaroğlu, Meclis Grup Toplantısı’nda elinde çok önemli bir evrak olduğunu açıklamasına rağmen gündemi Demirtaş’a kaptırdı. Bahçeli’nin açıklamaları da gölgede kaldı.
Demirtaş’ın sözleri Ak Parti’lileri kızdırdı ama kanaatimce asıl kızması gereken CHP’li ve MHP’li taraftarlar.
Yalnız Demirtaş’a değil, kendi liderlerine!
Medya tarafsızlığı, Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlü hitabeti, iktidar partisinin olanakları gibi bahanelerinin arkasına saklanamayacak bir gerçeği Demirtaş ispatladı Türkiye’ye…
Kim ne derse desin, Demirtaş bugün resmen olmasa da ana muhalefet partisi durumuna gelmiştir. Bu da şahsi başarısıdır.
Aslında Demirtaş bir de iyilik yapmıştır Türkiye’ye. Tayyip Bey’in karşısında güçlü bir lider olmamasının verdiği ümitsizliği ve kızgınlığı yerle yeksan etmiştir. Bu durum Tayyip Bey’in lehinedir.
Ak Partili siyasetçi ve yazarlara gelince, neden bu kadar öfkelendiklerini ve “had bildirme” derdine düştüklerini anlamlandıramadım.
Tayyip Bey, “Ey Demirtaş! Benim Başkan olup olamayacağıma sen değil, halk karar verir” diyerek cevabını verebilir pekâlâ.
Tayyip Bey, Ak Parti’nin içinden çıkmış bir liderdir. Bir muhalefet partisinin liderinin Ak Parti mensubu gibi davranmasını beklemek ve “Sen kimsin ki böyle konuşabiliyorsun yüzde on barajını aş da öyle gel!” demek etik değildir.
İfade özgürlüğü eşittir…
Şahsen ben, öfkelenecek bir tablo değil renkli bir Türkiye görüyorum.
Paylaş